İşitme engelli üniversite mezunu Ergül karakoç'un başarı sırrı

İŞİTME ENGELLİ BİLGİSAYAR OPARATÖRÜ ERGÜL KARAKOÇ : “İŞİTME ENGELLİLER İSTERLERSE ÇOK İYİ GELİŞEBİLİRLER”
SORU- Sevgili Ergül Kardeşim öncelikle işitme engelli olmanıza rağmen güzel okullar tamamlayarak güzel bir işte çalışmaya muvaffak olduğunuz için sizi tebrik ederim. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ? Sizi okuyucularımız da yakından kısaca tanısınlar istedim.

ERGÜL KARAKOÇ-Teşekkür ederim. 1977 ‘de Almanya’da doğdum. Evliyim ve 3 yaşında bir kız babasıyım. 1984 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptıktan sonra İstanbul Cengizhan İlköğretim Okulunda eğitimime başladım. Ortaokulu Halıcıoğlu ağır işitenler Okulunda liseyi de İstanbul Teknik İnşaat ve Yapı Meslek Lisesi Yapı Ressamlığı bölümünde okudum. 1997 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Entegre Engelliler Yüksekokulu Bilgisayar Operatörlüğü bölümünü kazandım. 2000 yılında mezun oldum. Mezun olduktan 3 ay sonra İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı Özel İlköğretim Okulunda büro memuru olarak çalışmaya başladım. 2005 -2006 Denizbank Genel Müdürlüğünde Satın alma Asistanı olarak çalıştım. Şu an Eczacıbaşı Baxter Hastane Ürünleri Genel Müdürlüğünde Maliyet Muhasebecisi olarak çalışmaktayım.

SORU- Bize engelli olmanızın hikayesini anlatır mısınız ? Bu engelleri nasıl aştınız ? Hastalığınız sırasında nasıl duygular yaşadınız ?

ERGÜL KARAKOÇ- Almanya’da iken 22 aylıkken geçirmiş olduğum menenjit hastalığının sonucunda işitme kaybı geçirdim. Küçük olduğumdan bu hastalık sırasında nasıl duygular yaşadığımı bilememekteyim. Sonraki yıllarda ailemde sadece benim cihaz takmama anlam veremedim ve zor kabullendim. Neden onlar takmıyor da ben takıyorum diye hep düşündüm. Bunun geçici bir şey olduğunu, büyüyünce çıkaracağımı düşündüm ama büyüyünce ise durumumun farklı olduğunu yani işitme engelli olduğumu anladım. Durumumu kabullenerek hayata daha sıkı sıkı sarılmaya başladım. Çünkü benden daha zor ve ağır olan engelliler vardı. Ben ise halime binlerce kere şükrettim.

SORU- Bize ailenizden bahseder misiniz Ergül Kardeşim? Anne ve babanız ne iş yapar? Kardeşleriniz nerede okur? Ailenizin sizin gelişiminiz için neler yaptılar bugüne kadar?

ERGÜL KARAKOÇ- Babam 1960’da Almanya’da kömür madeninde işe başlamış. Annem ise iplik Fabrikasında çalışmış. Babam şu an emekli.Annem ise ev hanımı. Ağabeyim ortaokul mezunu ve şu an Vakko da makam şoförü. Kız Kardeşim Bolu izzet Baysal Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu . Şu an DHL Kargo şirketinde Finansal Taleplerde memur olarak çalışmakta. İşitme kaybımdan sonraki süreçte en büyük desteğim annem ve babamdı. Her gün nesnelerle , resimli kelimelerle konuşmamı düzeltmek için çabaladılar. Kardeşlerim ise benim üzerimde sevgilerini hiçbir zaman eksik etmediler. Hep kendi arkadaş çevrelerine girmemi sağlayarak toplumdan geri kalmamamı sağladılar. Şimdi ise en büyük desteğim ve yardımcım eşim ve küçük kızım tabii ki.

SORU- Kitap okumayı sever misin Ergül ? Kitap okumanın bir işitme engelliye ne gibi katkısı olmakta sence?

ERGÜL LARAKOÇ- Vakit buldukça kitap okumaktayım. İşitme engellilerin kitap okuma konusunda çok eksiklikleri var. Kitabı okumaya başladığı zaman bir elinde de sözlük bulunması lazım. Çünkü kitabın içinde yer alan bazı kelimelerin ne anlama geldiğini sözlük sayesinde anlamış oluruz. Şahsen ben böyle yapmaktayım ve faydasını da görmekteyim her zaman.

SORU- Sevgili Ergül Kardeşim, İşitme engellilerin sence en büyük sorunu ne ve bunları nasıl aşabilirler ?

ERGÜL KARAKOÇ- Bana göre en büyük sorunları iletişim bozukluğu . Çünkü çoğu engellimiz konuşabilmek yerine hemen işaret diline başvurarak işin kolayına kaçmaktalar. Dolayısı ile bu da konuşma bozukluğuna sebep olmakta. Bana göre bunun çözümü daha çok kitap okuyarak duyan kişilerle daha çok diyalog içerisine girerek biraz daha çözümlenebileceğini umut etmekteyim.

SORU- İşitme engelliler arkadaşlıklar kurarken sence nelere dikkat etmeleri lazım ?

ERGÜL KARAKOÇ- Engelli arkadaşlarımızın çoğunluğu ne yazık ki hep sadece kendi çevrelerinde arkadaşlıklar kurmakta ve gruplar halindeler. Ama hepsi de engelli. Benim tanıdığım birkaç kişi hariç bu kişilerin iş çevresinden de samimi oldukları dışarıda da görüşebildiği kişiler var. Çoğu engelli kardeşimiz yeni gördüğü tanıdığı bir kişiyi hemen aralarına kabul ederek sanki 40 yıldan bu yana tanıyormuşçasına arkadaşlıklarının daha ilk gününde her şeyi anlatıp , paylaşarak arkadaşlığa başlamaktalar. Kısa zamanda da arkadaşlığı bitirmekteler. Ben böyle şeylere karşı olduğum için ve kendimde engelli olmama rağmen engelli arkadaşlarımızın arasına özel günler hariç katılmamaya çalışmaktayım. Bu asla onları dışlamak ve küçümsemek anlamında da değil. Ama onlardan ne kadar uzak kalırsam konuşmalarıma o kadar dikkat etmeye çalışmaktayım. Çünkü benim gibi, sizin gibi kendini ve düşüncelerini ifade edebilen ne yazık ki çok az işitme engelli bulunmakta.

SORU- İyi eğitim almış olan bir işitme engelli sizce daha mı iyi iş bulabilir ?

ERGÜL KARAKOÇ- İyi eğitim almış olmak insanın kendini ispat etmesi için muhakkak şart ama iş bulabilmek biraz da şans işi bence.

SORU- İşitme engellilerin toplum tarafından yanlış anlaşılmaması ve oldukları gibi kabul edilmeleri için sizce neler yapılmalı ?

ERGÜL KARAKOÇ- Engellilerimizin önce kendilerini toplumdan uzak tutmamaları gerekmektedir. Zaten toplum her tür engellimizi kabul görüyor zaten.

SORU- Genellikle işitme engelliler evliliklerinde büyük sorunlar yaşamakta.Bunları nasıl aşabiliriz ?

ERGÜL KARAKOÇ- Toplumda evliliğin vazgeçilmez unsuru sevgi ve saygıdır. Valla benim evliliğim mükemmel ama başkalarını bilemem.

SORU- İşitme engellilerin daha da gelişmesi için sivil toplum örgütlerine ne gibi görevler düşmektedir?

ERGÜL KARAKOÇ- İşitme engellilerimizin gelişimi için her şey mevcut ama bazı şeyleri başarabilmek birazda işitme engellilerimizin kendi elinde. Biraz değil ama çok çaba harcayarak başarı sağlarlar.Her şeyi de sivil toplum kuruluşlarından beklememek gerekir.

Teşekkür ederim sevgili Ergül Kardeşim.
TURAN YALÇIN-TOKAT