Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '11

 
Kategori
Kitap
 

İslam'da Astroloji, Doğum Haritası Analizi ve Esmaül Hüsna yaşam Şifreleri -IV (Yaşam Şifresi)

İslam'da Astroloji, Doğum Haritası Analizi ve Esmaül Hüsna yaşam Şifreleri -IV (Yaşam Şifresi)
 

Esmaül Hüsna Yaşam Şifreleridir, Hayat Buna göre yaşanmalıdır.Bunu Dört Elementimiz engellemek ister


Hayatın Anlamı - Esmaül Hüsna Şifreleri 

Esmaül Hüsna Yaşam Şifreleridir (Anlamları ve her isimin hayata kullukla yansıtılması nasıl olur?)
En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edinAraf Suresi 180 

(O güzel isimlerle dua etmek için de yüz olmalı) Ayhan Özcimbit 

ESMA ÜL HÜSNA (ALLAH’IN İSİMLERİ) 

Yaratıcının elimize attığı imzanın yani 81 + 18 in 99 un el çizgilerinin ne olduğunu gördük. Bu çizgilerin Yaratıcının yeryüzü temsilcisi olmamıza işaret olduğunu ve ellerin şahitliği olduğunu belirtmiştik. Aşağıda bu isimlerin sadece zikir edilerek değil hayata taşınması için insanın ne yapması gerektiğini, hayatın kodlarını, gerçek yaşam şifreleri olan Esmaül Hüsna'nın yaşanmasını ele aldık; 

1. Allah (Tek İlah): Allah’ın kelime anlamı Arapçada El - İlah tan geldiği söylenir. Allah adı, O’nu tekleştirir, yegâne ve eşsiz yapar. Tıpkı İngilizcede ki The God’ın tam tercümesidir. Rahman ise Allahın çok merhametli ve toleranslı yönüne vurgu yapar. Bu yüzden insan tek Olan Yaratıcısını bilip ona eşler evlatlar veya diğer koalisyon ortakları koşamaz. Koşmamalı. 

2. Er - Rahman: Çok merhametli ve toleranslı Allah demektir. Rahman adını sadece bu dünyada gösterecektir. İnsan bu dünyada Allah’ı açık net bir şekilde görmediği için Allah insana hayatının sonuna kadar toleranslı davranır ve yaptıklarına fırsat verir. Ona bedava hava, gökten su, yerden yiyecek bitirmekte bunlara karşılık ne su, ne güneş için sayaç takmadan zengin fakir herkesi rızıklandırırken İnsanların çoğu yinede azar ve nankörlük eder. Rahman adı ile dua eden bir kul Allahın merhametine mazhar olur ama insanın bu ismi yaşaması ancak ve ancak insanlara merhametli ve sabırlı olup çok toleranslı davranması ile olur. Bu şekilde davranması Rahman ismine temsilci olmak anlamına gelir ve insanı yüceltir. 

3. Er Rahim: Allahın bu ismi de Merhametli anlamını taşımaktadır ama bu ismin içerisinde adalete bağlı olarak sadece ahirette hak edenlere yönelik olacaktır. Bu isimde merhamet bir anlamda şarta bağlıdır. İnsanın merhametini hak edenlere göstermesi bu ismin yaşanması anlamına gelir. Bi İsmi Allah Er Rahman Er Rahim her işte söylenmesinin nedeni Allahın bu isimlerini çok sevmesinden kaynaklanır. Bu ismi yaşamanın yolu ise herkese hak ettiği merhameti yardımı göstermektir. 

4. El Melik: Kainatın Kralı, Sultanı, Yöneticisi demektir. İslam’da tek Sultan vardır, O da Allah’tır. Yer yüzünde var olmuş olan ve hiçbir şekilde halkının onayını almamış idareci gayri islamidir ve ona tabi olunmaz. Ki zaten günümüze kadar tarihte var olan bir çok Kral, Sultan, Çar, Sezar ve Firavunlar halklarını ya Tanrı olduklarına inandırarak yada Tanrının gölgesi veya kılıcı oldukları saçmalıklarına inandırarak yönetmişlerdir. Bir çok kez Allahın gönderdiği dinler daha sonraları satılmış din adamlarınca değiştirilmiş yada saptırılmıştır. Dinlerin bozulmasının en büyük nedeni insanların çoğunun doğruya ve adalete değil cahilce GÜCE tapmalarının yüzündendir. Güce tapıldığını bilen sulta sistemler güçlerini halkın üzerinde daha da artırmışlar ve verdiklerinden daha çok korkuttukları halktan almışlardır. Günümüzdede bu düzen bu şekilde devam etmektedir. Hırsızlığın ve modern soygunculuğun diğer adı olan KAPİTALİZM kendini sahte dinlerle çok güzel desteklemeyi bilmiştir. Dinler bir kere bozulmaya görsün resmi otoritenin zulum dolu, haksızlık dolu idarelerine yağdanlık rolü oynayarak bizzat dinlerin kendisi zulüm aracı olmaktadırlar. Bu gün ki semavi dinler Allahın gönderdiği orijinal hallerinden çok uzaktalar. En sonuncu gelen Kuran değil, ama Kuran anlayışı bozulmuş saptırılmıştır. Arap gelenek ve görenekleri İslam sanılmıştır. Allah elbette nostaljik ve modern halde olan her türlü zalim fravun, sezar, çar, kral veya sultanlar gibi böyle zalim bir portre çizmez bize. O tüm kainatın hakimi ve idarecisi olduğu halde bile Kuran’da hep biz der ben demez (topluma ve topluluğa çok önem verir). Bize alçak gönüllülüğü öğretir. Bizzat Allah bu zalimlere karşı mücadele etmesi için çağlarının en büyük devrimcileri Peygamberleri yollamıştır. Yaratıcı yüce bir idarecidir. İslam asla yobaz tutucu ve gerici bir din değildir ve onu bu şekilde gösterenleri veya yaşatanları Allah düzeltsin

Allahın bu isminden alınacak ders şudur; İslam’a inananlar asla bir insanı başlarına sultan, kral, imparator, fravun veya sezar olarak getirilemezler. Sultanların ve sezarların hiçbir yönetme hakkı olamaz. Yöneticiyi 4 halife döneminde olduğu gibi halk belirler ve zalim yöneticiye ayaklanmamak gericiliktir, atalet ve haksızlığa ses çıkarılmamak adaletsizliktir. Hem bu Allahın El Adil adını yaşamamaktır. Zillet, siyasi şirkin ta kendisidir. Halklarına ve insanlığa karşı suç işleyip haksızlık yapan tüm zorba idareciler rejimleri ne olursa olsun devrilmeli ve yerlerine adaletli bir sistem tekrar kurulmalıdır. Kimse halkını küçük görerek meliklik taslayamaz, “Halka inmek” tabirini kullanamaz, halka inilmez ya Halka gidilir ya çıkılır. Allahtan başka büyük Melik te Sultan da yoktur. Her nerede idarecilik yapan varsa, yaptığı idarecilikte adaletli ve güçlü olmak zorundadır. Kimsenin hakkını akrabasına dostuna yedirmemelidir. İşte bu melik ismine temsilci olmaktır, zalim sultan değil. 

5. El Kudüs: Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan Allah demektir. 

Gerçekten Allah yarattığı herşeyden gördüğümüz gibi son derece kusursuz ve ayıplardan uzaktır. Eğer Allah kusurlu ve ayıplı bir varlık olsaydı mikro kozmozdan makro kozmoza kadar tüm alem bu kadar kusursuzda olamazdı, bu gördüğümüz ahenk ve uyum sadece ve sade ve onun kusursuzluğunun bir sonucudur. Ekolojik dengeyi kusurlu ve ayıplı olan insan mı yoksa Allah mı bozuyor, bu dünyada bitmez tükenmez bir halde mal biriktirip bunu çılgınca zevkleri için harcayan ego sentrik kapitalizmin ve materyalizmin ürünü modern ve çağdaş insanlar görmüyorlar mı? bu yıkıcılar dünyayı nereye götürüyor? Çocuklarınıza bir gelecek bırakabilecek misiniz? Ey yeryüzünü kirleten varlıklar! Allah sizi yeryüzünde serbest bıraktı diye bu ne hayâsızlık ve utanmazlık, yeryüzünü fesada boğuyor ve yardıma ihtiyacı olan muhtaçlara yardımı çok görürsünüz. Allah ya hidayetinizi versin ya da müstehakınızı. Ama asla bi de yaptıklarınızın sonucu olarak mahvettiğiniz dünyanın sebebini Allah olarak göstermeyin. O merhametinden dolayı insana müddet tanır, yumuşak kalbi oluşundan dolayı belki af dilersiniz de elinizdeki zenginliklerden garibanlarada yararlandırırsınız diye bekler. Ama nerdeee. 

6. Es Selam: Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan Allah demektir. Kullarını selamete çıkaran, Cennetteki bahtiyar kullarına selam veren, şöyle geriye dönüp baktığımızda insanoğlu birbirlerini din adı altında özde ırkçılık temellerine dayanan katliamlardan geçirmiştir. Tüm bu yıkım ve kıyımların temelinde ulusların hâkimiyet mücadelesi yatar. En son 1. ve 2. Dünya savaşlarında binlerce insan ya göç etti ya da katledildi. İlk dünya savaşında en çok zarara Türkler, 2. Dünya savaşında ise yıkıma bu sefer yine tüm Avrupa halkı, Yahudi ırkı ve Japon halkı uğramıştır. Amerikan halkı her iki savaşta da zarara uğramamış ve Birleşik Devletler gücünü daha da arttırmıştır. Sonunda Birleşmiş Milletler Kurularak Birleşik Devletlerin Otoritesi daha da tescillenmiştir. Bu gün dünya Amerika’nın önderliğinde Özellikle Amerikan Cumhuriyetçilerinin önderliğinde daha kötü felaketlere sürüklenmektedir. Yeryüzü bozguncularının attığı atom bombasının izleri hala silinemedi. Şimdiye kadar Japonya’da binlerce insan kanserden öldü. Her şeye rağmen yüce Allah Japon ve Alman halklarına harcadıkları emek oranında selamet verdi, aynı emperyalist ülkeler bizimde başımıza çöreklendiler, kuruluş savaşına kadar milyonlarca insanımızı ya Yunan orduları ya da Ermeni çeteciler katletti de ne biz ne dünya buna ses çıkartamıyoruz. “Ey yüce Rabbimiz bize barış ve sağlık ver, halkımızı bir daha alçak emperyalistlerin saldırısına uğratma”. Bundan sonra bir daha Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak çıkartamayabilme ihtimali var..... 

7. El Mumin: ( iman ve güven veren her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran anlamında bir ismidir. Korku içinde olanlara emniyet ve güven veren): 26 Ağustos 1071 Malazgirt savaşından 26 Ağustos Büyük Taarruza kadar geçen dönemde bütün haçlı savaşlarına kahramanca göğüs gererek kalkan olan Türk halkı ve Ordusunun kalbinden Allah korkuyu silerek savaşlarda onca yetersizliğe rağmen zaferler kazanmışsa bunu tamamen bu ismi yaşamaya Allaha teslimiyete borçludur. Türklük, İslam olmasaydı Macar, Fin, Eston ırkları gibi özlerinden uzaklaşır başka bir isim alırdı. Macar, Fin, Eston, Çuvaş halkları ile aynı ırk olduğumuz halde bu ırklar Asya özlerini Türk adını kaybetmiştir. Oysa Anadolu insanı Göktürklerden beri aynı ismi çekik gözlerinin kaybolmasına rağmen taşımıştır. Anadolu’da binlerce Bizanslı ve Ermeni Müslüman olarak Türkleşmişlerdir. Bundan dolayı Türklük islama çok şey borçludur. Anadolu, Balkanlar ve Kafkasya’da, hatta tüm Avrupa’da bilinmiştir ki İslama giren Türk olmuştur, çıkansa Türklükten de çıkar. Türklük Anadolu’da bir ırkın adı değil Haçlı Seferlerine ve Emperyalizme karşı koyuşun ortak adı ve misyonudur. Kalplerinde inanç ve korkusuzluk bulunduğu sürece Anadolu halkı her türlü bozgunculuğa rağmen yine ayağa kalmasını zor da olsa bilecektir inşallah. Bunu El Mümin adına temsilci olarak yine yapacaktır diye umut etmekteyiz. Kendimizi maddi ve manevi anlamda güvende hissetmemizin tek yolu Allaha güvenmekten ve güvenilir insan olmaktan geçer, bu isim bu şekilde yaşanır... 

8. El Müheymin: Bütün varlıkları ilim ve Kontrolü altında tutan Allah. Bu adından da anlaşılacağı üzere mikro kozmozdan makro kozmoza her canlı ve cansızın maddesel varlığındaki kusursuz düzen O’nun sonsuz gücünden gelmekte. Dolayısı ile var olan maddesel yasalar O’nun ezelden koyduğu kurallardır ve bu kuralları bilip ve uygulamak bilim ve öğrenmeyle meşgul olup varlığın sırrına bu şekilde ermek bu ismin hakkını vererek temsilci olmaktır. Her kim bilim adamı olup veya olmadan da varlık ve eşya üzerine düşünürde maddenin sırrını anlarsa bu isimle, o zaman maddeyi ve yaşamı da yarıyarıya çözmüş demektir. 

9. El Aziz: Sonsuz izzet yani yücelik sahibi Allah. Gerçekten gerek fiziksel varlığı gerekse karakter yapısı olsun son derece güçlü, şerefli, onurlu İlah. İnsana düşen şeref, onur ve haysiyetini korumak ve bu isme ruhi olgunluğu yakalamak için çabalamak. İnsan yüce bir ahlaka ulaşma çabasıyla bu isme temsilci olur. Bu çaba bile kutsaldır. 

10. El Cebbar: İstediğini zorla yaptıran Yaratıcı demektir. İstese istediğini zorla yaptırtır ama insanların iradeleri hariç maddeye hükmederek onun bir düzen içinda kalmasını zorla sağlar. Emri dışına ne bir Kuark ne proton nötron ne de bir gezegen çıkabilir. İnsan ise adalet ve iyilik yolunda idareci olduğunda ve sahip olduklarına karşı adaletli bir zorlayıcılık sağlamalıdır. Devlet görevlileri suçu engellemede zorlayıcı olmak zorundadır. Memurlar adil yasaları halka cebren uydururlar. İnsan var olan kuralları bilmesi ve adalet yolunda insanları sevk ve idare etmesi bu ismi yaşamasıdır. 

11. El Mutekebbir: Sonsuz büyüklük ve azamet sahibi. Yine bu isimde O’nun büyüklüğünü anlatır, o büyüklüğü anlamaya calışmak O’nu yüceltmek kulun görevidir. Mütekebbir olan ismi akılda tutarak yanlış işler ve yollardan uzak durmak en önemli görev ve temsilciliktir. Kibirlenmemek bu ismi anlamanın ve yaşamanın yoludur... 

12. El Halik: Her şeyin Yaratanı. Her şeyi benzersiz olarak yaratan ve yoktan var eden Allah en büyük sanatçıdır ve bu konuda eşi yoktur. Tabiatta ve uzayda var olan tüm varlıklar O’nun varlıklarına şahitlik ederler. İnsan tabiatta bulunan varlıklardan etkilenir. İnsanda yaratır ama insanın yaratması ile Allah’ın yaratması aynı değildir. Tüm varlıklar Allah’ın ne kadar muhteşem bir sanatkar olduğuna şahitlik ederler. İnsan’a düşen görev tüm sanatçılığını ortaya dökerek en güzel resimleri ve heykelleri yapması ve teknolojiyi yaratıcığı konusunda sonuna kadar zorlamasıdır. Yüzyıllardır yanlış bir inançla yasaklanan bu sanat çeşitleri yobazlığın ve geri kafalılığın ve İslam’ı anlamamanın bir ürünüdür. (Diğer taraftan insanların cahillik sonucu bu heykellere tapabileceği korkusu yüzündende heykel ve resim yasaklanmış olabilir - bugün insanların bir çoğu ülkemizde tekke ve türbelere dua ederek tapmaktadırlar, cahil halk kitleleri kolaylıkla İslami bir heykele bile tapabilir. Ne yazıkki ülkemizde dahi hala resim yapmayı günah sayan dindarlar vardır. Bu insanlar sanattan korkmakta çünkü uyduruk bir hadiste sözüm ona “Allah can ver bakayım bu yaptığın heykel ve resme” diyecekmiş diye yazar). Yalnızca dikkat edilesi gereken kural İslami sanatın resim ve heykelin ahlaka uygun topluma mesajlar veren sanat olmasıdır. İnsanların yaptığı işlerden keyif almaları üflenen ruhta bulunan yaratma isteğinden kaynaklanır. Resim yapan ressam, heykel yapan heykeltıraş, ekmek yapan fırıncı, ayakkabı yapan veya tamir eden ayakkabıcı hep aynı keyfi alırlar Allah’ın yeryüzündeki El Halik adını yaşamanın tadıdır bu Emekçi çizgi. İnsana düşen görev her ne iş yapıyorsa yapsın yaptığı işi en iyi şekilde ve eksiksiz yapmasıdır. 

13. El Bari: Eşyayı ve her şeyi birbirine uygun yaratan İlah. Gerçekten yaratılan her şey birbirine bağımlı ve uyumlu haldedir. Kuarklardan elektrona, atomdan moleküle, moleküllerden maddeye, maddeler arası uyum ve ahenk görebilen gözler için çok şey demek. İnsana düşen görev herhangi bir görevi yaparken algoritmik (Bir problemi tanımla, küçük parçalara böl ve doğru sıra ile uygun hızda çöz felsefesinin adıdır ve özünü Kurandan alır, uygulandığı her alanda başarı getirir ve bu modern bilgisayar programcılığının temelini oluşturur) bir felsefe ile önce plan, etmenler arası bağlantıların hesaplanması, zamanlama ve eylem ile en mükemmel işi çıkartmak, çalıştığı ve harcadığı emeğin hakkını vermektir. 

14. El Musavvir: Her varlığa uygun şekli veren Allah. Maddeyi Kuark ve atomdan oradan bütün halde elle tutulur ve gözle görülür şekle sokan sonra en uygun şekli, rengi, kimyasal - fiziksel özelliği ve kokuyu veren odur. Basit bir örnekte insan yüzünde göz, kaş, kulak hepsi yerli yerindedir. Kaşlar teri yanlara akıtarak göze girmesini engeller, kulak kepçesi sesi toplar. Burun delikleri ters olsaydı insanın başına duşta ve yağmurlu havalarda neler gelmezdi, estetik olarak, oturan birinin burun içi görünür ve insanlar utanırdı. İnsan olarak bizler bu isme temsilci olmak için yaptığımız tüm icatlarda ergonomiyi iyi düşünmeli ürünlerin şekillerini kullanıma en uygun şekiller vererek yapmalıyız. Bu isimden beslenmeli ve bizde, her insanda var olan bu enerjiyi kullanmalıyız. 

15. Gaffar: Çok affeden, günahları affedip örten Allah. Her ne kadar komedi programlarında salak tiplere verilen isim olsa da bu isim Yaratanın sadece affetmeyip aynı zamanda insanların günahlarının üzerini örteceği ve ahirette kimseye en yakınına bile göstermeyeceğini anlamalıyız. Bu ismi yaşamak isteyen kendisinden af dileyeni affedip sonrada yapılanların üzerine perde çekerek sağda solda affedici pozlarına girmeden alçak gönüllu olmak zorundadır. 

16. Kahhar: Her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden. Hak etmeyen af dilemeyen pişman olmayan zalimlerin gideceği yer cehennemdir. O adil olduğu için bunu yapacaktır, emekçi olduğu için yapacaktır, herkese hak ettiği verilecektir, af dileyenler pişman olanlar ve iyi işler yapanlar bunun dışında. Kahhar ismini yaşamak isteyenler, yaşadıkları zulmün cevabını isterlerse verirler, adalet adına yeryüzünde bozgunluk çıkaranlar, çocukları öldürenler tecavüz edenler ve nice zalimlerin hak ettiği tek şey vardır en ağır cezaya çarptırılmak. Bunu yapan idam infaz memurları bu ismi yaşarlar. Bu yüzden kendisine haksızlık yapanları bişekilde makul düzeyde haddi aşmadan ceza vermek gerekebilir. 

17. Er Rezzak: Yaratılanların Rızkını veren besleyen Allah. Allah’ın rızk vermesi çok çeşitli şekillerde olur. Yaşayan her çanlı bir besin zincirine bağlı olarak bütün hayvanlar, bitkiler rızıklanırlar. İnsan için harika rızıkların yetiştiği yerdir Dünya. Aslında dünyada kapitalizm gibi kan emici sömürgeci pis bir düzen olmamış olsaydı ve insanlar birbirlerine yardımcı olarak çalışarak çok rahat rızklarını temin edebilirlerdi. Fakat Allah’ın verdiği güzel kaynaklar ve nimetler kapitalistlerin ellerinde hoyratça kullanılmakta ve insanlar birbirlerinin hak ve hukuklarına hayvanlar kadar önem vermemektedirler. Gelişmiş kapitalist ülkeler gelişmekte olan ülkelere borç verirken onları daha berbat bir bataklığa ve bereketsizliğe sürükleyerek dünyayı daha da yaşanmaz ve adaletsiz bir yer haline getirdiler. Gelişmekte olan ülkelerin hiçbir zaman gelişmelerine yıllarca izin vermeyerek onların ellerindeki petrol, uranyum vs nimetler sömürülmektedir. Sonra bu alçak kapitalist devletler kendilerine karşı çıkan ve Allah’ın verdiği rızkların sömürülmesine ses çıkaran Müslümanları, Sosyalist ve Komünistleri sanal yandaşları medya, vs ile terörize etmektedirler. Allah bu dünyada herkese yetecek rızk var etmişken paylaşma bilmeyen şişko Avrupalı ve Amerikalı kapitalistler bu dünyayı kemirmekte, kirletmekte mahvetmektedirler. Bunları neden yapıyorsunuz deyince de biz yüksek medeniyetiz yalanlarını, ekonomide faize, sosyal yaşamda ahlaksızlığa, beslenmede Fast Food’larla yozlaşmanın ve mahvolmanın asıl kaynaklarıdırlar. Ne aile yaşantıları, ne merhamet, ne sevgi hiçbir şey kalmamış iğrenç bir Rızk sömürücüsü kültürdürler. Bu salaklar paylaşmayı ve sevmeyi bilselerdi dünyada aç kalmaz kendileri de şişmanlamazlardı. Kendileri yetmiyor gibi kedi ve köpekleri de şişmandır. Allah’ın Rezzak ismini yaşamak, merhametle beraber insanın aç, fakir birine yardım ederek onun doyurulmasıdır. Yeryüzünde paylaşım ve açlara yardım etme olsaydı Dünya ekonomisi darboğaza girmeden daha rahat dönerdi. Ama Faizci bencil kapitalist sistem her şeyi mahvetmekte, rızkın daralmasına yol açmakta, suları kirletmekte, ormanları yok etmekte besin zincirini bozmakta her yıl dünyadan binlerce hayvan ve bitki türünün yok olmasına yol açmaktadırlar. Allahtan geçim bolluğu ve rızk isteyen bu isimle dua etmeli ve de bu ismi yaşamalıdır buda paylaşmak ve fakirleri doyurmakla olur. 

18. Es Semi: Her şeyi duyan Allah. İnsanda duyar elbette ama insanın ses duyma aralığı 20 ile 20000 frekans aralığı olup insan karınca ayak sesini veya böceklerinin konuşmalarını duyamaz. Allah kâinatta ne varsa hepsini görür ve duyar. Allah’ın bu bilgisinin dışına çıkabilmenin imkânı yoktu. İnsan söylediği sözlere dikkat etmeli onu sürekli izleyen Allah’ın varlığı ve O’nun duyacağını hatırdan çıkarmamalıdır. Sözlerinde fahşa ve küfür kullanmamalıdır. İnsanlara duygularını okşayan güzel sözler söylenmelidir. 

19. El Vehhab: Karşılıksız veren, sonu gelmeyen bağışların sahibi. Bu isim Allah hakkında, kapsamlı ve geniş bağışa; hiçbir karşılık beklemeksizin ve hiçbir amaç gütmeksizin zorlanmadan daima vermek anlamına gelir. İnsanda yaptığı iyiliklerin karşılığını kuldan beklemeden takdiri Allaha bırakarak iyilik yapmalıdır ki bu isme temsilci olsun ve kendiside sıkışınca Allahtan yardım istemeye yüzü olsun. Bu iyilikler Allahı sevmenin kanıtı olarak yaratıcının defterine kayıt olur. 

En derin saygılarımla

Ayhan Özcimbit 

KİTAP, BASIM AŞAMASINDA TEKRAR TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLDİ HALDE YİNEDE WORD BELGESİNDEN PDF FORMATINA ÇEVRİLİRKEN BAZI GEZEGEN VE BURÇ SEMBOLLERİ ÇEVRİM SIRASINDA OLMADIK ŞEKİLLERE DÖNÜŞMÜŞLERDİR. BU GİBİ SONRADAN DÜZELTME İMKANI OLMAYAN VE ELDE OLMAYAN TEKNİK HATALARDAN DOLAYI ÖZÜR DİLERİZ... 

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları yazara aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..