İş garantisi en yüksek kesim!

Hiç güleceğim yoktu…Bir arkadaşım söyledi. Hayat kadınlarına işsizlik sigortası bağlanacakmış…

Allah müstahakkınızı versin emi…Bu ülkede doktor işsiz kalır; mühendis aç gezer; öğretmen bakkala manava boyun eğer, yüz sürer de Manukyan tayfası işsiz kalmaz.

Çünkü onların yan sanayi olarak çalışan sektörleri vardır; ve hiç durmadan onlara müşteri yaratır…
Hiç niyeti olmayanları bile yoldan çıkarır bu sektörler; abazanlar ise zaten caddelere, sokaklara, aracı olanlar da E-5 LERE sürüler halinde yayılır.

Dedim ya bu yan sanayi sayesinde hayat kadınlarının hayat boyu iş garantisi vardır. Asıl onlar yüzünden işsiz hatta EŞSİZ kalan ev kadınlarına işsizlik ya da eşsizlik sigortası bağlanması gerekir.

Yan sanayii söylememe gerek var mı…Öncelikle medya hayat kadınlarımızın ekmek teknesidir…
Bu medya sayesinde gerçek kadından; travesti gibi sonradan istek üzerine kadın olan her kesim ekmeğini kazanır.

Kazanmayana da oh olsun. O her daim; her dalda işsiz kalır. Kısmetsizliğin bu kadarına hiç kimse bir şey yapamaz; şeytan onlar için kendi bacağını kırsa ; kırdığıyla kalır…

Çünkü her akşam çoğu kanalda sanatçı adı altında bir et pazarı açılır; kimi hanımefendi sanatçı olmuştur; kimi bir üst dereceye terfi etmiştir; yaşasın onlar! Dolgun dolma dudaklar; silikon göğüsler; yırtmaçlardan çıkan bacaklar; üstelik en fenası toplumun bunları sanatçı kabul etmesinin yarattığı kafa karışıklığının engelleyemediği bilinç altına giden mesajlar…

“İşte istediğin et…Her kanalda bir başka davet…Sen onların afrasına tafrasına aldanma…Bak nasıl da çağırıyor seni…onların tek amacı senin gibi refleksleri hazır kıta müşteri…”

Namuslu kesim türbanla örtülü bu arada.
Onlar kocalarına saklı. 4 kadından sıra geldiği zaman bu büyük şerefe nail olacaklar…

Ayrıca onların durumu da garantili değil…Yasaklar iştahı körükler; bi bakarsın türbanlının sakallı kocası da haremine aldırmaz; harama uçkur çözer…

Hayat kadınları hem medyaya hem bu ülkede yasaklar koyarak, kadını kapatıp, örtülerin altındakinin cinsel bir obje olduğunu her an vurgulayan kesimlere teşekkür etmeli…

Hatta senede bir gün onlar için ücret almadan çalışmalı…

Ama büyük büyük kesimden müşteri bulmaları imkansız gibi. O nezih müşteriler hayat kadınlarının bizlere çeşitli etiketler altında tanıtılan şöhretleriyle iştigal ederler; biz de yeriz yutarız bu eşsiz kabiliyetleri…

Mesela bir sakallı ve yaşlı amca vardır ki; manken bir hatunla halvet olduğunu ilan eder habire…
Medya mensubudur; o yaşlı platonik aşık; manken kızımız da genç bakire…
Otel odalarının, lüks arabaların dili yok ki anlatıp maskelerini düşürse;
hiç olmazsa bir kere ...

Kısaca sevgili okurlar; bu ülkede hayat kadınlığını saklamadan yapacak kadar namuslu kadınlarla, saklayıp etiketleyip icra eden hanım efendi, manken, sunucu , oyuncu etiketi altında et sunucu kadınlar asla işsiz kalmazlar.

Biz kendi derdimize yanalım. Yahut bir cerraha başvurup ar damarımızı aldıralım. Ar damarı alınınca insana bir cesaret gelir. Toplum karşısında ufacık yeteneğini sergileyerek sanatçı rütbesine yükselir…

Her türlü rezilliğin adı magazin olur; magazin ve magandazin kültürü ülkenin değerlerine ölçü olur…

Bu durum İslamcı kesimin de ekmeğine yağ sürer; türbanın alternatifini bu rezillikmiş gibi gösterip, alnı açık, saçı açık kadını bu iğrenç kültüre dahil eder…

Sokaktaki hayat kadını etinin son damlasına kadar bu işi yapacaktır; eli mahkum !
Üstelik işsiz kalma tehlikesi şimdi değilse bile zaman içinde ekranlardaki rakiplerinin artışıyla belirebilir…

Bu ülke kendi batağına ve ahlak bozgununa işte bu artışı yine bu günkü vurdumduymazlığı ve seçici olmamayı kabullendiği zaman düşecektir…

İşte o zaman bu günkü maaş bağlama işi; üstün rakipleri yüzünden işsiz kalan ve böylece tarihte en eski mesleğe kara harflerle yazılan zavallı hayat kadınlarına bir ekmek parası olabilecektir…