Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İsabetsiz Eros

İsabetsiz Eros
 

Kısa süre önceki tanışmaları oldukça sıradan ve hızlı gerçekleşmişti. Ancak, ilk andan itibaren birbirlerinden pozitif elektirik almışlardı.

Adam, cafedeki aynı masada daha önceden tanıdığı arkadaşlarıyla sohbete başlamıştı.

Kadın, oturduğu yerde sessizce, karşısında ki adamı süzüyordu. Bu süzüşte ne aşk, ne de başka bir arayış vardı.

Adam, evliydi ve babaydı.

Ayrı yerlerde olmalarına rağmen, o günden sonra arkadaş toplantılarında sık sık biraya gelmeye başladılar.

Adamın nezaketi, görgüsü, iyi niyetli davranışları kadında sonsuz güven uyandırıyordu. Karşı cinsten beklemediği bir dostluğu sunuyordu ona. Kendince, adamın evli olması da ayrıca güven nedeniydi.

Yalnız kalınan ender anlarda, birbirlerine sorunlarından bahsediyor, güvenilecek insan sayısının azlığından şikayet ediyorlardı.

Kadın, ona duyduğu güvenden aklındaki nedenleri, niçinleri onla sorgulamaya başlamıştı.

Adam da, işiyle ilgili sorun yaşadığı dönemde telefonla arayıp, yaşadığı olumsuzlukları, kötü bir dönem geçirdiğini, evine bu olumsuzlukları yansıtmaktan çekindiğini anlatıyor, kimseyi üzmeme adına dertlerini birbirlerine akıtıyorlardı.

Birbirleri için geç bulunmuş ama kısa sürede sıkı sıkıya bağlanılmış, arkalarını dönmekten asla korkmayacakları dostlukları vardı. Hatalarını sakınmadan açıklamaktan kaçınmıyorlardı.

Kadın, sıkıntıların zamanla aşılacağını, geçici bir dönem olduğunu, ailesine fazla yansıtmadan, onları da üzmeden içinde bulunduğu durumu atlatacağı, telkinlerindeydi.

Telefonun her kapanma anında, adam "İyi ki senin gibi bir dostum var, yoksa nasıl dayanırdım" diyordu.

Kadın; arkadaşının, dostunun sıkıntısını tüm benliğinde yaşıyor, herşeyin bir an önce normale dönmesini diliyordu.

Ancak; bir gece yarısı gelen mesajla herşey altüst olmuştu.

Adam, "Seni dosttan öte seviyor olabilirim" diyordu.

Kadın, şaşkın, kızgın, üzgün, nasıl davranması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu.

Bunla herşey bozulacakmıydı, dostum dediği insanı yok mu sayacaktı, güvendiği adam neden bir cümleyle herşeyi berbat etmişti...

Sakinleşmek için üst üste sigara içiyordu.

Onu cevapsız bırakamazdı. Ne olursa olsun, o bunu hak etmiyordu.

"Aşk, yapabilirim, olabilirimlerle olmaz. Yaşadığın olumsuzluklardan kaynaklanan boşluk bu. Ve bizim asla bozulmaması gereken bir dostluğumuz var".

Karşı mesajı bu oldu kadının.

Adam, onu üzdüğü için özür diliyor, doğru biz arkadaşız aşk bize yasak, bu dostluk bozulmamalı, bir daha asla bu konuyu açmayacağım lütfen affet ve unut gitsin, diyordu.

Kadın , "Neyi unutmalıyım, birşey mi oldu? İyi uykular arkadaşım" mesajıyla noktayı koyduğunu düşünüyordu.

"İşte seni bu yüzden... Neyse sana da iyi uykular arkadaşım?" mesajı ise yüreğine iyice oturuyordu.

Kadın günlerce kendine gelemedi. Kendini sorguladı hep. O mu sebep olmuştu bu gelişmeye.

Hayır, bunu kabul etmiyordu.

Tüm içtenliğinle, samimiyetinle ona geçmişte kalan sevdiğini anlatmış, doğrularını-yanlışlarını , ihaneti kabul etmediğini, bunun mazereti bulunamayacağını defalarca belirtmişti.

Kendin de suç bulmamasına karşın, dostunun ! şu an yaşadığı duyguları, çıkmazları düşündüğünde de onun adına yürekten üzülüyordu.

Ama yapacak şey yoktu.

Ne onun, ne de dostunun suçu vardı.

Eros, bu sefer isabetsiz bir ok fırlatmıştı.

Sevgilerle...

 
Toplam blog
: 44
: 906
Kayıt tarihi
: 27.07.07
 
 

1965 yılında İstanbul'da doğdum, 18 yıldır Yalova'da yaşıyorum. Lise mezunuyum, kamu kuruluşunda mem..