İslam hakkında ne biliyorsunuz? (9)

*İbadetin bir alış veriş olduğunu, sizin Allah’tan alacağınız güce ve enerjiye değil, Allah’ın sizin ibadetinize ihtiyacı olduğunu zannediyorsanız. Veya başkası adına spor ve meditasyon veya diyet yapmak gibi, başkasının sizin yerinize ibadet edebileceğini düşünüyorsanız. İbadet, sadaka veya hac ziyaretiyle haram kazancın aklanıp helal olacağını zannediyorsanız.

İbadet sonsuz güçten güç almayı, sakinleşmeyi ve daha doğru kararlar vermeyi, iyileşme gücünü artırmayı, bedeni-çoğu hastalıkların ve yanlış davranışlarla mutsuzlukların, düşman kazanmanın nedeni olan-stres hormonlarından, bir anlamda can suyunu pisliklerden arındırmayı sağlar. Allah’a yakınlaştırır. İmanı güçlendirir.

Onun için hissetmeden, riya için veya zorla yapılan ibadetin yararı değil, hatta zararı vardır. İbadet etmeyen, Allah’ın insanlara sunduğu bu rahmeti değerlendirmeyen kendini bu nimetten mahrum kılarak cezalandırmış olduğu için ibadet etmeyene ne dünyada, ne de ahirette bir ceza yoktur.

Kur’an okumak, dini kulaktan dolma bilgilerle değil kaynağından öğrenmek, kendilerini bir şey zanneden cahillerin veya inanç sömürüsüyle, para-mevki kazanan uyanıkların, kendi işlerine geleni veya haksızlıklarını Kur’an’a hükmüymüş gibi göstererek insanları aldatmalarını önler.

Hac ise bir ölüm, mahşer provası gibidir. Tüm yakınlar, mal-mülk geride bırakılır. Her milletten insanla, üstünde kefen benzeri bir kumaşla insanlara kendi kendileriyle hesaplaşmaya, o yaşa kadar yaptıkları ve yapmadıklarını sorgulamaya davet edilir. İnsanların eksiklerini ve yanlışlarını görüp sorgulaması, tövbe etmesi, eksik yaptığını görüp tamamlaması için verilmiş bir fırsattır.

Onun için önce bilerek haram kazanıp, haramı hacda veya sadakayla aklamak mümkün değildir.(Sadaka vererek emeksiz, haksız elde edilmiş kazancı helal yapmak mümkün olsa, hırsızların da çaldığının bir kısmını bağışlayıp aklanması istenir, hırsızlığın cezasının olmaması gerekirdi.) Ya da borçlanarak hacca giden dönüşte yine maddi olarak kimseye yardım edemeyeceği; çok yaşlı kendisi bakıma muhtaç biri, yine başkasına yardım edemeyeceği için hac ziyaretinin onlara katacağı fazla bir şey yok gözükmektedir. Başkası adına hacca gitmek, başkası adına doktora, tatile gitmek gibi, kişiyi sadece hac ibadetini yaptığı için gönül ferahlığı vermek dışında, amacına ulaşamamış bir çaba olarak gözükmektedir.

<ı>“Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namazı/duayı yerine getir! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah’ı ananlara bir öğüttür.” (Hud, 52/11, 114)

<ı>“Kitaptan sana vahyedileni oku! Namazı/duayı yerine getir! Çünkü namaz/dua çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki, Allah’ın zikri/Kur’an’ı daha büyüktür. Allah neler yaptığınızı biliyor.”(Ankebut, 85/29, 45)

<ı>“Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.” (Maide, 110/5, 6)

<ı>“ Allah’ın kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder.<ı> Allah Alim’dir, Hakim’dir.”(Nisa, 98/4, 17-18)

*Kur’an’da insanları gerçeklerden koparan, maddi ve bedensel zarar verebilecek, insanlara kendilerini ve Allah’ı unutturan, insanlar arası ilişkileri bozabilecek alışkanlıklar ve davranışlar yasaklanmıştır. Ama alkol açıkça sayılan haram listelerinde yoktur. Şans oyunları-kumar, emeksiz kazanç ise vardır. Alkol zararlıdır, ama cezası yoktur.

Alkol kullanmama konusundaki titizliği, şans oyunları oynama, dedikodu, boş laflarla zaman geçirme, insanlar hakkında zanda bulunma, “kitap” olarak tanımlanmış tüm düzeni öğrenme, bilginizi artırma, Allah’ın yarattıkları gibi temiz olmayan hormonlu-ilaçlı-katkılı yiyecekler, çevrenin kirlenmesi, Allah’ın yarattığı canlıların yok olması, rüşvet-torpil, köşe dönme konusunda göstermiyorsanız. Adaletten sapıyorsanız.

<ı>“Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de- yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın.”(Nisa, 98/4, 43)

<ı>“Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, (…) adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız (...)Bütün bunlar birer sapıştır.” (Maide, 110/5, 3)

<ı>“Uyuşturucu /şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”(Maide, 110/5, 90-91)

<ı>“Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir. Sonra her benliğe; kazandığı tam olarak ödenir. Hiçbirine zulmedilmez.” (Ali İmran, 94/3, 161)

<ı>“Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbirinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra fasıklıkla adlanmak ne kötü şeydir. Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir. Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın. Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin. Sizden biri ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah’tan sakının. Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.”(Hucurat, 105/49, 11-12)

<ı>“Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun! Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde, nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker, yahut çekimser kalırsanız, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”(Nisa, 98/4, 135)

<ı>“Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur.”(Maide, 110/5, 8)