Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Gülşah Özcanalp Göktekin

http://blog.milliyet.com.tr/gulsah.goktekin

06 Kasım '12

 
Kategori
İnsan Kaynakları
 

İş görüşmesine hazırlık soruları_3

İş görüşmesine hazırlık soruları_3
 

Eksiklerim nelerdir?


İş arama süreciyle ilgili yazılarımızın ikincisinde “Hangi yetkinliklere sahibim? Değer üretecek neler yapabilirim?” sorusunu detaylandırmış ve nasıl yanıt verebileceğimiz üzerinde durmuştuk. Bu yazımızda diğer sorular üzerinden devam edelim.

“Eksiklerim nelerdir? Tamamlamak için neler yapabilirim?” sorusunu yanıtlamak için aslında iş ve pozisyon hedeflerimizle ilgili kararlarımızı vermiş olmamız gerekiyor. Çünkü eksiklerimizin bir kısmı bizi sadece belli pozisyon ve işlerde zor durumda bırakabilecek türden olacaktır. İşte bunun için referans olarak aldığımız hedeflerimizin olması gerekir. Bazı eksiklikler ise tüm iş hayatı için gerekenlerle ilgili olacaktır.

İş ve pozisyondan bağımsız olarak beyaz yakalılar için tüm iş hayatında gerekli olan temel becerilerden bazılarını; iletişim, analiz, disiplin, üretim, işbirliği, dijital okuryazarlık, etkili okuryazarlık ve temel görgü kuralları olarak özetleyebiliriz. Elbette bunlar artırılabilir ancak bu kadarı başlangıç için yeterli olacaktır.

İletişim:

Artık tüm kişisel gelişim çalışmalarının ABC’si sayılan iletişim becerilerini geniş çerçevede düşünmek gerekir. Sözlü, yazılı ya da kelimelere dökülmeyen hali ile çevremizle sürekli iletişim halindeyiz.  Bunları farklı iletişim türleri olarak ele alırsak hepsinin bazı yöntemleri olduğunu görürüz. Ancak temel kural şudur ki iletişim, bir mesajın bir varlıktan başka bir varlığa aktarılmasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla hangi yöntemi kullanırsanız kullanın amaç, mesajınızı en doğru şekilde karşı tarafa aktarmaktır. Mesajı olduğundan farklı göstermek ya da mesaj gönderen varlığı olduğundan farklı göstermek değildir.  Eğer iyi bir dinleyici olduğunuz mesajını karşı tarafa iletmek istiyorsanız, gerçekten iyi bir dinleyici olmalısınız. Yöntem sizin gerçekten var olduğunuz durumun karşı tarafa doğru yansıtılması ile ilgilidir. Önce siz doğru olmalısınız, sonra mesajınız doğru olmalı ve en son mesajı iletim şekliniz, iletişiminiz doğru olmalıdır. Eğer iletişimde eksiğiniz olduğunu düşünüyorsanız önce buradan başlamalı sonra iletişim yöntemlerinizi geliştirmek üzere eğitimlerden ve kitaplardan yararlanarak sürekli uygulamalarla alışkanlığa dönüştürmelisiniz.

Analiz:

Analiz, günümüzde en çok adını duyduğumuz ancak çalışanların çok azında gördüğümüz bir yetkinliktir. Önümüze gelen her bilgiyi doğru işlemeyi, tezi ve antitezini doğru anlamayı ve en doğru senteze ulaşmayı gerektirir. Eğer iyi analiz yapabilirseniz sizin için işler çok kolaylaşır ve rekabet şansınız ciddi anlamda artar. Ajandanızı planlarken hangi işlere öncelik vermeniz gerektiğini, yöneticinize neyi rapor etmeniz gerektiğini, neleri sizin halletmeniz neleri başkalarına delege etmeniz gerektiğini analiz yaparak anlayabilirsiniz. Analiz yetkinliği zihnin verileri işleyiş tarzı ve hızıyla yakından ilişkilidir. Dolayısıyla problem çözme sıklığınız analiz yetkinliğinizi geliştirmenize yardımcı olur.

Disiplin:

Disiplin yeni jenerasyonlarda çok hoşlanılmayan bir anlam ifade etse de çalışma hayatının vazgeçilmezidir. İşlerinizden sonuç almak ve kariyer basamaklarında mesafe kat etmek istiyorsanız disiplinli çalışmak zorundasınız. Disiplinli çalışmak için katı hiyerarşik yapılara, lacivert takım elbiselere ya da sert yüz hatlarına ihtiyacınız yoktur. Önemli olan işinizi zamanında bitirmek, işinizi ve kendinizi ciddiye almak, görev ve sorumluluklarınızın bilinci ile hareket etmek, verdiğiniz sözleri tutmak ve tutamayacağınız sözleri vermemek, kısacası kendinize, işinize ve ürettiklerinize saygı duymaktır. Bunlara dikkat ettiğinizde disiplin de kendiliğinden gelecektir. Burada püf nokta iradedir. Çalışma disiplini kazanmak için ilk zamanlarda iradenizi kullanmanız gerekir. Bir kez alışkanlığa dönüştürebilirseniz disiplinli çalışma sizin doğal haliniz olacaktır.

Üretim:

Üretim konusu, bizim eğitimlerimizde büyük bir yer ayırdığımız, oldukça önemli bir konudur. Bu yazımızda hak ettiği yeri ayıramayacağım için kısaca değineceğim. Üretimi, sarf ettiğimiz bir kaynağı yeni bir değere dönüştürmek olarak tanımlayabiliriz. Örneğin, iki ayrı iş görüşmesine çağrıldığınızı düşünün. İki görüşme için de özgeçmiş dosyanızı, zamanınızı, ilginizi ve umutlarınızı kaynak olarak kullanmanız gerekir. İlk görüşmede sizi 30 dakika dinlenme salonunda bekletip, ardından özgeçmişinizde yazan bilgilerin istendiği bir form doldurmanızı isteyip, 10 dakika sonra görüşmeye aldıklarını düşünelim. Görüşmede hem özgeçmişinizde hem de formda yazılanları okumamış bir işe alım uzmanı, size aynı şeyleri sorarak notlar almış olsun. Yaklaşık 15 dakikalık görüşmenin sonunda işe alım uzmanının, pozisyon için ilanda verilen 4 yıllık üniversite mezunu yerine, aslında sizin mezun olduğunuz bölümden farklı bir bölüm mezunu istediklerini söylediğini düşünelim. İşte o anda bu görüşme için ayırdığınız tüm kaynaklarınız tüketime dönüşmüş demektir.

Örnek olarak ikinci görüşmede, yine size verilen randevu saatinde görüşmeye gittiğinizi varsayalım. Dinlenme salonuna alındıktan 2 dakika sonra görüşmeye alındığınızı, önceden özgeçmişinizi inceleyen işe alım uzmanının özgeçmişteki bilgilerinize göre detaylandırdığı sorular, şirket ve iş hakkında bilgilendirme vb. konularda 53 dakika görüşmüş olsun. Eğer işe en uygun aday sizseniz işe kabul edilecek, değilseniz reddedileceksiniz. Her iki durumda da bu sizin için bir üretimdir. Sonucunda doğru yapılandırılmış ve amacına uygun bir görüşme yapılmıştır. Sarf edilen zaman aynı ancak sonuçları farklıdır.

Üretim sizde bir alışkanlığa dönüşürse hem sizin hem de başkaları için sarf ettiğiniz kaynaklar birer birer üretime dönüşmeye başlayacaktır. Bu alışkanlık ile her şey üretilebilir; sevgi, saygı, para, zaman, iş, başarı vs. aklınıza ne gelirse…

İşbirliği:

Takım çalışması, sinerji vs. kavramlarla iç içe olarak kullanılan işbirliği, sizin üretim gücünüzü, asimetrik oranlarda artırmanızı sağlar. Yıkıcı rekabet yerine işbirliği içinde çalışmanız, gereksiz çatışmaları önler, kaynaklarınızı doğru yerlere kanalize etmenize imkan verir. İşbirliğinin en büyük düşmanı egodur. Egonuzla mücadeleniz işbirliği geliştirme ve paylaşımda bulunma konusunda elinizi güçlendirir. Ortak akılla üretilen işler, bireysel işlerden her zaman daha yüksek potansiyele sahiptir. Bireysel çalışabilme yetinizi kaybetmeden işbirliği içinde çalışmaya öğrenebilirseniz büyük başarılar için yola koyulmuşsunuz demektir. İşbirliği geliştirmenin de yöntemleri vardır ama en basiti küçük alıştırmalarla başlamaktır.

Dijital okuryazarlık:

Dijital okuryazarlık, her türlü dijital ortamda ihtiyaç duyduğunuz içeriklere en verimli şekilde ulaşabilmenizi, size aktarılan içerikleri doğru analiz ederek, güvenirliği ve geçerliliği konusunda önfikir oluşturabilmenizi; gereksiz, yanlış ve zararlı içerikleri ayıklayabilmenizi sağlar. Bu sayede dijital devrimin tüm olanaklarından optimal seviyede yararlanırken, kirli bilgilerden de kendinizi korumuş olursunuz. Örneğin internette sörf yapmanızın bir amacı yoksa bu, konusunu bilmediğiniz onlarca kitaptan rastgele bir sayfa açıp okumak demektir. Sörf bittiğinde onlarca anlamsız sayfa ile zihniniz ve bedeniniz oldukça yorulmuş ve zaman boşa gitmiş olur. Eğer istediğiniz bilgilere hangi kaynaktan ulaşacağınızı ya da web alanında güvenilir bilgiyi nasıl test edeceğinizi bilmiyorsanız da aynı sonuçla karşılaşabilirsiniz. Sosyal paylaşım alanlarında yıllardır görüşmediğiniz eş, dost ve akrabanın yurtdışı gezi resimlerinin 101. karesinde iseniz bu kez yararsız bilgiler denizinde boğulmuşsunuz demektir. Eğer dijital mecraları uygun kullanabilirseniz size farklı alanlardan ulaşamayacağınız engin bir bilgi sunacaktır ve bu uygun kullanıma dijital okuryazarlık denir.

Etkili okuryazarlık:

Dijital okuryazarlıktan söz etmişken bildiğimiz okuryazarlığa değinmemek olmaz. Çünkü analiz, iletişim, dijital okuryazarlık ve daha birçok becerinin temeli okuryazarlığa dayanır. Basılı yayınlar internet yayıncılığından farklı olarak bilgi kirliliğinden daha az etkilenirler.  İyi kitaplar okumak geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir, demiştir Descartes. Kitaplardan gelen bilgiler yüzyıllardan süzülen bilgilerdir ve bugüne ulaşmaları şans eseri değildir. Bir konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve araştırmada derinleşmek için basılı yayınlar vazgeçilmezdir. Dijital okuryazarlığı açık büfe atıştırmalığı olarak düşünürsek kitap okumak yıllar içinde ustalaşmış bir aşçının butik restoranında yemek gibidir. E-kitapları bu doğrultuda basılı yayınlardan ayrı düşünemeyiz.

Yazmak da benzer etkilere sahiptir. Yazmak için edebi olmanıza ya da büyük çözümlemeler yapmanıza gerek yoktur. İfade etmek istediğiniz her neyse onu yazı ile aktarmanız işe yarar bir iletişim biçimidir. Etkili bir okuryazarlığın size katkısı kısa süre içinde değil yıllar içinde anlaşılır. Derinliğinizin artması, problem çözme yeteneğinizin gelişmesi, analiz beceriniz, artan kelime sayınız ile orantılı olarak gelişen iletişim becerileriniz ve sayamadığımız daha birçok fayda ile etkili okuryazarlık iş dünyası için önemlidir.

Temel görgü kuralları:

Son zamanlarda kulağımıza hiç de tanıdık gelmeyen görgü, yani toplumsal yaşamdaki nezaket kuralları size, hem hayatınızın genelinde hem de iş hayatınızda çok yarar sağlar. Öncelikle insan ilişkilerinizde belirli bir mesafe bırakılmasına ve size temel düzeyde saygı duyulmasına yardımcı olur. Girdiğiniz yeni ortamlarda çabuk kabullenilmenizi ve daha sonraki buluşma ortamlarında tercih edilmenizi sağlar. Eşiniz, iş arkadaşınız, işvereniniz veya müdürünüz sizi başkalarıyla tanıştırmaktan memnuniyet duyar, size güvenir ve bu sayede ilişki ağınız genişler. İlişkide bulunduğunuz diğer insanlara, sizinle nasıl iletişim kurulması gerektiği konusunda gerekli ipuçlarını verir ve bulunduğunuz ortamların nezih bir yapıya kavuşmasını sağlar. Yanlış anlamalar azalır ve ilişkileriniz incelik kazanır. Hiç kimse toplum içinde bağırarak telefonla konuşan, yanında oturanları rahatsız edecek şekilde yayılarak oturan, küfür eden, el şakası yapan, kirli kıyafetler ile dolaşan insanlardan hoşlanmaz. Burada özgürlük ve özgünlük ile sınırsızlık arasındaki çizgiye dikkat etmek gerekir. Temiz ve iyi görünümü, kişisel hijyen ve bakımı, işyerine uygun giyinmeyi de görgü kuralları içine alabiliriz.

Bunlar yeterli mi?

Bu pratik bilgileri sadece bir başlangıç olarak düşünebilirsiniz. Bunların yanında 21. yüzyılda ayakta kalabilmek ve gelişebilmek için gerekli olan bilgi, beceri ve davranışların kazandırılması için geliştirdiğimiz programlarda, Çekirdek Teknik Parametreler başlığı altında 16, Çekirdek Etik Parametreler başlığı altında 15 ders başlığı yer alıyor. Bu başlıklar genel anlamda çalışma hayatındaki her düzeydeki insan için gerekli olan bilgi ve becerilerdir. Seviyeye göre derinliği artmakla birlikte giriş düzeyinde herkes tarafından bilinmesi gerekir.

Bu yazımızı çekirdek teknik ve etik parametre başlıkları ile bitirelim.

Çekirdek Teknik Parametreler:

Bilgi konsepti

Analiz

Strateji

Doğru işi, doğru yapmak

Kaynak geliştirmek ve yönetmek

İnşa-yeniden inşa-sürekli inşa

Sistem analizi

Sistem tasarımı

Sistem inşası

Sistem yönetimi

Genel yöneticilik

Liderlik

İletişim ve algı yönetimi

İlişki geliştirme ve yönetimi

Güvenlik konsepti

Rekabet konsepti

Çekirdek Etik Parametreler:

Üretim

Sorumluluk

Adalet

Özgürlük

Özgünlük

Bütünlük

Barış

Tutarlılık

Cesaret-Özgüven

Hikmet

Sabır

İstikrar

Liyakat

Vefa

Paylaşım

Tekrar okunmak üzere, hoşçakalın…

 
Toplam blog
: 22
: 830
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Felsefe, psikoloji, sosyoloji, tarih, strateji oyunları, kişisel gelişim ilgi alanlarım. Kişisel ..