Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

İş yaşamı, kurumsallık ve duygusallık

İş yaşamı, kurumsallık ve duygusallık
 

Kurum ve duygular...


*Kurumsallık firmalarımız içn özlenen ve arzu edilen bir yapısallıktır. Kurumsallık sistematik bir yapıyı gerektirir. Dolayısıyla "sürpriz"e yer yoktur. "Kurum" ve "çalışanlar" ve hatta müşteriler beklenildiği gibi davranır. Beklenti dışı davranış ve durumlarda da hep "B", "C" veya "Z" planları sırada bekler.

*Genelde kurumsal firmalar arası davranış ve iş gelişimleri normal bir seyir gösterir. "Sürpriz"e pek rastlanmaz. Ancak kurumsal yapılanmasını tamamlamış bir firmanın kurumsal olmayan bir firma ile çalışması pek kolay olmaz. Çünkü "kuralsız" veya "rastgele" davranış biçimleri ortak bir iş anlayışı zeminini oluşturamaz.

*Bir Avrupalı "Türk dostu-ön yargısız" arkadaşımız Türkiye'deki insan ve iş yaşamını trafik ile benzeştirerek aşağıdaki şekilde betimliyor: Biz trafik ışıklarında kırmızıyı görünce kesin dururuz, yeşilde ise sağa sola bakmaksızın kesin geçeriz. Halbuki siz diyor;kırmızı ışığı görünce eğer trafik kontrolu yoksa, sağa sola bakıp gelen giden olmadığını görürseniz zaman kaybetmemek için riski göze alır ve geçersiniz. Ama yeşil ışıkta ise başkalarının geçebileceği aklınıza gelince bir an yavaşlayıp hatta durup gelen giden olma ihtimalini göz önüne almak durumunda kalıyorsunuz. Sonuçta sizin trafikteki yaşamınız son derece zor. Aynı konu işyaşamında da geçerli. Hep kuralsızlık" ve "belirsizlik" sizi zorluyor diyor.

*Galiba haklı. Bu yüzden de şirketlerimizin ömürleri son derece kısa. Trafik kazalarındaki yaralı ve ölüm oranlarımızın yüksekliği kadar, şirketlerimizin de ölümleri "belirsizlik" ve "kuraldışı hareketler" yüzünden gittikçe artıyor.

*İşyaşamımızın hijyenik olmayan, kurumsal yapının dışındaki olgusu, firmalarımızın daha çok " patron" firması olmasına yol açıyor. Bu durumda da şirketler patronlarınının bilgisi, sağduyusu ve duyguları ile idare ediliyor.

*Hatta pekçok konuda kurumsal çıkar yerine "mantıklı olmayan, duygusal kararlar ve öncelikler şirket yönetiminde büyük rol oynuyor. Örneğin bir şirketin patronu veya patrona paralel hareket eden ve düşünmek zorunda olan idarecisi bir bankaya kızarsa ".... bankası şu andan itibaren buranın kapısından dahi giremez" gibi kurumun çıkarlarına ters düşebilecek bir yaklaşım içinde olabiliyor.

*Duygusallık hepimiz için kaçınılmaz bir olgu. İnsanoğlu duyguları olmadan galiba sadece bir robot olabilir. Hatta belki kurumlar da "duygusal birimlerin (kurum çalışanları) birlikteliği ve sistematiği" olarak tanımlanabilir. Peki sonuç olarak "duygusal bir kurum" mu ortaya çıkmaktadır"? Hayır; kurum duyguların ezilmediği, hatta dengelendiği ama hep kurumsal çıkarların "kurallar"la ön plana çıkarıldığı bir birliktelik olmak durumundadır.

*Bir kurumun alıcısı ile diğer kurumun satıcısı arasındaki ilişkiyi düşünün. İki kişinin ilişkisi mutlaka duygusal bir atmosferde gerçekleşir ve duygusal al-ver'ler esnasında birbirlerine karşı sevgi-saygı duyarlar veya tam tersi. Bu arada iki kurumun temsilcisi eşzamanlı olarak kurumsal alışverişe de başlarlar. Sonunda iş fırsatları oluşur ve bu da işin gerçekleşmesi ile sonuçlanabilir.

*Burada sorun duygusallığın ve kurumsallığın ve "kurum çıkarlarının" kesiştiği nokta son derece önemlidir. sadece duygusal bir kurumsal alışverişten sözedilemeyeceği gibi duygulardan yoksun kurumsal bir alışveriş de kurumlararası rekabetin çarkları arasında yok olup gitmeğe mahkumdur.

*Duyguların-Egoların ezilmediği kurallarla bezenmiş kurumsallıklar yaşamı daha kolay, zevkli, verimli ve sürüdürülebilir hale getirir. Aksi takdirde öncelikle kişiler ve sonra da kurumlar ayakta kalamazlar.

 
Toplam blog
: 3
: 1127
Kayıt tarihi
: 08.02.09
 
 

1 Mart 1960 yılında Aydın' da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Aydın' da tamamladım. İTÜ Genel Ma..