İsmail ağa cemaati…

Son günlerde yaşanan olağanüstü olaylar nihayet yargının ikiye bölünmekte olduğunu gösteriyor. Bu bölünmeden kimlerin ne kadar memnun olduğunu görmek için medyada verdikleri demeçlere bakmak yeterli. Kendilerini Allahın sevgili kulu sanan, her şeyi en iyi kendileri bilen, kendi fikirleri doğrultusunda olamayan kanun maddeleri demokrasiye aykırı olan, kendilerine biat etmeyen insanları düşman kabul edenler, yarattıkları manzaradan memnun, pişkin bir şekilde sırıtarak dolaşıyor. Bunlar, pol-bir, pol-der diye polisi ikiye böldükleri zamanda çok mutluydular.

Savcı Cihaner’in tutuklanması ile beraber gözler İsmailağa cemaatine çevrildi. Cemaatin yasadışı işlerini soruşturanların tamamı tutuklanmış durumda. Söz konusu cemaat olunca nedense hükümet asker, sivil, mitçi, jandarma dinlemiyor. Alerjisi mi var nedir, belli değil.

Meclis insan hakları komisyonu üyesi CHP milletvekili Ahmet Ersin yaptığı inceleme sonucu ortada çok garip olayların döndüğünü söylüyor. Bu konu ile ilgili tutuklular neden tutuklandıklarını bile bilmiyorlar. Ancak artık herkesin bildiği bir gerçek var, Türk milletini ortaçağ karanlığına hapseden, bu yüzden de Cumhuriyet ile birlikte yasaklanan tarikat ve cemaatler, 1950 den beri ülkeyi yöneten kukla zihniyet sayesinde yeniden palazlanmış, ahtapot gibi etrafı sarmaya başlamıştır. Hal öyle bir duruma geldi ki iktidarın bakanları resmen korur oldular.

Kimdir bu Fatih-Çarşambayı adeta kurtarılmış bölge ilan eden cemaatler?

“Mahmut Ustaoğlu... Trabzon Çaykara doğumlu... 1960 yılında ölen Ahıskalı Ali Haydar Efendi’den devraldığı Nakşibendi şeyhliğini esas olarak İsmailağa camisinden yürüttü. Mahmut Efendi adıyla bilinen ve şu an 75 yaşında olan İsmail Ağa Camisi'nin emekli imamı Nakşibendî şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu, Çarşamba'daki cemaatin manevi lideri. Genellikle alt ve alt-orta gruplara hitap eden Mahmut Ustaoğlu’nun çok sayıda müridinin olduğu söyleniyor. Cemaatin Çarşamba dışında, Türkiye genelindeki sempatizanlarının sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. 'Hoca Efendi' ya da 'Efendi' Çarşamba'nın her sokağında sıklıkla duyduğunuz iki sözcük. Zaten buradaki hayat 'Efendi' üzerinden şekilleniyor. Yaklaşık 30 binlik nüfusun neredeyse yarısını Mahmut Efendi ya da diğer adıyla İsmail Ağa cemaati oluşturuyor. İsmail Ağa Camisi cemaatin merkezi. Adını da oradan alıyor.

Her türden yeniliğe “biat” diye karşı çıkmaya çalışan İsmail Ağa Nakşîleri daha ilk bakışta kılık kıyafetleriyle fark edilirler. Erkekler sarık, cübbe ve şalvar, kadınlarsa çarşaf tercih ederler. Birbirlerine "ihvan" diye hitap ederler. Bu cematte yer alanların görüşü şu; 'şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır'. İlginç bir yaklaşım. Kendisini şeyh ilan eden birisine kayıtsız-şartsız teslimiyeti, itaati sağlamak için bundan farklı bir cümle kurulamazdı sanırım..”

İsteyen bu cemaatler hakkında çok geniş bilgi edinebilir. Artık kendilerini saklamıyorlar bile. Davranışları ve gittikleri yol İslamiyet’e, demokrasiye, cumhuriyete ne kadar uygun olduğunu, aydın insanlarımız ve askerimizi linç etmeye çalışan bataklık bülbülü yazarlarımız yorumlar artık.

Artık mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye’nin götürülmek istediği nokta açıkça görünüyor. Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı, biraz padişahlık, biraz yobazlık, biraz kulluk rejimine doğru hızla gidiyoruz.

Birlik beraberlik, daha çok demokrasi, insan hakları, kürt açılımı, vs. Ne denirse densin. Kanunlarımıza göre yasak olan bir oluşumu savunmak, kanunları uygulamaya kalkanları, kanunsuz tutuklatmak herkesin maskesini düşürdü sanırım.

Sayın Kılıçtaroğlu’nun dediği gibi, seçimlere kadar bu baskılar artarak gidecektir. Çok sancılı bir dönem bizi bekliyor. Benzer olaylar Demokrat Parti’nin son dönemlerinde de yaşanmıştı. Aynı film tekrar gösterimde.

18/02/2010