Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '15

 
Kategori
Deneme
 

Irkçılık yapmayın..! (mış)

Irkçılık yapmayın..! (mış)
 

görsel alıntı


Cuma namazına biraz erken gittik. Uzun süre caminin içi sessiz sedasız durdu. Sonra çok genç bir imam geldi, 20-25 yaşlarında ya var, ya yok. Yerden yaklaşık 1,5 metre yükseklikteki kürsüye çıkıp vaaz vermeye başladı; konu ırkçılık üzerine. “Allah ‘tanışıp bilişesiniz diye ben sizleri kabileler halinde ayrı ayrı yarattım’ diyor” derken kendi söylediğiyle çelişkiye düşüyordu aslında. Bence örnekleme için yanlış ayet seçmişti.

Durup dururken neden böyle bir konu seçmişti onu da anlamadım.

Tarih boyunca biz hiçbir zaman ırkçı bir millet olmamışız ki. Millet olarak kurduğumuz, ömürleri yüzyıllar süren devletlerimizde, tebaamız altındaki hiçbir millete ırkçı davranıp soykırım yapmamışız. Ne dinlerine karışmışız, ne yaşam tarzlarına. “Sen illa ki Türkçe konuşacaksın” diye de dayatmamışız. Ya değilse 500 yıl yönetimimiz altında kalan ne Yunanlılar, ne Bulgarlar, ne Ermeniler ne de diğerleri bu gün var olurdu. Hepsi nesli tükenen milletler sınıfına katılırdı.

Irkçı olmamalıymışız..! Eee biz zaten ırkçı değiliz ki… Allah beni Türk olarak yarattığı için Türkçe konuşuyorum, ne var bunda. Allah isteseydi insanları tek millet yaratırdı. Hiçbir insan diğerine yüzde yüz benzemiyor; isteseydi tek tip yaratırdı. Hikmetinden sual olunmaz, Allah’tan daha mı iyi bileceğiz..?

Hutbedeki konuda hemen hemen aynıydı.

Ben namazdan erken çıktım.

Arabanın içinde oturmuş arkadaşımı bekliyorum. Hafiften yağmur çiseliyor. Caminin avlu kapısı tam yanıbaşımda. Kapı çıkışına sağlı sollu durmuş iki çocuk, ellerinde birer karton kutu Kur'an Kursu’na yardım topluyor. Elleri yüzleri tertemiz. Biri kısa, diğeri ona göre biraz daha uzun boylu. Altlarında eşofman altı var sanmıştım daha dikkatli bakınca kumaş pantolon olduğunu fark ettim. Ufaklığın pantolonu epeyce eskimiş, kumaşı yer yer ezilmiş. Belli ki ikisi de fakir aile çocuğu. “Şu Kur'an Kursu yardımından hariç al sana pantolon parası” demeyi düşündüm bir an ama kabul etmez. Ya da Kur'an Kursuna verir direkt.

Kur'an Kursuna yardım toplayan çocuklardan uzun boylu olanın yanında uzun boylu, kısa boylu olanın yanında da kısa boylu, ufak tefek kız çocukları var. Onlar ayrıca dileniyor. Elleri yüzleri kir içinde, saçları hiç tarak görmemiş. Belki bit bile var saçlarında. Sanırım Suriyeli, kara kara.

Camiden çıkanlar Kur'an Kursuna yardım toplayan çocukların ellerindeki kutulara para atıyor. Hemen yanlarındaki kız çocukları da umutla ellerini uzatıyor, gıptayla bakıyorlar kutulara. Onlara hiç veren yok. Yanlış yere tezgah açmışlar. Kur'an Kursuna 5 Lira veren birisi küçük kızın ısrarlı el uzatmasına dayanamayarak ceplerinden birinden bulup buluşturduğu 1 Lirayı da ona verdi.

Bu cami Ankara’nın merkezine yaklaşık 20 km mesafede. Bu çocuklar kimdir, necidir, buraya nasıl gelmişler hayret. Türkiye’nin her yerini sardı bu Suriyeliler. Fakirse bizde de çok var.

Hocanın az önceki vaazını hatırladım da…

Hoca hoca, sen gel de şu para verenlere bir daha anlat ırkçılığı... Kur'an Kursundan gelen çocuklara veriyorlar, Suriyelilere vermiyorlar.

HEPSİ DE IRKÇILIK YAPIYOR BUNLARIN...

(!!!) (İroni yapıyorum. Hiç birimizin umurunda değil Suriyeli, onu anlatmaya çalışıyorum. Sırtımıza kambur oldular resmen. Biz çok zengin bir devlet değiliz ki. Anadoluda o kadar çok fakir insanımız var, yardım edilecekse öncelikle onlara yardım edilmeli.)

 

Suat Zobu

6 Haziran 2015 Ankara

 

 

.

 
Toplam blog
: 42
: 228
Kayıt tarihi
: 05.03.12
 
 

Mimarım. Evliyim, 2 oğlum var. Ankara'da yaşıyorum. Güzel olan her şey ilgimi çekiyor.  Okuyorum. A..