İşin püf noktası doğru siyasi önderi bulmaktır

Farkında olmadığınız soruna çözüm aramazsınız. Hele tek pencereden bakarsanız her şeyi uzun bir süre ilk gördüğünüz gibi algılamaya devam edersiniz. Fark edebildiğiniz ufak tefek sorunlara küçük müdahalelerle yetinirsiniz. Ama göremediğiniz kısımda küçük kıyametler kopar, haberiniz olmaz. Oysa küçük kıyametler büyük kıyametlerin öncüsüdür ve siz bir gün onunla karşılaşmak zorunda kalırsınız. Kıyamet her zaman yok oluşla sonuçlanmaz. Doğru hamlelerle yeniden dirilişe, yenileşmeye de yol açabilir.

Doğru hamleler yetkilendirilmiş yetkin önderler tarafından yapılır. Bu bağlamda temel belirleyici siyaset kurumudur. Siyasetin işi büyük sorunlara, akılcı çözümler bulmak, doğru ve yetkin kadrolarla müdahale ederek çözüm üretmekse sorunu algılayanların ve samimiyetle çözüm arayanların odaklanması gereken alan siyasettir.

Denizi, akarsuyuyla, ovası, yaylasıyla, iklimi, bitki örtüsüyle, ulaşım olanakları, insan kaynaklarıyla Adana belki de dünyanın en şanslı coğrafyalarından biridir. Bu şansımıza rağmen sanayisi gerileyen, işsizliği artan, eğitimde sürünen, sanat üretemeyen, toprağı ekilemeyen, yetişmiş insan kaynağını bağrında tutamayan bir Adana hepimizin sancısıdır.

Madem çıkışımız doğru siyasi önderlik yaratmak ve onu takip etmekle olacak o halde siyasete bakışımızı da, siyaset yapma biçimimizi de, siyasetten ve siyasetçiden beklentimizi de yeniden gözden geçirmek durumundayız. Toplumun kanaat önderleri, örgütlü kesimin yöneticileri şapkayı önlerine koyup düşünmek zorundadır. Yetmez, her bireyin de oturup düşünmesi gerekir. Batan bir gemide sahip olduğunuz servetin, işin, aşın garantisi yoktur.

“Tüpümü değiştirsen, çocuğumu işe alırsan, beni yemeğe götürürsen, bana torpil olursan, bana oyunu verirsen...” gibi koşullu dayatmalar ne vatandaşa, ne siyasetçiye hayır getirdi. “Vur-kaç” ortamı doğurdu. Siyaset alanını çirkinleştirdi. Genel ve büyük düşünenleri, çözüm üretebilecekleri engelledi, dışarıda tuttu.

Şimdi önümüzde Adana’nın kaderini belirleyecek önemli bir yerel seçim var. Özellikle büyükşehir belediye başkanlığı için yetki vereceğimiz siyasetçinin Adana algısı, Adana ile ilgili rüyası,  gelecek tasarımı, düşüncesindeki samimiyeti, yetenek keşfetmedeki ve kadro kurmadaki becerisi çok önemli kıstaslar olacak.   

Diyelim ki Adana’nın istihdam sorunu büyük.  Bu sorunu belediye ile ilişkilendirmeye çalışalım. Adana’nın işsizlik sorununu belediyeye adam alarak, adama iş bularak çözemezsiniz. Önce işe adam almanız gerekiyor. Siz istihdam sorununu dağdaki domuzla, ormandaki keçiyle, bağdaki üzümle, ahırdaki inekle, toprakla, suyla, denizle, yaylayla, tarihle, sanatla, kültürle, eğitimle, kurumlarla ilişkilendiremiyorsanız, örgütlü bir yapıyla sürdürülebilirliğini sağlayamıyorsanız çözümünüz kimseyi tatmin etmez. Size umut besleyenler “Ne ummuştum ne buldum” moduna düşer, kırgınlık, kızgınlık yaşarlar. Yönetenler için de yönetilenler için de samimiyet ve güven ortadan kalkar. Aldatlamak, yalan söylemek, “mış” gibi görünmek yaygınlaşır.

Kan kaybeden Adana’nın yeniden dirilmesi gerekiyor. İşin püf noktası doğru siyasi önderi bulmaktır. Büyük işler büyük düşünenlerle başarılır. Umut ederim sorunu fark eden Adanalılar maharetle bu işin üstesinden gelirler, doğru siyasi önderi ve projeleri keşfederek, destekleyerek Adana efsanesinin yeniden doğuşunda katkıda bulunmanın hazzını yaşarlar.