İslam hakkında ne biliyorsunuz? (4)

*Kendilerine eşlerinin ve evlatlarının bile inanmadığı (Nuh Peygamberin oğlu, Lut Peygamberin karısı, Hz. Muhammet’in ailesinden de putperest olarak ölenler vardır.), kendi ailelerinin bile tümünü kurtaramamış peygamberler olduğunu bilmiyor, kafanızı çalıştırmak yerine birinin gelip sizi kurtaracağını bekliyorsanız.

Siz istemeseniz ve kafanızı çalıştırmasanız veya şirk yolunu seçseniz bile, Allah’ın sizi doğru inanç sahibi yapacağına inanıyorsanız.

Cehennemin kendi seçiminiz olan bir yalnızlık ve pişmanlık olduğunu kabul etmiyorsanız.

Allah’ın insanları cennet ve cehennem arasında seçim yapmakta özgür bıraktığını bilmiyorsanız.

<ı>“Ortak koşanlar dediler ki:’Eğer Allah isteseydi biz de atalarımız da Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O’na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık.’ Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir.”(Nahl, 70/16, 35) “Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.”(Yunus, 51/10, 99-100)

<ı>“‘Hak Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.” (Kehf, 69/18, 29)

<ı>“’Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?”(En’am, 55/6, 108-109)

<ı>“O’nun hoşnutluğundan tiksindiler; sonunda Allah bütün amellerini boşa çıkardı”( Hz. Muhammed, 99/47, 28)

<ı>“.. şöyle diyerek teslim bayrağını çekerler:’ Biz hiç bir kötülük yapmıyorduk’. İş hiç de öyle değil.” (Nahl, 70/16, 28-29)

<ı>“Hani sen onurluydun, seçkindin. İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey.” (Dühan, 64/44, 41, 49-50)

<ı>“Şöyle denilir: ‘Unutuyoruz sizi bugün. Tıpkı sizin, bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi” (Casiye, 65/45, 34)

* İnsanların sadece insanlara karşı işlenmiş suçlar için ceza verebileceğini, Allah ile kul arasındaki inanç ve ibadet konusunda insanları yargılayacak ve ceza verecek olanın sadece O olduğunu düşünmüyorsanız.

Allah’ın indirdiği kitapların, önceki yüzyıllarda olduğu gibi, tüm zamanların en çok okunan kitapları olmaya, peygamberlerinin en çok tanınan, en çok saygı duyulan insanlar olmaya devam edeceklerine inanmıyorsanız.

Allah ve kitapları, peygamberleri ile alay edilse bile, yapılması gereken tek şeyin konu değişinceye kadar o kişilerle birlikte olmamak, söylenenleri dinlememek olduğunu düşünmüyorsanız.

<ı>“İman edenlere söyle: ‘Allah’ın günlerini ummayanları affetsinler ki, O, bir toplumu kazandıklarıyla cezalandırsın” (Casiye, 65/45, 14)

<ı>“Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi <ı>sayılırsınız.”(Nisa, 98/4, 140-141)

<ı>“Allah onlarla alay ediyor ve onları, kendi azgınlıkları içinde bocalar bir halde sürüklüyor.” (Bakara, 92/2, 15-16)

<ı>“Allah’ın berisinden birilerine niyazda bulunanlara/Allah dışında birileri için çağrı yapanlara/onların Allah dışında yakardıklarına sövmeyin! Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah’a söverler.”( En’am, 55/6, 108-109)

<ı>“Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın! Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez.<ı>”(Maide, 110/5, 105)

*İnanç ve ibadet bekçiliği yapmanın, baskı ve zorlamanın, riyanın Kur’an’da yasaklandığını bilmiyorsanız.

Ya da, insanları zorla ve baskıyla inanç sahibi yapabileceğinize inanıyorsanız.

Allah Rahman sıfatı ile inanan-inanmayan ayrımı yapmadan tüm nimetleri insanların önüne eşit olarak yayandır. Rahim sıfatı ile ise inananlara sonraki hayatta cennet ile ödüllendirecek olandır.

Allah’a inanmamak, Allah’a inanıp sadece dünyayı istemek veya hem dünya hem de sonraki yaşam için güzellikler istemenin insanlara Allah tarafından verilmiş haklar olduğunu bilmiyorsanız.

Çirkin olarak belirlenmiş olanları güzel görmek veya ideal kabul etmek “şeytana uymak” olarak tanımlanmıştır. Öte yandan şeytan insanın öldürerek, döverek, hapsederek cezalandırabileceği bir canlı değildir. İnsanın iradesini kullanarak, güzelliği belirlenmiş olanlara ulaşmaya çalışarak uzak kalabileceği kötülüklerin simgesidir.

Bu yüzden, Allah’ın bu dünyadan nasiplenmelerinde eksiltme yapmadığı inançsız insanları düşman veya şeytan ilan ederek cezalandırmanın, yaşamlarını cehenneme çevirmenin haklı bir gerekçesi olmadığını bilmiyorsanız.

<ı>“Ahiret ekini isteyenin o ekini artırırız.; Dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama böylesi için ahirette bir nasip yoktur.”(Şuara, 62/42, 20)

<ı>“Her kim iğreti hayatı ve onun süsünü isterse böylelerinin yapıp ettiklerinin karşılığını kendilerine bu hayatta tam olarak veririz. Onlar Dünyada hiç bir eksiltmeye uğratılmazlar. Öyleleridir ki bunlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiç bir şey yoktur. Sanayi olarak ürettikleri, orada işe yaramaz olmuştur. Yapıp ettikleri de batıl hale gelmiştir.”(Hud, 52/11, 15-16)

<ı>“Hiçbir günahkâr bir başka günahkârın yükünü taşımaz.” (En’am, 55/6, 164)

<ı>“Her benlik kendi kazandığının bir karşılığıdır.” (Müddesir, 4/74, 38)

<ı>“Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi.Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın?Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah;pisliği aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.”(Yunus, 51/10, 99-100)

<ı>“Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. Doğru bilgiye dayalı eriş, bozuk bilgiye dayalı sapıştan açık biçimde ayrılmıştır.”(Bakara, 92/2, 256)

<ı>“Gerçek şu ki size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.”(En’am, 55/6, 104)

<ı>“Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başka şey değildir<ı>.”( Şura, 62/42, 48)

<ı>“Onların söylediklerine sabret. Ve güzelce ayrıl onlardan. Benimle, o nimete boğulmuş yalanlayıcıları baş başa bırak. “ (Müzzemmil 3/73, 10-11)

<ı>“Seni yalanladılarsa şöyle söyle:’Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız size. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.”(Yunus, 51/10, 41)

<ı>“Deki: ‘Ey İnsanlar! şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim.”(Yunus, 51/10, 108)