Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

salih haluk reşat şentürk

http://blog.milliyet.com.tr/shr

25 Kasım '12

 
Kategori
Aile
 

İş Hayatı İle İlgili Aldığım İlk Öğüt

İş Hayatı İle İlgili Aldığım İlk Öğüt
 

Babam Nejat Şentürk


 

Hayat tuhaftır!

Gözünü açtığında bakarsın ama görmezsin, duyarsın ama anlamazsın, düşünemez ve duygularını konuşarak birilerine anlatamazsın. Hayatın başı böyledir, ya hayatın sonu? Babam aramızdan ayrılmadan önce doğduğu günkü gibiydi, bakıyor, dinliyor, hissediyor ama hiç birini ne tam olarak algılayabiliyor, ne de düşündüklerini aktarabiliyordu. İşte “Alzheimer denen hastalığın babama yaşattığı buydu.  Huzur içinde yatsın.

Sizleri üzmek istemiyorum, aslında size babamın iş hayatından bir kesit aktarmak istiyorum. Daha doğrusu, işine bakış açısından söz etmek istiyorum.

1974 yılıydı, babam 46 yaşındaydı ve emekli olmuştu. Büyük bir rastlantı ama bende 46 yaşımda emekli oldum, babam gibi eski işimden bir cuma ayrılıp, pazartesi günü yeni işime başladım. Babam da yeni işinde çalışıyordu. Ben üniversite öğrencisiydim.

Çalıştığı yerde kısa sürede hiç bilmediği personel özlük işleri konusunda kendini yetiştirmişti. Kısa süre sonra da çocukluk arkadaşının genel müdürü olduğu grubun şirketlerinden birinin personel servisine girdi. Paşabahçe Tic. Ltd. Şti. idi burası ve burada 9 yıl çalıştı.

Bir gün okul çıkışı babamın iş yerine uğramıştım, beni genel müdürü ile tanıştırdı. Ben genel müdür ile konuşurken babam odasından bir şey almak için gitmişti. Genel müdür; “ – Bak Reşat, baban öyle farklı bir insan ki, bana söylüyorlardı da ben anlayamıyordum. Baban 48 yaşında ve emekli bir subaydı. Bu tip insanlar için genelde bazı ön yargılarımız vardır, hele üst yönetimden gelen bir talimatla işe başladıysa... Ve bunların çoğu genellikle olumsuz şeylerdir.  Babam biliyorsun personel bölümünde çalışıyor. Bir gün bir sorun vardı ve bölüm müdürünü aradım, yoktu. Şeflerini sordum o da yoktu. Kim bilir? Dedim. “ – Nejat Bey “ dediler. Bende   “- Hemen bana geliversin lütfen.”  dedim. Hemen geldi, elinde siyah bir defter ve kalem vardı. ( sonradan benimde gördüğüm eski yıllara ait bir “ECE” ajandası idi bu defter...)   Soracağımı sordum, bana hemen kafasından cevaplarını verdi, başka bir şey daha sordum onu da cevapladı. “ - İlgili kanunu bana bulup getirir misiniz ?” dedim. Hemen defterinin arka kısmını açtı ve oradan rahatça okunan bir fotokopi çıkardı verdi. İstediğim kanunun fotokopisiydi. “ - Bana kanun kapsamına giren kişilerin sayısını ve isimlerini hazırlayıp getirir misiniz lütfen? “ dedim. Defterini yine açtı ve bana sayıları ve isimleri okuyuverdi.  Bende hemen kararlarımı aldım ve uygulama için talimatlarımı verdim. Bütün bu işler 15-20 dakika içinde bitmişti.” Dedi genel müdür ve devam etti. Benzer işleri tamamlamak için, hem daha uzun süreler, hem de bir sürü gelgitler yaşadığım için şaşkın ama mutluydum.  İşte babanla böyle tanıştım ve sana onu anlatmak istedim. Babanın iş hayatını büyük bir ihtimalle bilmezsin ama bunları bilmeni ve onu örnek almanı istediğim için sana bunları anlattım “ diyerek sözlerini tamamladı. ( Perşembe günü babamın tabutunun yanında dua eden beyaz saçlı insan işte bu genel müdür Seyit Şahin idi. )   

O gün için gurur verici ve öğretici olan bu anlatılanları iş hayatımın her aşamasında düşündüm/hatırladım. Bende emekli oldum, üzerinden oniki yıl geçti, şimdi anlamını çok daha iyi anlıyorum o zaman anlatılanların...

Yaptığımız işi tam ve eksiksiz yapmanın, tüm detayları ile düşünmenin önemini babam bana bir vesile ile öğretmişti. Bende bu vesile ile sizlere aktardım.

Hayat tuhaftır! Daimabir şeyler öğretir, hem de çeşitli vesileler ile...

Teşekkür ederim babacığım...

S.H.Reşat Şentürk

22. 11. 2012             

 
Toplam blog
: 136
: 750
Kayıt tarihi
: 18.02.07
 
 

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezuniyeti ve askerlik sonrasında başladığım iş hayatım aynı kuru..