Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '06

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

İşletmede 'kanser'

İşletmede 'kanser'
 

Avrupa Birliği masalı ile yıllardır yapmak istedikleri reformlarını gerçekleştirmek ile meşgul olan hükümetimizin b..tan politikaları neticesinde, küçük veya orta büyüklükteki işletmelerin çoğunun eksiye düştüğünü, düşmeyenlerin de süratle yaklaştığını üzülerek görüyoruz. Düşüşteki bu işletmeler genellikle aile firmaları yada bireysel firmalar yani patron firmalarıdır.

Öncelikle düşüş yaşayan bu işletmelerin "hasta işletmeler" olduğunun bilinmesi gerekir. Sağlıklı veya rahmetli değil, hastadırlar. Tedavileri mümkündür fakat tedavi sürecinin başlaması için öncelikle -hastalığın varlığının- kabul edilmesi gerektiğini unutmayın.

Nezle, grip, romatizma benzeri yakıştırmalar yapabileceğim hastalıklar mevcut olmakla birlikte bu yazımda kangren ve kanser üzerine yoğunlaşacağım.

Diğer hastalıklardan farklı bir şekilde kangren ve kanser, işletmenin borcunun yükselmesi, bununla birlikte stoktaki malların ve eldeki diğer değerlerin azalması şeklinde kendini gösterir. Dışarıdan bakıldığında teşhisi çok kolay olmakla beraber nedense içeriden anlaşıldığında –genellikle- iş işten geçmiş olur.

İşletme sıfıra geldiğinde hastalık "kangren" adı ile tanımlanır. Kurtulmanın tek yolu cerrahi müdaheledir. Geçmişine ve ticari hayatına neşteri vuracak kadar cesur davranarak firmasını kapatan patronlar kendilerini kurtaranlardır.

Ha bugün, ha yarın kurtarırım veya büyük bir balık yakalarım her şey düzelir zihniyeti ile hayal düyasındaki uçaklarında pilotluk yapan patronları çok daha kötü bir son beklemektedir.

İşletme sıfırdan eksiye düştüğünde hastalık çoktan kansere dönmüştür. Neşter ile tedavi dönemi geride kalmıştır. Şimdi süreç çok daha zor ve zahmetli olacaktır.

Kanser hastalığına yakalanan işletmelerde en çok yapılan hata, hastaya morfin vermektir. İşletmede morfin demek faizli para demektir. Damardan girer girmez muazzam bir keyif verir ve hastayı tüm ağrılarından, sızılarından kurtarır. Ama sanıldığının aksine sonsuza dek sürmez. Etkisi bir zaman sonra geçer ve gerçek gözler önüne serilir. Gerçek: "ağrısız geçen zaman içerisinde hastalığın daha hızlı ilerlediğidir". Daha kötüsü her uygulamada doz artırımı gerekir.

İşletmelerin kanserden kurtulabilmesi veya en az kayıpla sıyrılması için gereken tedavinin on maddelik reçetesi aşağıda ilgililere sunulur.

1. Bir hamlede borcu ve firmayı kapatmak için herhengi bir menkul veya gayrimenkul değer var ise hiç düşünmeden satarak nontayı koyun. Çünkü yarın çok geç olacak.

2. Cesaretinizi kaybetmeyin, telefonlarınıza çıkın, borçlu olduğunuz insanlarla düzenli olarak görüşün.

3. Alacaklarınızın peşine daha kararlı düşün, size borcu olanlara asla taviz göstermeyin. En küçük tavizde istismar edileceğinizi deneyerek öğrenmeye çalışmayın.

4. Asla faizli para kullanmayın. Finansal kredilerinizden ve kredi kartlarınızdan kurtulun. Cebinizdeki para kadar harcayın. Borç yiyenin kesesinden yediğini unutmayın.

5.Hedefiniz işletmeyi kurtarmak değil en az zararla kapatmak olsun. Size nekadar cazip görünürse görünsün yeni yatırımlar yapmaktan kaçının. Batmamak için hafif olmanız gerekir. Ağırlıklarınızdan kurtulun.

6. En küçük adımda tasarruf edebilmek için çaba sarfedin. Unutmayın ki birler onları, onlar yüzleri yüzler de binleri oluşturur.

7. Kimseye kısa vadeli söz vermeyin. Tutamayacağınız sözleri hiç vermeyin. Gelecek paraya göre ödeme planları yapmayın. Ödeme tarihleri konusunda açık olun, net konuşun. Yüzünüzdeki gülümsemeyi asla kaybetmeyin.

8. Aktif-pasif hesap kontrolu yapmaktan korkmayın. Görmek istemediğiniz kötü tablolar var olabilir. Ama siz bakmasanız da onların orada olduklarını ve kontrol etmediğiniz her gün işlerin daha da kötüye gideceğini unutmayın.

9. Miktar size komik de görünse, borçlunuza mutlaka bir miktar ödeme yapın. Önemli olan sizin ona değil, onun size bakış açısıdır.

10. Kurtuluşu meyhanelerde aramayın. En sağlıklı düşüneceğiniz yer evinizdir. İşten artan vaktinizi ailenizle geçirin.

Allah kimsenin işini bozmasın, kimseye kötü gün göstermesin ama her şey biz insanlar için değil mi?

 
Toplam blog
: 30
: 4628
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

1968 yılı Ocak ayında Bursa'da doğdum. Çiftçi bir babanın iki erkek çocuğundan biriyim. Askerliğim..