Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '15

 
Kategori
İnançlar
 

İslamiyet ile Müslümanlık aynı değil; İslamiyet Allah’ın dini, Müslümanlığı biz icat ettik

İslamiyet ile Müslümanlık aynı değil; İslamiyet Allah’ın dini, Müslümanlığı biz icat ettik
 

Dinin adı İslamiyet. Bu dinin mensuplarına Müslüman denildi. İslamiyet dininde sadece Allah’ın kitabı Kur’an var. İslamiyet dinine mensup olan bizlere Müslüman denildi ya bizim de bir dinimiz olmalıydı. Hatta kitabımız. Dinimiz yine İslam’dı ama bizim de mührümüzü taşıması için Müslümanlık dedik.

Dinimiz İslamiyet olarak geldi. Peygamberi bizdendi. Kitabı da elimizdeydi. Tamam, din Allah’ındı; dokunulamaz, değiştirilemezdi. Ama bu haliyle bizler de onun üzerinde tasarrufta bulunamazdık. Ayetleri değiştirmedik elbette ama keşke değiştirseydik, ortaya böylesine tuhaf bir din çıkmazdı. Ekledik, belki çıkardık, kendi görüşlerimize göre yorumladık. Şöyleydi böyle dedik. Allah bir kitap gönderdi biz bin kitapla destekledik. Kuran’ı eline alırken dua etmeyen Bediüzaman’nın risalesini dua ile açtı.

İslamiyet’te sorun yoktu. İslamiyet sessiz sedasız bir dindi. Bir kısım Müslümanlar dinin içine siyaset soktular. Ve İslamiyet ile yetinmeyip Bedir ruhunu kaşıdılar. Ve mescitten çıkıp ellerine silah aldılar. Onlar için ibadetleri içeren ve ona göre yürütülen mescit dininin anlamı yoktu. Onlara göre her mümin önce Allah’ın kulu değil Allah’ın askeri olmalıydı.

Bu anlayışın sonunda İslamiyet Müslümanlık halini aldı. İkisi asla birbirinin aynı değil. Müslümanlık İslamiyet’in ruhuna pek de uymayan İslamiyet’in mezhebi gibi bir şey. Sünnilerin dini. Kişi kendisi dinin emirlerini yerine getiriyorsa o İslamiyet. Kendisi dinin emirlerini yerine getirirken, hatta getirmezken başkalarını zorla dine uymaya çalışıyorsa o dinin adı da Müslümanlık.

Müslümanlık denen dinin zorla kabulünü öngören anlayış biraz da devletlerin sözde demokrasi (ifade hürriyeti, özgürlük) siyasetleri nedeniyle bazı çevrelerin dine saldırmaları sonucu ortaya çıktı. Devlet halkın dinini korumak zorundadır. Bunun özgürlükle, demokrasiyle falan ilgisi yoktur. Özüne dokunmadan fikir beyan edersin ama dine ve dindara hakaret küfür ve aşağılamada bulunamazsın. Kerim Korkut düzeninde insanların kutsal olarak kabul ettikleri değerlere hakaret, küfür ve aşağılama suç sayılacak ve cezayı gerektirecek. Benim ülkemde hiç kimse (Allah’a inanmıyorum diyebilir ama) Allah’a küfredemez (1 yıl hapis yatar)

İslamiyet bir devlet, Müslümanlık da bu devletin ordusu gibi. İslamiyet’te sorun yok, Müslümanlık tehlikeli. Çünkü Müslümanlık siyasal İslam. Müslümanlar birinci görevlerinin dini korumak ve dünyadaki herkesi zorla da olsa Müslüman yapmak olduğunu düşünüyorlar.

Din İslamiyet olarak kendi haline bırakılsaydı dünyada inanç arayışına düşen çok geniş kitleler İslam’a girerlerdi. Ama kelle kesen IŞİD de Müslüman; yani girmek isteseler bile korkudan giremezler. İslamiyet Müslümanlık adı altında adeta kendi kendini yok etme sürecine girdi. İslam dini Müslümanlık haline dönüştükten sonra ayrımcılık da başladı. Kuran’da hiç olmayan mezhepler, yollar, tarikatlar ortaya çıktı. Dünya İslam’ı biliyordu. Bu dine girerse girerdi. Ama dinin tebliği sürmeliydi. İnsanların inançlarını başkalarıyla paylaşma ve onları davet etme hakları olmalıydı. Ne bu yapıldı ne de bunun yapılmasına izin verildi. Acı ama gerçek; İslamiyet çağrı, Müslümanlık ise adeta kelle kesen bir din…

Not: Yazımız nedeniyle samimi inanmış Müslümanları belki incitiyoruz ancak bunları söylemek zorundayız.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..