Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '08

 
Kategori
İlişkiler
 

İsimsiz

İsimsiz
 

Fotoğraf Sanatçısı: Serhat Karaoğlan


Birkaç akşam kırıntısı yolculuk ediyor, kendini bilmez asilikleriyle insanı sebepsiz yoran bu caddelerde…

Kaç bekleyiş uzaklaştı, fark edilmez oldu, yaralandı, iç sıkıntısı bıraktı kimse sayamadı…

Keşfedilmemiş benlikler, keşfi mümkün olmayan yolculuklara çıktılar, ceplerinde keşfi bekleyen umut kırıntıları…

Bir üçüncü göz gerekti bize, bir sessiz konuşma, susmanın ötesinde bir karşılıksız gülümseme belki de.

Sen beni bilsen ve sen atsan üzerinden taşımaktan yorulduğun o seni saklayan zırhını… Biz konuşmasak, zaman anlatsa bize her şeyi, saniyeler saatler kadar yavaş geçse…

Seher vakti ellerimde midye kabukları hepsini sana armağan etsem, en sevdiklerimi ya da…

Kızıla dönen denizin hemen yanıbaşında kızıla dönse elimiz, yüzümüz… Ve önemli şeylerden kimse söz etmese, önemsiz şeylerin güzelliğini paylaşsak biz de…

O güzellikle kendimizi güzelleştirsek. Yol uzun yolculuk var kendi içimize. Saatin sonsuzunda, tek başınalık peronunda…

Mola vereceğiz unutuluş dağlarında, gökyüzü çiçekleri ellerimize değecek yine…

Kiminin yolculuğu bitmeyecek, kiminin huzur durağında son bulacak. Ve oradan da gidilecek saadet limanına, taze demlenmiş duru bir çay gibi bakacak orada insanlar birbirlerine…

Sen orada olacak mısın? Eğer orada olacaksan bende olmak isterim.

Seninle bu şehirde yaralanacağız biliyorum. Bu şehirde yaralarımız başka yaralarla daha da acıyacak, kanayacak ama kabuk tutamayacak…

Bu caddeler benim yüzümü bana daha da yabancılaştırıyorlar, bu emek düşmanı gri ve soğuk binalar tokat gibi patlıyor yüzümde.

Yolculuk özlemi daha bir yüreğime yaklaşıyor.

Her sokağın bir hikayesi vardı bir zamanlar, artık yok… Asılı çamaşırların kokuları sarardı her sokağı, biz de düşüp dizlerimizi kanatırdık, evimizin karşısındaki yokuştan kayarken her defasında. Sonra tanıyan, tanımayan koşar kucaklardı bizi, ya içimizdeki yaraların sayısı, ya içimizi kanatıp kabuk tutmayan yaralar.

Hepsini unuturum ben, bir gün gelir içimin yolculuklarında serbest bırakırım kanayan her ne varsa…

Benimle gelir misin? O hikayelerin, o sokakların kahramanları olsak birlikte…

Birlikte bu dünyayı boyasak boydan boya…

 
Toplam blog
: 69
: 720
Kayıt tarihi
: 17.10.06
 
 

Ben 1982 İstanbul doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Süt ve Ürünleri ve Anadolu üniversitesi Çalışma Ek..