IŞID'in kanlı elleri Türkiye'ye uzanır mı?

IŞİD kanlı terör örgütünün Irak'ta öldürdükleri bir kişinin koparılan başıyla futbol oynadıklarının görüntüsünü izledim. İzledikçe insanın tüyleri diken diken oluyor. Vaktiyle Kerbela'da Hz. Muhammed'in ailesine(Ehl-i Beyt) de Yezid aynı muameleyi yapmıştı. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen hala bu coğrafyada değişen bir şey yok. Yezid hala sahnede. Hz Muhammed'in soyuna ilişkin kutsallara saldırılar yapılmakta, masum insanlar güya müslüman olduklarını söyleyen canilerce vahşice katledilmektedir. Fetvalar yayımlayarak kendisi gibi düşünmeyen ve inanmayan bu insanların eşleri ve kızları kendilerine helal kılınmaya çalışılmaktadır. İnsan onuruna, İslamiyet'e ve hatta hiçbir dine sığmayacak bu tür vahşiliklere seyirci kalmak ve destek vermek İslam’ın özünden uzaklaşmak ve İslamiyet'i karalamaktan başka bir şey değildir. İçinde bulunduğumuz bu yüzyılda Ortadoğu'nun dışında hiçbir ülkede bu denli zulüm ve insanların birbirlerini vahşice katlettikleri, böylesine mağdur ettikleri görülmemiştir.  Bu yeryüzündeki en büyük barbarlıktır. Bu insan dışı bir muameledir ve hayvanlar bile bunu hayvana yapmaz ve bu hareketi kabul etmez. Kendisine insanım diyen bunu yapmaz. Özellikle Allah'ın ismini anarak yapılan bu katliamlarla bu caniler Allah'a ve İslamiyet'e hizmet ettiklerini düşünmekte. Bu nasıl bir bağnazlıktır, bu nasıl bir yobazlıktır ki masum insanları vahşice öldürerek İslamiyet’e hizmet ettiklerini düşünmekteler. Bu canilere destek veren ya da göz yuman, hatta Şii Maliki zulmüne karşı bir Sünni isyanı deyip onları haklı kılmaya çalışanlar da unutmamalıdır ki en az onlar kadar suçludur. Vicdanı olan herkesin eminim bu vahşet karşısında söyleyecek bir çift sözü vardır.

Terör örgütünün elinde rehin olarak bulunan Türk vatandaşlarımızın kurtarılmasına ilişkin somut adımlar beklerken on beş Türk vatandaşımızın daha kaçırıldığı haberini aldık. Rehinler konusuna ilişkin yayın yasağı getirilerek vatandaş olarak bilgi almamızın yolu da böylece kapatılmış oldu. Bizler vatandaş olarak yanı başımızda yaşanan bu vahşete dur demek zorundayız. Aksi durumda seyirci kalıp yapılan zulme adeta ortak olmuş oluruz. Devlet olarak bizim de sorumluluğumuz var. Devletin en başta IŞİD’in elinde rehin bulunan vatandaşlarımızı kurtarması gerekiyor. Devlet bu ateşin Türkiye’ye de yayılmasını engelleyen bir dış politika izlemelidir. Mısır’da, Filistin’de gösterdiği tepkiyi Irak’ta da göstermelidir. Aksi durumda zulme uğrayanların haklarını savunan ve zalime karşı çıkan bu duruşunun samimi olmadığı ya da taraflı olduğu akıllara düşebilir.

Özetle, komşu ülke Irak’ta yaşanan acı olaylara tepkisiz kalınmamalıdır. Yapılan zulüm birçok insanın yaşamını yitirmesine ve binlerce çocuğun babasız kalmasına neden olmakta. Kadınların eşsiz kalması ve teröristlerin tecavüzüne de ayrıca maruz kalmaları ayrı bir mağduriyet. Acılar yanı başımızda arşa yükselirken bizim burada seyirci kalmamız doğru değildir. Bir an önce bu ateşin durması gerekiyor. Önlem alınmazsa her an için bu ateş ülkemize de sıçrayabilir.