Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

İş yaparak kalkınamama

Sayın okurlar ekonomi derslerinde anlatılan çok temel iki kural vardır. Kaynaklar kıt, gereksinimler sonsuzdur. Bol olan varlıkların fiyatı çok düşük veya yoktur. Kıt olan varlıkların fiyatları yüksektir. Bir de örnek verilirdi. Hava boldur bu nedenle fiyatı yoktur. Gerçi bu örnek dünyanın canına okumamız nedeni ile biraz anlamını yitiriyor -bol olduğunu sandığımız şeylerde kıtlaşmaya başladı- ama temel kurallar geçerli.

Ama sanırım -sanırım değilim eminim- bu mantıklı kurallar Türkiye için aşırı doğal bir şekilde geçerli değildir. Gelelim bu girişin nedenine. Geçen hafta Kayseri' de çok modern 33000 kişilik bir futbol stadı açılmış. Ne zamandır yapılmakta olan Ankara-İstanbul hızlı tren hattınında Ankara-Eskişehir bölümü açılmış ve 250 km sürate erişilerek Ankara - Eskişehir arası 1,5 saate indirilmiş. Ayrıca İstanbul ve Konya hatları da tamamlanacakmış.

Birincisi mantıklı birçok kişi gibi bende sportif yatırımlara da, demiryolları yatırımlarına da karşı değilim. Ama Türkiye' de aklınıza gelebilecek neredeyse her yatırıma karşıyım. Uzatmadan şimdi bu muhalefetin nedenlerini açıklıyayım.

1) Ankara-Eskişehir arası şu anda Karayolları genel müdürlüğüne göre 233 km. dir. Son halini ne zamandır gitmedim ama azımsanmayacak bölümünün (belki tamamının) duble yol olduğunu düşünüyorum. Saatte ortalama 70 km hızla gitseniz bu mesafe 233/70= 3,5 saat yapar. Bu güzergahta yoğun bir toplu karayolu taşımacılığı da zaten vardır.

2) Ankara - Eskişehir arasında ayrıca bir demiryolu hattı da vardır.

3) Eskişehir / İstanbul hattını tamamlayarak toplam süreyi 3,5 saate indirmeninde bir anlamı yoktur. Çünkü şu anda İstanbul - Ankara arasında ne kadar karşı olsamda mevcut karayolu 30 dakika mola vererek ve tamamen yasal limitler dahilinde sürüşle 5 saatte geçilebilmektedir.

4) Yeterli veya yetersiz şu anda Ankara- İstanbul demiryolu hattı ve üzerinde işleyen bir çok farklı nitelikte tren de vardır.

5) Ankara - Konya arası neredeyse tamamen duble yol olmuştur ve mesafesi taş çatlasa 250 km dir. Bu yol yaklaşık 15 dk mola ile şehirler arası otobüsler tarafından bile AŞTİ içine giriş dahil taş çatlasa 3,5 saatte geçilmektedir.

6) Ayrıca şu anda da benim bildiğim Ankara - Konya arasında bir demir yolu hattı da vardır.

Sonuç: Bu kadar var kavramı varken, bu kadar büyük masraflar ile tamamen aynı güzergaha yeni yatırım yapmanın anlamı Türkiye ekonomisi için olabilir mi? Türkiye' nin daha birçok yerinde hala her kış hastaların, hamilelerin kızaklarla, at sırtında hastahaneye, minicik çocukların karlar altında okullara saatler süren yolculuklar ile götürüldüğünü/gittiklerini okumuyor, izlemiyormuyuz? O zaman eğer bir yol yapılacaksa (Kara veya demir) bu yatırımın ilk yapılacağı yerler bu güzergahlarmıdır ? Eğer ekonominin temel kuralı gereği kaynak kıt ise o kaynak buralara mı harcanmalıdır ? Sürekli olarak aynı yere yatırım yapılarak zaten taşmakta olan bu yerler tamamen bir cazibe! merkezi haline mi getirilmelidir?

Evet bence de Ankara - İstanbul tren yolu hızlı ve güvenli hale getirilmeliydi. Ama şimdi değil. Tam tersine çok daha önce o "lunapark gibi ışıl ışıl Bolu dağı tüneli" ve o otoyol yapılmadan bu tren yolu yapılmalıydı. Şimdi eski Ankara - İstanbul yolu bile duble yapıldı çok büyük oranda. Aynı güzergaha bu kadar ve neredeyse aynı nitelikli yatırım. Bence bu kabul edilemez.

Gelelim Kayseri' de yapılan 33000 kişilik olduğu söylenen stada.

1) Türkiye ve/veya Kayseri' de kaç maç 33000 kişiyi aynı anda ağırlar? (Ağırlaması da gerekli midir ayrıca? )
2) Bir futbol sezonunda Avrupa kupası! maçları dahil kaç maç oynanabilir ?
3) Kayseri' nin tek gereksinimi 33000 kişilik bir futbol stadımıdır ?
4) Bu stat 15-20000 kişilik yapılıp yanında 4 mevsim ve herkes tarafından kullanılabilir tesisler yapılamazmıydı ? Veya okulların genel kullanımı için bir uygulamalı bilim müzesi açılamazmıydı ? Veya her okula (en azından bir bölümüne) bir çağdaş sanatlar salonu kurulamaz mıydı ?

Evet sayın okurlar sadece bunlar mı yapılırdı? Bir ülke ancak bizim kadar çok çalışıp, çok inşaat faaliyetinde bulunarak ancak bu kadar az olumlu sonuç elde edebilir.

Hiç ama hiç umudum yok ama ne olur bir defa yapmayı değil önce geleceğimizi planlayıp, sonra o gelecek için neyi, ne zaman, hangi kaynaklarla yaparızın stratejisini çizemezmiyiz?
 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..