Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İşçiyiz, yoksuluz, yoksunuz, yaşasın 1 Mayıs

İşçiyiz, yoksuluz, yoksunuz, yaşasın 1 Mayıs
 

1 Mayıs "Emek ve dayanışma günü"


1 Mayıs denince akıllarımıza 1980 öncesi Taksim Meydanı ve 1 Mayıs kutlamaları için yapılan yürüyüş ve çıkan olaylar akıllara gelirdi.

Ülkemizde 1912 de ilk defa bireysel olarak kutlanan “1 Mayıs işçi bayramı” 1924 de yasaklanmış, sonrasında 1935’de “1 Mayıs Bahar ve çiçek bayramı” olarak tatil edilmiş, 1981 yılında ise MGK tarafından bu bayram ve tatil kaldırılıştı.

Başını DİSK’in çektiği sendikalar, yasadışı sol örgütler işçi bayramı kutlamaları adı altında yasa dışı,  izinsiz yaptığı yürüyüş ve mitinglerine müdahale eden polisler ile taşlı, sopalı ve silahlı çatışmalara girer, meydanlar, sokaklar savaş alanına dönerdi. Ölenler, yaralananlar ve gözaltına alınıp tutuklananlar her 1 Mayıs’ın değişmez manzarasıydı.

1 Mayıs’ın 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilerek ”22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs işçi bayramı resmi tatil ilan edilmesiyle. Artık kutlamalar yasal hale geldi. İşçi sınıfı ve sendikalar yasaklı ve kavgalı günleri geride bıraktı.

Hala Taksim meydanına girilmesine izin verilmemesine rağmen, şimdi hamdolsun bu görüntüler neredeyse hiç yaşanmıyor.

Şimdi kavga dövüş ve çatışmalar yok.

O zamanlar işçi ve emekçilerin hakları için canhıraş mücadele eden sendikalar da yok.

İşçi ve emekçilerin hakları için, grevler yapan, kavga, kıyamet koparan, fabrikalar, işyerlerinin kapanmalarına neden olan, yüzbinlerce işçiyi arkalarında sürükleyen sendikaların adları var kendileri yok.

Bu sendikaların başını çeken işçi ve emekçinin yılmaz savunucusu (!) Devrimci İşçi Sendikalar Konfederasyonu (DİSK) bugün “sarı sendika” denilen işverene yakın sendikalar arasında yerini almış eski mücadeleci günlerini geride bırakmış eleğini rafa asmış vaziyette.

İşçinin kazanım ve kayıpları;

İşçi ve emekçiler yıllar süren yasaklamalar, can ve mal kayıplarının ardından 1 Mayıs’ı kazandılar kazanmalarına da… Bu arada sendikaları, kazanılmış hakları, iş ve çalışma güvencelerini, toplu sözleşmelerde pazarlık şanslarını, iş imkânlarını, yarınları, umutlarını vb. birçok değerlerini kaybettiler.

- Bugün milyonlarca işçi açlık sınırının % 65’i oranında olan asgari ücretle çalışmaya mahkûm edilmiştir.

- Asgari ücretin üzerinde ücretle çalışanların büyük çoğunluğu açlık sınırında bir ücret almaktalar.

- Son yıllarda sürekli değişen sosyal güvenlik kanunları ile çalışma hayatı zorlaşırken işçi hakları kesintilere uğruyor.

- 30 yaşın üzerinde devletin, 40 yaşının üzerinde özel sektörün işçi almadığı ülkemizde emeklilik yaşı 65’e çıkarılmış durumda.

- Çalışanlar en önemli haklarından ve güvencelerinden olan kıdem tazminatını kaybetmek ile karşı karşıyalar.

- Çalışanın geleceği işverenin iki dudağı arasında.

Bir zamanlar işçi hakları için kavga kıyamet koparan sendikalar, şimdi koltuklarını korumak, ballı maaşlarını ceplerine indirmek ve saltanatlarını sürdürmenin peşinde.

Toplu sözleşme masalarında usul yerine gelsin diye oturmakta, işverenlerin karşısında adeta “el-pençe divan” durmakta, emekçilerin hakları gasp edilirken yok pahasına iş güçlerinden yararlanılıyor ve üç paraya çalıştırılıyorken sendikaların adı var kendisi yok.

İşçi ve emekçilerimiz tüm dünyada olduğu gibi 1 Mayıs işçi ve emekçiler bayramına resmen kavuştu.  Artık özgürce bu günü kutluyor. Sende bir gün kendilerine ait bir bayram ve tatilleri var.  Tabi bir işi olup da çalışabilenlerin. Yüzbinlerce üniversite mezununun aralarında olduğu milyonlarca işsizin olduğu ülkemizde.

Tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” ‘nü kutluyor mutlu ve huzurlu yarınlar diliyorum.

İbrahim Halil SİPAHİ

01.05.2015/Adana

Twitter.com/ihalilsipahi

 
Toplam blog
: 100
: 1366
Kayıt tarihi
: 12.08.14
 
 

Adana'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana'da Yüksek öğrenimini Konya Selçuk Üniversitesi Eğiti..