Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

18 Haziran '09

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Islak Düşler !..

Islak Düşler !..
 


"Islak düşler" diye adlandırılan uykudaki orgazmlar, eski çağlarda bir melek, ruh ya da cinin insanları gece yataklarında ziyaret etmesiyle açıklanırdı. Ortaçağ'da baskıcı Yahudi- Hıristiyan kültürü bu olguyu şeytana bağlayarak açıkladı ve karşı çıktı. Meni bu türden üretken olmayan yollarda harcanmamalıydı...


Sorun meninin "harcanması" olunca, kadınlar hedefin dışında kaldılar; yasaklar adeta onları kapsamadı. Bazı hekimler, meninin kandan daha değerli yaşamsal bir sıvı olduğunu öne sürerek sık sık boşalmanın vücudu zayıf düşüreceğine hükmettiler. Meni boşalması, belirli hastalıkların gerekli olması gibi, ancak belli koşullarda yararlı sayıldı. Masturbasyon eyleminin adı da "kendi kendini harcama" olarak yerleşti.


Herşeye rağmen, cinsellik anlayışının henüz coitustan başka bir alanı kapsamadığı Ortaçağ Avrupa'sında masturbasyon toplum düzeyinde bir sorun haline getirilmemiştir.


Bu durum 18'inci yüzyıldan itibaren değişmeye başladı. Masturbasyon karşıtı kampanyanın öncüleri hekimler olmakla beraber, giderek eğitimciler ve din adamları da onlardan geri kalmadılar. Akıl bozukluklarından dolayı birer potansiyel cani olan kendi kendine doyumcular, önce hekimsel yöntemlerle saptanıyordu. Bunlar genel bir hevessizlik ve tembellik gösteren, yorgun bakışlı, sırtı bükülmüş ve elleri titreyen kimselerdi. Yâni başka birçok hastalığa da işaret edebilecek olan arazlar mutlaka masturbasyona bağlanıyordu...


Teşhis bir kez konunca, özel perhizler, cinsel organlara takılan kemerler, küçük çocuklara giydirilen iğneli eldivenler türünden bir tedavi uygulanıyordu. Zaman zaman ameliyata başvurularak sünnet derisinden içeriye metal bir halka yerleştiriliyordu. Tedaviyi papazlara yapılan günah çıkarmalar ve eğitimcilerin terbiye programları izliyordu.


Görüldüğü üzere anti-masturbasyon kampanyasını hekimler, din adamları ve öğretmenler gibi orta sınıfların iyi eğitilmiş öğeleri üstlenmiştir. Bu durum sözkonusu cinsel baskı ile sanayileşme arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermektedir. İnsan vücudunun bir makine, en verimli ve ekonomik biçimde çalışması gereken bir iş aleti olarak algılandığı 19'uncu yüzyılda cinsel eylem, ancak çocuk ürettiği ve böylece işgücünü arttırdığı ölçüde kabul görmektedir.


Amacı olmayan bir duygulanma, sapkın ve tehlikeli sayılmıştır. İnsanların vücutlarını bir zevk ve eğlence aracı olarak da kullanabileceklerini farketmeleri, göz yumulamayacak bir tehdit oluşturmuştur. Dolayısıyla türetilen yalandan-bilimsel kavramlar, aslında üretken olmayan cinselliğe karşı uygulanan baskı için bir gerekçe ve özür olma amacını taşımıştır.


Kendi kendine doyuma karşı ruh bilimcilerin benimsemiş oldukları katı bir tavır son bir yüzyıldır giderek yumuşamıştır. Önce bazı ruh hekimleri masturbasyonun akıl bozukluğunun sebebi değil de sonucu olup olmayacağını sormaya başlamışlardır. Sonraları, "kötü alışkanlıktan" öte bir zararı olmadığına hükmedilmiştir. Giderek insanlar, sadece "aşırı derecede masturbasyona karşı" uyarılır olmuşlardır.


Nihayet günümüzde hekimler "aşırı" nitelemesinin göreceliğini kabul ederek, bazı insanların tüm yaşamlarınca kendi kendine doyuma yeltenmezken, diğer bazılarınınsa günde birkaç defa masturbasyon yaptığını ve bu grubun davranışlarının en az diğerininki kadar "normal, doğal ve sağlıklı" olduğunu tesbit etmişlerdir.


Masturbasyon her şeyden evvel varlığı tartışılmaz bir cinsel yaşam olgusudur. İnsan cinselliğinin gelişme süreci içerisinde kaçınılmaz bir yer tutmakta, cinselliğin gelişme aşamalarından birini oluşturmaktadır. Bu yüzden de varlığını ve taşıdığı önemi kabul etmek gerekir.


Kendi bedeninin cinsel organlarını elle ya da uygun bir cisim kullanarak doyum noktasına ulaşacak biçimde uyarmanın, kadın ve erkekler tarafından değişik yaşlarda oldukça sıkça uygulandığı kuşkusuzdur. Lâkin, "azı karar çoğu zarar" sözünün bu konu için de son derece geçerli olduğu unutulmamalıdır.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..