Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İskorpit tarifi yapmaya niyetlendim... Olmadı!

İskorpit tarifi yapmaya niyetlendim... Olmadı!
 

Dalgakıran’daki kayalıkları mesken tuttuğum, oltadan balıktan anlamadığım işin erbaplarını, sorularımla bunalttığım günler…

İnternette bu kadar yaygın değil ki Google’ye gireyim kafama takılan soruyu yazayım, öğreneyim…

Sahilde Pizza Pino var o zamanlar… Sahibi Orhan Amca… Kulakları çınlasın… Öğle yemeklerinde oraya gidiyorum, yaşıtları ile yaptığı balık sohbetlerini dinliyorum...

<ı>Ne keyifti arkadaş…

Bir gün, o gece dalgakırana işkine yakalamaya gideceklerini duyunca utana sıkıla “ben de geleyim mi” diye sordum…

“ Gel” deyince akşamı zor ettim…

Usta balıkçılar acemileri yanlarında çanta niyetine taşımaktan da, balık yerlerini göstermekten de hoşlanmazlar…

“ Ama ben de takım yok.”

“ Biz de var… Boş ver sen!”

Günlük işleri bitirdim. Hava kararmak üzereyken dükkânın önünde aldım soluğu…

“ Ali sen üşürsün böyle!”

“ Niye baba üşümem! İçimde kazak var…”

“ Üşürsün diyorsam üşürsün…”

Radyoda hatta stüdyodaki çek yatın üzerinde kalıyorum… O gece sesim kısık deyip programı da ekmişim!

Ev bark Çorlu’da… Nerden alacaksam üzerime bir şeyler…

“ Baba yok burada montum falan!”

“ Neden?”

“ Getirmedim… Hafta sonu gittiğimde alırım…”

Kıyamadılar içi muflonlu bir yağmurluk da bana uydurdular…

“ Teke süzdün mü sen hiç?”

“ Yok süzmedim…”

Çay bahçelerinin önünden başladık teke süzmeye, süze süze Köfteci Osman’ın önüne kadar geldik…

<ı>Şimdiki gibi değil geçenlerde on beş yirmi tane bulacağız diye anamız ağladı!

Onlar süzüyor ben yosunların arasından öteye beriye zıplayan, kendini denize atmaya niyetlenen tekeleri yakalayıp yarısına kadar su dolu kovaya atıyorum…

<ı>“Onlar” derken, ismini anımsamadığım öğretmen emeklisi olduğunu ve aramızdan ayrıldığını bildiğim, başka bir amca daha var yanımızda… Nur içinde yatsın!

Süzme işini bitirdik, içimiz ısınsın diye balıkçılar kahvesinde çay molası verdik…

Fenerin oradaki kayalıklarda aldık soluğu…

Şimdi düşünüyorum da sanıyorum kullandığımız misina kırklık, iğnelerde 2 numaraydı…

Misina sarılı mantarı tutuşturdular elime…

“ Kurşunsuz bu atabilecek misin?”

Hiç düşünmeden “ atarım” dedim…

Çift teke takılı oltayı daha ilk denemede dolaştırdım…

“ Hani atardın! Gazoz satmaya benzemez bu işler çocuğum!”

Ben de tık yok…

Misinayı çözdük…

Orhan Amca oltayı attı, mantarı elime verdi…

“ Misina işaret parmağının boğum yerinden geçecek, balık vurunca hissedip çekersin!”

Orhan amca bir işkine, arkadaşı bir işkine aldı…

Bende tık yok…

Onlar kendi aralarında sohbet ediyor, ben bütün dikkatimi işaret parmağının üzerinden geçen misinaya vermiş bekliyorum…

O esnada balık vurmasın mı?

“ Vuruyor!” heyecanlanıp bağırmışım!

“ Sussana be oğlum, bağıracağına çeksene”

Oltanın ucunda hissettim balığı deli gibi çekmeye başladım…

Çekerken, olta takılmasın mı?

Balık ucundayken kopmasın mı?

Suratım nasıl bir hal aldıysa artık!

“ Ne oldu oğlum nerde balık?”

Ağlamaklıyım… Bir taraftan da oltalarını kopardım diye kızacaklarından korkuyorum…

“ Koptu!”

“ Olsun bağlarız bir iğne daha… Ver misinanın ucunu”

<ı>

<ı>Ne anlayışlı ne sabırlı adamlarmış…

İğne ile berber atabileyim diye misinaya iki de küçük kurşun kıstırdılar…

Tekeleri taktım, besmeleyi çekip oltayı fırlattım…

Olta tekrar takılırsa ne yaparım diye düşünürken, misina öyle bir çekildi ki!

Tam bağıracaktım vazgeçtim…

Kuvvetli meret oltayı gezdiriyor ben nefes almadan çekiyorum…

Balığı sudan çıkarttım kocaman bir şey, tam elime alacağım…

Orhan Amcanın arkadaşı bağırdı…

Elleme, iskorpit, zehirli o!”

Balığın zehirlisi mi olurmuş diye düşünsem de…

Kayanın üzerinde kurtulmak için debelenen balığı olduğu gibi bıraktım…

Orhan amca usulüne uygun çıkarttı iğneyi, balığı tel filenin içine koydu…

“ Yarın çorbasını yaparız bunun” dedi…

O gece çok olta koparttığımı, her defasında sabırla bağladıklarını biliyorum ama işkine yakalayıp yakalamadığımı anımsayamıyorum…

Ertesi gün içtiğimiz çorbanın tadı da hala damağımda…

***

Aslına bakarsanız aşağıda fotoğraflarını gördüğünüz iskorpit buğulamanın tarifini yazmak için oturdum klavyenin başına… Olmadı! Gerçi olup biteni fotoğraflarda anlatıyor zaten…

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..