IŞiD'ın bozduğu İslam imajının yeniden teşekkülü

Eski çağlardan beri bilinen bir rivayet vardı: Ahir zamanda Yecüc Mecüc çıkacak ve Ortadoğu'dan başlayarak dünyayı fesada boğacaktı.10.Yüzyıldan beri Haçlı seferlerinden Cengiz'in Moğol istilaları ve Timur fetihlerine kadar Yecüc Mecüc'un aslında bunlar olduğu söylendi.Ancak yüzyıllar geçtikçe daha küçük çapta da olsa Yecüc Mecücvari vahşetler yaşandı durdu.

20.Yüzyılda bir hayalimiz vardı: 21.Yüzyıl tam bir bilim-teknoloji ve uzay çağı olacak, insanlık hiç olmadığı kadar barış içinde yaşayacaktı. Fakat heyhat! Irak'ın Amerika tarafından işgali, ve yüzbinlerce insanın ölümüyle başlayan korkunç hayal kırıklığı; son zamanlarda vahşi uygulamalarıyla bütün dünyayı dehşete düşüren Işid ( Irak Şam İslam Devleti- veya " Irak Şam İslamıimha Devleti " ) felaketiyle devam ediyor.

Görünüşte Irak'ın Şia ağırlıklı hükümetinin zalimane uygulamaları ve ayrımcılığına duyulan tepkiden doğduğu zannedilen Işid belası, sözde halifeliği üstlenmesine ve İslam adına hareket ettiğini yani kısaca cihat yaptığını söylemesine rağmen;

- Gerek İslami ve gerekse evrensel savaş hukukunda yer almayan vahşi cinayetler ( kafa kesme, toplu kurşuna dizme vb.) işlemesi,

- Kendileri gibi düşünmeyen herkesi müslüman olsa bile tekfir yani kâfir ilan etmesi,

-Ele geçirdiği esirlerin erkeklerini öldürmesi, kadınları cariye sayıp esir pazarlarına sürmesi,

- Özellikle Ezidiler gibi gayrimüslim toplumlara acımasız bir şiddet uygulaması,

- Ele geçirdiği yerlerde türbe ve mezarları, kimi dini yapıları ki bunların içinde camiler de var, yerle bir etmesiyle, yalnız dünyanın geri kalanı değil Müslüman dünyanın da nefretini kazanmıştır.

Hepsinden daha da vahimi bütün bu cinayetleri islam adına yaptığı söylemiyle bizatihi İslamiyet'in kendisine çok büyük zararlar vermiştir. O kadar ki şimdiye kadar yalnız Afrika değil Avrupa'da bile hızla yayılan İslamiyet'in bir anda kesintiye uğraması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.Çünkü Işid'ın yaptığı bu canavarlıklarla İslamiyet'i öcü gibi tanıtmak isteyenlere gökte arayıp da yerde buldukları eşsiz fırsatlar vermiştir.

Böyle bir durumda ümitsizliğe düşüp olup bitene seyirci kalmak yerine gerçekten korkunç yaralar alan İslam imajı için birşeyler yapılması acil  önem taşımaktadır.

Bizim bildiğimiz, bin yıldır bu topraklarda yaşanan, özünü Kuran ve hadislerden, müçtehidlerin yenilemesinden ( Mesala ikinci bin yılın yenileyicisi İmam-ı Rabbani'nin lâkabı 'Müceddid-i Elfi Sani '- İkinci binin yenileyeicisidir ) , Ahmet Yesevi, Mevlâna, Yunus Emre, Haci Bayramı Veli,Hacı Bektaşı Veli gibi mutasavvıfların sevgiyi esas alan öğretisinden kaynanlanan İslâmın veya başka bir deyişle sevgi ve hoşgörüyü esas alan güleryüzlü İslamiyetin tekrar ve yoğun bir biçimde dünyaya sunulmasında çok ciddi ihtiyaç vardır.

Ben inanıyorum ki bütün bu olanlara rağmen gerçek İslam'ın bu olduğu etkili bir şekilde anlatılabilirse fena halde bozulan imaj tekrar o ışıltılı yerine oturtulmuş olacaktır.

Bunun nasıl yapılacağını konunun uzmanlarına bırakarak, bir güleryüzün bile neler yapabileceğine küçük bir örnek: 

Geçenlerde bir arkadaşımın anlattığı gibi, takım elbiseli ve kravatlı olarak camiye gidip, her namaz kılışımda, camiyi ziyarete gelen turistlerin beni takip ettiğini, hatta bazılarının fotoğrafladığına şahit oluyordum. Namazı bitirip, çıkışa yönelirken, geride bekleyen turistleri gülümseyerek selamladığımda zihinlerindeki o nahoş "Muslim" imajının yerle bir olduğunu hissedebiliyordum.

Dindar olalım veya olmayalım: Bu toprakların bin küsür yıllık en kadim değeri olan İslamiyet için birşeyler yapmaya ne dersiniz?