Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '11

 
Kategori
Spor
 

Islıklamaya ve yuhalamaya devam edin.

Islıklamaya ve yuhalamaya devam edin.
 

Arena’da Emre Belözoğlu merkezde olmak üzere Fenerbahçeli futbolculara yönelen protestonun gerçekte neye karşılık geliyor olduğunu Arda Turan’ın dün veda sohbetinin içinde söylediği bir cümle ile birleştirmek anlamlıdır.

“Hiçbir zaman Galatasaray kaptanının ıslıklanması taraftarı değilim. Sakatlığım döneminde bile basit, kötü şeyler söylendi. Sahip çıkılmasını beklerdim.”

Geçtiğimiz sezon Arda Turan futbol adına iyi bir yıl geçirmedi. Futbol oynamasını engelleyen önemli sakatlıkları oldu. Özel hayatı ile gündeme oturdu ve sakatlığı ile özel hayatı arasında ilişkiler kuruldu. Sezon başında Galatasaray’ın yeni forması ile ilgili yaptığı bir yorumun televizyonlara servis edilmesi bir süre gündemde kaldı. Galatasaray’ın karışık ve dağınık durumu ile birleşince taraftar tarafından genç futbolcuya yöneltilen protestolara dönüştü.

Bazı maçlarda Arda Turan kendi taraftarı tarafından ıslıklandı.

Tıpkı Alex de Souza’nın başına geldiği gibi…

Emre’ye yöneltilen şey nitelik olarak bu ikisinden farklı olsa da aynı kişiler tarafından yapılmış olması taraftarın futbola olan ilgisini ve ilişkisini göstermesi bakımından bize önemli ipuçları veriyor.

İngiltere’de küme düşen bir takımın taraftarı son maçında bütün tribünleri doldurup takımını uğurlarken bizde küme düşen bir voleybol takımının oyuncularına meydan dayağı atmayı taraftar kendisine vazife biliyor.

Bütün bunlar nasıl gerçekleşiyor?

Temelde futbol çok sevilen bir spor olmasına karşın sadece taraftarı olunan takım çerçevesinde algılanılıyor veya değerlendiriliyor. Burada temel içgüdümüzü yönlendiren bir diğer unsur da taraftarı olduğumuz takımın karşıtı.

Örneğin Galatasaray için bu Fenerbahçe, Beşiktaş için Fenerbahçe, Trabzonspor için Fenerbahçe…

Fenerbahçe için Galatasaray…

Futbolun şampiyonluğa indirgenmiş olması nedeniyle onun olmadığı yerde sorumlular aranıyor, stadyumlar boş bırakılıyor.

Bütün bunları yönlendiren bir de her şeyi bilen, öğreten, gösteren futbol ilahları var ki onların kişilikleri hepsinin üzerindedir.

Bir kalecinin neden gol yediği, hakemin hangi psikoloji ile karar verdiği, bir futbolcunun sakatlığının onun cinsel yaşamıyla nasıl ilişkili olduğunu en iyi onlar bilirler. Söyledikleri tartışmasız doğrudur.

Bu adamların ne dediğini saatlerce dinleyen ve kelimenin tam anlamıyla hipnotize olan taraftar kitlesi de stadyumları doldurup sahada ne olup bittiğinden çok başka şeylere tepkisini yöneltecektir.

Bugün futbolumuzun içinde bulunduğu ortamdan kim ne kadar sorumluysa taraftar da bir o kadar sorumlu ve suçludur.

Arda Turan’ı bu ülkeden soğutan veya kaçıran çok daha az paraya çalışmaya iten şey nedir?

Çarşamba akşamı Emre Belözoğlu’nu yuhalayanlar daha beş ay öncesine kadar kendi yönetimi ve futbolcularına da aynı şeyi yapmıyor muydu?

Bu nedenle o gece Emre’ye ilk sahip çıkan kişi Arda Turan oldu.

Durduğumuz yeri değiştirmediğimiz, baktığımız yerde kendi inandığımız şeyleri gördüğümüz için bugün çok sevdiğimiz futbolumuz, futbola düne kadar ilgisi olmayan Mehmet Baransular, Rasim Ozan Kütahyalılar, Ahmet Altanlar’ın eline düştü. Şimdi de onların ağzın içine bakar olduk. Onlar da çıkıp "futbol batarsa batsın, umrumda değil" şeklinde duruş sergilemektedir.

Islıklamaya ve yuhalamaya devam edin. Nasıl büyütür, severseniz o şey de size öyle karşılık verir.

Arda Turan’ın mesajı çok doğru zamanda gelmiştir. Elbette okumasını ve anlamasını bilen için…

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..