İran ve Türkiye

Bir türlü anlamak mümkün değil şu bizim yöneticileri. Askerler de dahil olmak üzere. Ne de olsa onlar da bu ülkenin yönetim kadrosunun baş aktörlerinden. Aylardır K.Irak’ a girecez diye asker yığdık, dünyayı ayağa kaldırdık. Paşamız çıktı, girmek gerekli lakin siyasilerin izin vermesi lazım dedi; sanki herşeyde onlara soruyorlar gibi. Siyasilerimiz bu konuda bir dirayet gösteremedi; laftan öteye gidemedik. Gireriz, çıkarız kimse karışamaz dedik, sözde efelendik, fakat şeyi kırık Barzani bile bize kafa tutdu.

Ama İran; canı istediğinde girdi, bombaladı; bak ben istediğimi yaparım bölgenin en güçlüsü benim dedi; adamlar ABD ye kafa tutuyor nede olsa.

Ya biz ne zaman gerçekten büyük olacaz. Ne zaman Barzani ye, Belçika ya, Hollanda ya, Ermenistan'a haddini bildireceğiz. Sadece askeri olarak demiyorum. Ne zaman kendimizle uğraşmayı bırakacağız. Ne zaman bu ülke kendi bindiği dalını kesenlerden kurtulacak. Ne zaman halka karşı siyaset yapan bunu anlayamayan Deniz Baykal dan kurtulacak. Günü kurtarmaktan öte hiç bir işleri olmamış bu ülkeyi bir karış öteye götürememiş, gençlerin önünü kesen hırsızları suçluları koruyan yücelten Süleyman Demirellerden, Rahşan Ecevitlerden, Mesut Yılmazlardan, Erbakanlardan ne zaman kurtulacak. Polisden daha polis, doktordan daha doktor, antrönörden daha antrönör, herşeyin iyisini güzelini onlardan başka bilmeyen, ama ortalığı çok iyi karıştıran, halkdan uzak, kendi deyişleriyle uzaylı köşe yazarlarından ne zaman kurtulacak.

Ne zaman, İran gibi Kuzey Irak’a girip PKK'nın Barzani'nin ve onlar gibi olanaların; başını ezecek……..

NE ZAMAN; TÜRKİYE’NİN İŞLERİ DÜZELECEK???