İşin aslı astarı ne?

Şimdiden işin aslını faslını kolay kolay bilemez.  Ancak, biraz yargı… biraz da tarih ve zaman bu işin aslını faslını gösterecektir. Fakat akıllı bir adamın yapmayacağı yanlışlıklar vardır. Bu çıplak bir bakışla da görülmektedir.

İşin bir siyasi yönü var.

Her şeyden önce bu iktidarın kuyruğu, ABD’leri tarafından kıstırılmıştır. ABD’leri Türiye’nin durumundan ve gidişatından memnun değildir. Nasıl Başbakan yurt içindeki insanlara karşı iki yüzlü bir tavır ortaya koyuyorsa; dış işlerinde de bu ikili tavırları sürüp gitmektedir ve ABD’leri artık bu riyekarlığı yutmamaktadır.

Nedir olup biten ve Obama’yı çok fazla üzen hususlar.

1. Suriye meselesinde, sürekli Obama RTE tarafından yanıtılmıştır. Ona güvendiği halde yanıltılmıştır. Nasıl mı?

Bir kere, RTE sürekli Suriye’ye tarafsız  olduğunu, her iki cephenin de uzağında bulunduğunu söylemiş; buna karşı Alevi yönetimin, karşısında olan Sünni isyancılar sürekli olarak desteklenmiş; “Desteklemiyoruz..” diye yalan söylenmiş ve bir çok olay bu  isyancılara Anadolu’dan silah, mühimat, bomba, roket mermisi gönderildiğini göstermiştir. Konya fabrikaları bir ara adeta Suriye’ye çalışmıştır. Bunlar çeşitli yerlerde yakalanmış açığa çıkmıştır. Türkiye’nin artık saklayacağı hiçbir şeyi yoktur.

ABD İran’a uyguladığı ambargoda, Türkiye’den geniş ölçüde işbirliği beklemiştir. Türkiye buna diplomatik yoldan evet, dediği halde; ikili oynamış; İran’dan resmi rakamların çok üzerinde petrol almış; bunun karşılığını  altın ticaretiyle ödemeye çalışmış. Bunları ABD korkusundan apaçık yapamadığı için yeraltına inmiş; görünmeyen kara paraları, içeri sokarken ve dışarı çıkarırken bazı bildikleri, bazı yakınları taşeron olarak kullanarak İran, Irak, Türkiye üçgeninde ayakkabı kutularında taşıyıp durmuşlardır.

Bunlardan bir kısmı öylesine güvenlik sınırlarını aşmıştır ki, onlar  artık güvenlik güçleri tarafından denetlenemez hale gelmişlerdir.

Böyle bir ticaret İran, Irak, Türkiye üzerinden İsviçre Bankalarına kadar uzanmıştır. Sorunun en son cevabı, bu bankalardır ve bunları kullanan kişilerdir. O da yakında ortaya çıkar. Çünkü artık dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor.

Türkiye bazı davranışlarının sonuçlarını gizlemeye çalışmış, fakat dönen para 87.5 milyar Euro’yu aşmaya başlayınca, bu rakam artık ABD’ni son derece rahatsız etmeye başlamış ve İmparatorluğu yıkmaya karar vermiştir. Bunun da aracı, öteden beri mutemet adamları olan Cemaat ve onların ABD’leri uzantılarıdır. Onlara öteden beri çok fırsat çok yetki verilmiştir. Ne karşılığında… Bunun karşılığı bedeli bugün gözükmektedir. RTE bu işin kendisini ne kadar yaralayacağını bilememiştir… ve hala bilememektedir. O hala Türk halkını bazı dini hikayelerle uyuturum, hatta 2023’e kadar uyuturum sanmıştır. Ama  bu arada bazı dosyalar yalnız onun elinde değildir. Bu topraklar üzerinde dinleme yapanlar, bazı derin sırlara sahip olanlar yalnız onlar değildir. Bu son olaylar, kimlerin neler yapabileceğini göstermiştir. Ordunun düştüğü aymazlığa RTE’nın kendisi de düşmüştür. “Her şeyi ben bilirim… Her şey benim kontrolüm altındadır…”

Hitler de son ana kadar öyle sanıyordu. Sonra ne oldu?

Sonuna kadar Hitler’in peşinden gidenlerin çoğu da ya intihar etmek zorunda kaldılar, ya da ömür boyu hapishanede yattılar.

Bazı gerçekleri sonuna kadar saklayamazsınız.

Hele kötülükleri, yanlışları… Devlet açık, aleni olmaya mecburdur. İnsanlarınızdan ebedi olarak gizli işler çeviremezsiniz.

Bakanlarınızın ellerinden peşin peşin istifa mektubu alamazsınız.  “Benim patronum suçsuzdur.. Her şeyi kendim yaptım…” bandrolleri alamazsınız.  Kimsenin bu dünyada garantisi yok.

Sonra birisi de çıkar:

“Ben yaptım, ama sen de bunları biliyordun, senin isteğinle her şey oldu…” diyerek gidiyorsa. Orada : “Yandı gülüm,keten helva…” İşler karışık demektir.

Diğer yandan Obama’nın kafasını çok karıştırdınız. Savaş’ı hiç istemeyen adamı, neredeyse cümbür cemaat, Suriye’yle, dolayısıyla  Rusya’yla savaşa sokacaktınız. Az kalsın. Obama dizlerini dövmesin de ne yapsın. Bir daha sana nasıl güvensin.?

Ve ellerini bıraktı.

Artık yalnızsın.

Daha çok yanlışlar yaptın. Bunları burada saymaya gerek yok. Ama ben en çok, kış kıyamet, evlerini, işlerini başlarına geçirdiğin emniyet mensuplarına acıyorum. Onlar elbette kendilerini savunacaklardır. Elleri armut toplamıyor ya…

Fakat, “Yanlış yoldasın yanlış…” Bir an önce bu yanlışlardan dön. Özür dile, Yargının üstünlüğünü kabul et… Başka çare yok. Biliyorsun.

“Adalet mülkün temelidir.”

Aslında adalet, demokrasinin de, insanca yaşamanın da,  güvenliğin de ..her şeyin temelidir. Onunla oynayarak. Bir gecede kendi istediğin yasaları çıkararak, ebediyen oynayamazsın.. Ne mi olur?

Bilmem Adnan Menderes’e ne olmuştu?”

Bakarsın bir gün senin de heykellerini dikerler. Büyük adamdı diye. Burası Türkiye be… Acaip bir ülke. Ne demeli.