- Kategori
- Anılar
Işığı Yanan Evler
Değerlerimize dikkat edin
Karakterinize dönüşür
Karakterinize dikkat edin
Kaderinize dönüşür.
IŞIĞI YANAN EVLER
“Işığı Yana Evler” az ve öz bir yazıdır. Hatta ders vericidir. Bana Folklorcu ve Eczacı yazar Müjgan ÜÇER Sivas’tan göndermişler. Bilgisayarımın köşesinde saklı kalmasın siz değerli Milliyet Blogdaşlarımla dav paylaşmak isterim. Özellikle Prof.Dr. Saffet Solak ve Eczacı yazar Müjgan Hanıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Sözü asıl sahiplerine bırakıyorum:
Prof. Dr. Saffet Solak’ın bir hatırası.
Bu hatırayı bize ileten
Sivaslı Eczacı ve folklorcu yazar Müjgan ÜÇER.
“ Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.
Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum.
Bir müddet daha geçti, yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak:
“ Anneciğim, sizin buralarda saat kaçta yatılıyor?” dedim.
Hacı anne:
“ Evladım treni bekliyoruz.
Az sonra tren gelecek, onu bekleyoruz” dedi.
Merak ettim,
Tekrar sordum:
“ Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?”
Hacı anne:
“Hayır evladım,, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok.
Ancak burası uzak bir yer.
Trenden buraların yabancısı birileri inebilir.
Bu saate, yakınlarda,ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır.
Buraların yabancısı biri geldiğinde,
“ Işığı yanan bir ev” bulsun diye bekliyoruz…
Konya Ovasında, yada bir başka yerinde Türkiye’nin, Trenden inen yabancılar için “ IŞIĞI YANAN EVLER ” yerinde hâlâl duruyor mudur?
Yabancılar, yorgun bedenlerini yün yataklarda dinlendirmeye devam ediyorlar mı?
Aç bir köpeğin önüne bir kap yemek bırakan kadınlar yaşıyorlar mı?
Kuşlara yuva yapan mimarlar sahi şimdi neredeler?
Bu güzel insanlar güzel atlarına binip gitmişler.
Bizler
Atlarına binip giden güzel insanlara sahip bir medeniyetin yetimleriyiz.
Çekip gidenlerin doldurulmamış boşluklarına savrulup duran yoksuluyuz.
Şair öyle diyordu:
“ Güzel insanlar, güzel atlarına binip gittiler”
Onları ne yıldırdı da bir daha dönmemek üzere sessiz, sedasız çekip gittiler.
Ey güzel yurdumun güzel insanları!
Neredesiniz? “
Abdülkadir GÜLER
23. 08. 2018- SÖKE