Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '13

 
Kategori
Futbol
 

İskoç böyle istedi

İskoç böyle istedi
 

Öncelikle tabii ki tebrikler Fenerbahçe !!!

Bu yıl Avrupa'da hiç yenilmemiş bir İtalyan takımını yenmek, hem de 2-0 gibi net bir skorla mağlup etmek kolay bir iş değil. Ama bu işi kolaylaştıran bir hakemi de gözardı etmemek lazım. Yıllardır Avrupa'da hakem hatalarından şikayet eden ve hep işin altında  "Avrupa'dan dışlanma" senaryosunu üreten bir ülke olarak bu akşamki maç ve hakem için acaba ne diyebiliriz ki ? Ben ya "İskoç Kıyağı" ya da "Hakem Böyle İstedi" demeyi düşünürken ikisini birleştirerek üstteki başlığı attım. Acaba İtalyanlar da bizim hep dile getirdiğimiz "Avrupa bizi istemiyor" veya "UEFA bize karşı art niyetli" diye düşünüyor mudur ? Bence hayır...

Ama İtalyanların düşünmesi gereken bir şeyin olduğu da kesin. O da futbollarının sürekli geri gittiği ve artık Serie A'nın eski mazisini aradığıdır. Çünkü teknik direktör olarak Avrupa'nın üçüncü sınıf bir takımı olan Basel ve Türkiye'nin üst düzey olmayan takımlarından Samsunspor'u çalıştırmış Petkovic'i seçmiş, takımda yıldızı bulunmayan ve hatta Galatasaray'ın gönderdiği Cana'yı yıldız futbolcu konumunda oynatan bir Lazio'nun Fenerbahçe karşısında hiçbir varlık gösterememesi bunun en güzel örneğidir.

Fenerbahçe takımı bu akşam stadını hınca hınç doldurmuş taraftarına ve İskoç hakeme ne kadar şükretse azdır. Çünkü bu ikisi olmasaydı ne o kırmızı kart gelirdi, ne o penaltı kazanılırdı ne de bu maç 2-0 biterdi. Sayın Kocaman maçın berabere bitmesinden hiç de üzüntü duymayacak bir biçimde maçı tam yetmiş dakika izledi. Çünkü maç böyle bitseydi kesinlike direkten dönen iki topla avunup daha ne yapabilirdik ki diyecekti. Yapmış olduğu değişiklikler ne kadar doğruysa maça bu şekilde başlamaması veya bu değişiklikleri daha önce yapmaması o kadar yanlıştı. Skor üretmeye hiçbir katkısı olmayan Christian ve Mehmet Topal yüzünden koca bir yetmiş dakika boşa geçti. Düşünün karşınızdaki takım çok kötü oynuyor, on kişi kalmış ve taraftarınız coşkulu. Ama siz hala gol yememe üzerine oynuyorsunuz. Çünkü baştaki teknik direktörün galip gelmeyi düşünecek ya da bunu taktiğe dönüştürecek bir yeteneği, bir vizyonu maalesef yok. Emin olun eğer ki gol daha erken dakikalarda atılmış olsaydı, takım her zamanki gibi geriye yaslanacak ve bu maç berabere bitecekti. Çünkü daha önce bunu çok yaşadık. Önce gol yememeyi düşünen bir teknik direktöre ben, en başından beri karşıyım ve benim gibi taraftarın yüzde doksanı da karşı... her ne kadar yarı final kapısı aralansa da !!! 

Christian denen futbolcu oynadığı pozisyonun yeterliliklerinden çok uzak olan bir oyuncu ve yazık ki Sayın Kocaman'ın prensi. Her duran topu o kullanıyor ve takımın dokunulmazını oynuyor. Mehmet Topal ise daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Selçuk Şahin'in jübilesinden sonra onun yerini alacak ve sanırım bir on yıl da taraftarın sevgilisi (!) o olacak. Ama Selçuk'un en azından, beceremese de adam geçme ya da ara pas atma gibi cesur hareketleri vardı.

Oyunun şeklini değiştirmeye yarayacak iki oyuncu ilk onsekizde yoktu bile. Stoch, Sayın Kocaman tarafından bitirilmiştir. Ve sezon sonu gider. Ama çok yazık ki değerinin onda biri bir fiyata gidecek. Yine milyon avrolar verilerek alınan Krasic de sezon bitiminde aynı sona sahip olacak. Onda da maaliyet ve satış rakamları arasında çok büyük rakamlar oynayacak gibi. Yani bu iki futbolcudan kar-zarar denklemi çıkarılacak olursa 10-15 milyon avro arasında bir zarardan bahsedebiliriz. Bu da Fenerbahçe'nin bu yıl Avrupa Liginde kazandığı paradan çok daha fazla. Demem o ki; sportif açıdan, (bence) iyi yönetilmeyen Fenerbahçe ekonomik açıdan da iyi yönetilmemektedir. Bunun en büyük sorumlusu da Kocaman'dır. 

Tabi, iyi olan şeylerden de bahsetmek lazım. Takım gerçekten koşuyor (her ne kadar bu koşuların çoğu boş olsa da). Bugün pozisyon vermedi. İleri ikili çok başarılı ve arzulu. Her ikisi de Fenerbahçe'nin ve taraftarının büyüklüğünün farkında. Ve o yüzden ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Miereles yavaş yavaş oturmaya başladı. Yobo hala Fenerbahçe'nin stoperi olacak bir futbolcu olmasa da sakat olmadığı sürece bu takımın emniyet sübapı; bu bir gerçek. Taraftar uzun süredir ilk defa rakibi ve hakemi başarılı bir şekilde baskı altına aldı. Bunu yaparken de yabancı maddelere başvurmadı.

Fenerbehçe bu akşam çok net bir galibiyet almıştır ve belki de tarihinde ilk defa Avrupa'da yarı final oynama durumuna gelmiştir. O yüzden yukarıda yazdıklarımdan dolayı tepki alabilirim. Ama napalım ben de böyleyim. Yine de hem Kocaman'a, hem Başkan'a hem de futbolculara çok teşekkür ederim, bize böyle bir sevinci yaşattıkları için.

Unutmadan ufak bir not: Umarım Sow, Sayın Kocaman'a yaptığı el-ense hareketinden sonra kızağa çekilmez :))

 
Toplam blog
: 38
: 273
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Futbol ve Fenerbahçeyi ne kadar çok seviyorum ki hayatımda ilk defa blog yazmaya karar verdim... ..