İslam ülkeleri sistem değişikliğine gitmediği takdirde, dünya ile entegre olması beklenemez

İslam ülkeleri sistem değişikliğine gitmediği takdirde, Dünya ile entegre olması beklenemez. Dr. Ali Topçubaşı

Dünyanın her yerinde toplumların ve ülkelerin huzur içinde yaşayamamalarının nedeni, islam toplumlarının dünyanın diğer kalanı gibi aydınlanmayı yaşayamamış olmaları nedeni iledir. İslam toplumlarında aydınlanma yaşayamamın nedeni olarak, bu toplumların yöneticilerinin kendi iktidarlarını devam ettirmenin en kolay yolunun toplumun eğitimsiz olmasının avantajını devam ettirme isteğinin yanı sıra, Batılı Devletlerin bu ülkeleri sömürmek için mevcut yapıların devam etmesini yarar olarak görmek istemeleridir. Bu yapı devam ettiği müddetçe, değil gelişme beklemek, her gün yaşadığı bölgelerde birbirlerinin kutsal mabetlerini bile bombalamayı önlemenin imkansız olduğu gerçeği mevcut olmasının yanı sıra, Batının karşısında yaşadığı ezikliği, denizleri aşarak ölümüne gittiği ve  ekmek yediği  bu ülkelere zarar vermekte bulur.  

Her saniyede 1 Müslüman nüfusun arttığı, bilime dayalı eğitim seviyesinin çok düşük düzeyde olmasının doğal sonucu olarak gelir düzeyinin diplerde olduğu, bu düşük gelir düzeyine karşın gelir dağılımının çok bozuk olduğu, düşük gelir düzeyine bağlı olarak temel ihtiyaçlarını bile karşılayabilecek alt yapı hizmetlerinin olmadığı bir Müslüman dünyasında El Kaide biter, İşıd çıkar ve böyle uzun yıllar dünya terörle mücadele etmek zorunda kalınır.

Eğitimin tek gösterge olduğu ve bunun yönlendirdiği ülkelerde eğitime yapılan yatırımların o ülkeleri nasıl uçurduğunu günlük kullanmalarımızdan, borsadaki rakamlardan görmekteyiz. 1960 larda bizim gerimizde olan G. Kore nin insana yaptığı yatırımın sonucunu günlük hayatımızda Samsungun veya Hyundai nın başarılarından görmekteyiz. ABD deki bir Apple şirketinin 2015 yılı borsa değerinin 900 milyar dolar civarında olması beklenirken, 78,7 milyon nüfuslu olup en gelişmiş Müslüman ülkesi olarak haklı olarak övündüğümüz ülkemizin milli gelirinin 720 milyar dolarda kalmasının sonucu kendi açımızdan düşünmemiz gerekmektedir.

1 Apple şirketinin değerinin 900 milyar dolara yakın değeri ile bizim milli gelirden fazla olmasının yanı sıra, Mısır, Suriye, Afganistan, Pakistan, Bengaldeş, Sudan ve Yemen in toplam 555,4 milyon luk nüfusunun yarattığı toplam 7 ülkenin milli gelirin ancak 870,1 milyar dolarda kaldığını, bu teknoloji şirketinin değerinin bu ülkelerin toplamının milli gelirinin üstünde kaldığını düşünürsek, dünyadaki gelir adaletsizliğini de, terörün yaygınlığını da birde bu yönden bakma zorunluluğunu bize göstermektedir. 78,7 milyon nüfuslu ülkemizin, yaklaşık 500 milyon nüfuslu diğer müslüman dünyası kadar milli gelir ürettiğini de hesaba katarsak, Atatürk Türkiyesi’nin kurduğu sistemin sapmaların yarattığı olumsuzluklara ve yetersizlere karşı üstünlüğünü göstermektedir. Bunun yanı sıra saydığımız 555 milyonluk nüfusun dünya nüfusunun da yüzde 7,5 ini oluşturmasına karşın, 1 teknoloji şirketin değerinden düşük olmasını, bu ülkeleri yönetenlerin artık sistemlerini sorgulamaları gerektiğini kanıtlamaktadır.

Komşumuz olan Müslüman dünyasının 80,4 milyon nüfuslu iddialı  ülkesi olan İran ında petrolden elde etiği muazzam gelire karşın, petrol bağımlısı olan ülkemizin milli gelirinden düşük olduğunu burada hatırlatalım. Bu ülkenin yaklaşık 425 milyar dolarlık milli gelirinin bizim milli gelirimizin yaklaşık yarısına tekabül ettiğini, yine Arap dünyasının 93,4 milyon nüfuslu ülkesi olan Mısırın 282,2 milyar dolarlık gelirini de eklediğimizde, bize yetişemediklerini eklememiz gerekmektedir.

Dünya terörü önlemek için birleşmek yönünde çareler düşünür, bu ortamın yarattığı güvensizlikten dolayı üretim ve milli gelir kaybı yaşadığı açık iken, Müslüman ülkelerin yalnızca zengin kaynaklarına konmayı değil,  gelir düzeylerini arttıracak yöntemleri de bulmak ve göstermek zorundadır. Terörden oluşan güven kaybından dolayı dünya milli gelirinin yüzde 1 azalması, Pakistan, Bengaldeş, Sudan Afganistanı kapsayan yaklaşık 500 milyon nüfusun yarattığı milli gelire yakın üretim kaybı yarattığını hesaba katmaları gerekmektedir. Örnek vermek gerekir ise,192,2 milyon nüfuslu Pakistan’ın dünya nüfusunun yüzde 2,6 sını oluştururken, dünya milli gelirinden aldığı payın yaklaşık binde 3’lerde kalması, hem bu ülkenin yöneticilerini, hem de uluslararası kuruluşların düşünmesini gerektirmektedir.  

Müslüman dünyası da sorunlarının çözümünü ilk önce kendinde aramanın yolunu bulması gerekmektedir. Gelişmiş ülkeler nasıl aydınlanmanın yolunu buldular ise, bizimde dahil olduğumuz ülkeler ilimin tek göstericiliğini öne alarak hedefi bulmalıdırlar. 48 milyon nüfuslu G. Kore dünya milli gelirinden aldığı payını yüzde 1,8 e yükseltirken, 78,7 nüfuslu ülkemizin yüzde 1 pay almasını başarı olarak kabul etmek mümkün değildir.  Bilimin değil, diğer Müslüman ülkelerin yaptıklarına yönelirsek değil 10.cu büyük ekonomi olma hedefini, 19.sıraya düştüğümüz sırayı bile ileride  özlemle aramamıza neden olabilir.