Irkçı düşmanlığın sonu

Görüyor ve esele izliyoruz ki Avrupa'da mantar tabancası patlasa Avrupalılar birbirlerine geçmiş olsun deme ve yas ilan etme yarışına giriyorlar. Öte yandan en ufak olayda OHAL'ler ilan ediliyor ve birçok durumda Fransa gibi Avrupa İnsan hakları sözleşmesini resmen rafa kaldırdıklarını açıklıyorlar.

Oysa ülkemizde her gün yaşanan terör saldırılarına sessizler. Ülkemizde dünya tarihinin gördüğü en vahşi ve acımasız darbe girişimi sonrasında yüzlerce ölü ve yaralımız olduğunda dahi en ufak bir üzüntü belirtisi göstermiyorlar.

Ayrıca Avrupalılar ve bilhassa Amerika Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı açıktan son derece kin ve nefret dolu bir dil ve açıklama yapma yarışına girmekteler. Türkiye'ye destek mitinglerine yasaklamalar getiriliyor, buna karşın dev PKK mitinglerine ses çıkarılmadığı gibi Avrupa Birliği resmi kanalları düzeyinde destek yağıyor.

Stratejik müttefiğimiz (!) olan Amerika PKK'ya "Müttefiğimizdir" diyerek her türlü silah ve lojistiği sağlamanın yanı sıra bir diğer terör örgütü FETÖ'yü de hükümet düzeyinde açıkça destekliyor. Yetiyor mu hayır!

Avusturya'nın, Viyana havalimanında Türk düşmanı propoganda yazısını yayınlamaktan çekinmediğini görüyoruz. İngiltere'de BBC'de "Önce cumhurbaşkanının öldürülmesi gerekirdi" açıklamalarının yapıldığına şahit oluyoruz.

Ve Amerika'da PKK'yı bir ay önce kameraların karşısında ziyaret edip onlardan bir plaket almayı onur sayan bir generalin Türkiye'deki ajanların toplu tasfiyesine "Adamlarımızı toplamanızdan rahatsızız" anlamında son derece açık bir düşmanca ifadesini kanımız donarak dinliyoruz.

Peki Avrupa ve Amerika'nın bu kadar açık bir düşmanlığı yapmalarının nedeni ne? Osmanlı döneminden beri ağır bir Türk düşmanı olarak yetiştirilmiş olmaları... Tüm Avrupa tarihinde Türklerin düşman olduğu ve yok edilmeleri gerektiği sistematik olarak tüm insanarın beynine kazınıyor.

Çünkü Osmanlı bir zamanlar onlara hükmediyordu. Peki sivlleri vahşice katledip her şeylerini yasaklıyor muydu? Hayır! Ama bunun bir önemi yok. İmparatorluklar çağında görülen en insaflı imparatorluk olmasına karşın bu kin insanı nefret denizlerinde yola çıkarır...

Bir zamanlar Osmanlı Avusturya-Macaristan Kralına karşı böyle bir aşağılama dili kullanmış ve Osmanlı sadrazamının Avusturya-Macaristan kralına eşit olduğunu söylemişti. Bu tarihi bir hataydı. Onuru kırılan bu millet yıllar sonra intikam yeminiyle ve büyük bir nefretle öcünü aldı.

Peki bugün bunun büyük bir hata olduğu ortadayken batılılar ne yapıyorlar? Tarihten ders almışlar mı? Hiç sanmıyorum! Aynı yanlışı çok daha katmerli ve iğrenç bir şekilde yapıyor ve bundan şizofrenik bir tatmin alıyorlar. Bu ırkçı ve haçlı zihniyeti Türk milletinin yüreğinde büyük bir nefreti uyandırıyor. Oysa buna hiç gerek yok.

İnsanlarımız onların beslediği ve yönettiği teröristlerce öldürülüyor. Katilleri ülkelerinde el üstünde tuttuklarını, birçok terörist liderin devlet seviyesinde korunduğunu ve medyada her gün yenileri yayınlanan düşmanlık haberlerini gören bu milletin gönlünde bu büyük nefretin tohumu bizatihi batılılar tarafından bilerek isteyerek ekilmekte...

Bu büyük düşmanlığı ve ırkçılığı beslemenin Avrupa'ya ve Amerika'ya ne gibi bir fayda sağlayacağını tarih gösterecek. Hedefleri Türkiye'yi yok etmek olan bu ırkçı topluluk geçmişin yanlışlarını unutup geleceğe bakmak yerine aynı yanlışın çok daha büyüğünü yapmayı tercih ediyorlar.

Mantıklı mı? Bence hayır. Tarih bize gösteriyor ki bu saçmalık mutlaka bir yerde son bulur ve bu kadar zalimliğin hesabı bu dünyada sorulur... 22 Milyon kilometrekarelik alana hükmeden, 750 yıllık bir imparatorluktan soruldu, onlardan da sorulur...

Zalimlikte kendinden geçen 1000 yıllık bir Roma'dan hesap soruldu, onlardan da sorulur. Kısacası herkesten hesap sorulur. Kendilerinden olmasa da çocuklarından hesap sorulur. Biz nasıl ki Osmanlı'nın yanlışlarını ödüyoruz, gelecek nesiller de bugün bu ırkçılığı yapanların bedelini ödeyecektir. 

İşte tam da bu yüzden bir kerecik olsun dost eli uzatıp barışçıl olabilseler dünya bambaşka bir yere doğru gidebilir...