Irz düşmanına tuzak

Genç kız elinde kitaplarla koşarak üniversiteden, içeri girdi, hayran bakışlar arasında merdivenleri çıkıp sınıfına geldi, doğruca sırasına oturdu. Arkadaşı onu bekliyordu, heyecanla: “nerede kaldın ders başlayacak, biliyorsun bugün Babanın dersi var.” Dedi. Baba dedikleri çok sevdikleri profesörlerinden birisiydi, tüm öğrenciler onun dersine çok önem veriyorlardı. Nalan: “Biliyorsun çapkın zampara peşimi bırakmıyor, yine yalandan bir iş uydurup odasına çağırdı, beni seyretti durdu, tacizleri sabrımı taşırıyor, Vallahi ailemin adını düşünmesem çekip herifi vuracağım. Adam evli Avukat güzel bir hanımı, boyunca 2 oğlu var, benden 30 yaş büyük babam yaşında, bana âşık olduğunu söylüyor, ah kardeşim ben ne yapacağım, hem çalışıp hem okumaya mecburum, şu son sınıfı bir bitirip mesleğimi elime alayım, o dairede bir dakika durmam istifa ederim, o ahlaksızın yüzünü görmem,” diye dert yandı arkadaşına. Üniversitenin en güzel kızı ünvanını vermişlerdi ona. Uzun boyu, dolgun göğüsleri, sapsarı beline kadar uzanan dalgalı saçları ve deniz mavisi gözleri ile çok kişi âşıktı ona. Ama o aldırış etmiyordu, önce okulunu bitirip mastır, doktora yapıp, yurt dışına gidip kariyer yapacak, sonra sevdiği düzgün bir kişi ile evlenecekti. Bir resmi dairenin koskoca Genel Müdürü her gün onu taciz ediyordu, abisi işitse kesin adamı vurup gidip hapishanede yatardı. Yemeden içmeden düştü, geceleri uyku uyuyamıyordu sinirli olmuştu, annesi: “Kızım bir derdin mi var ne oldu sana böyle bana açıl bir çaresini bulalım.” Diye sıkıştırsa da, ser verdi sır vermedi annesine. Konuyu çok sevdiği abla diye hitap ettiği komşusu Ümran Hanıma açtı. Ümran hanım.” Vay kart zampara vay ben sana gösteririm, sen merak etme onu öyle bir rezil edelim ki, her kuşun etinin yenmeyeceğini öğrensin. Bu konu Avukat olan Genel Müdürün hanımına anlatıldı ve Ümran Hanım evinin anahtarını ona verdi, 2 gün sonra saat 14 de gelip evinin kapısını açacak ve kocasının rezaletini görecekti. Ümran hanım eşini yıllar önce kaybetmişti ve hiç çocuğu yoktu yalnız yaşıyordu. O gün evi temizledi, salona kamera yerleştirdi, Nalan’ı gizlice içeriye aldı. Genç kız bir gün önce Genel Müdür’e:  “Burada olmaz, odanıza gelen giden oluyor dairede ismim çıkar bir yakınımın evi var yarın saat 14 de buluşalım.” Diyerek adresi verdi, o gün heyecanla onu bekledi, perdenin arkasından devamlı dışarıyı gözetledi, adamın geldiğini görünce kapıyı araladı ve onu içeri aldı. Salonda yan yana otururken adam hemen onu öpmeye çalıştı, kız onu itti ve : “Bu böyle olmaz beni seviyorsanız önce karınızı boşayın evlenelim.” deyince, Genel Müdür Kudurmuşçasına: “Yavrum, ceylanım zaten o kadını sevmiyorum vallahi boşanıp seni alacağım, ne olur bırak şimdi rahat sevişelim.” Diyerek genç kızın üstüne atladı tam o sırada kapı açıldı, Ümran hanımla Genel Müdürün eşi içeri girdi ve eşi o anı fotoğrafladı. Neticede eşi Genel Müdürden boşandı, adam anlaşma üzerine tayinini bir başka kente yaptırıp gitti. Bu öykü de burada bitti.

Alıntı      NAHİDE ÇELEBİ