Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '08

 
Kategori
Haber
 

İspanya Kralı, Babacan'ı tercüman zannetti

İspanya Kralı, Babacan'ı tercüman zannetti
 

Resim: Milliyet 15. 01. 2008


Politikacılarımız dünyayı gezdikçe,
"Helal olsun bu hükümete, her ülkeyi ziyaret ediyorlar, ülkemizi tanımayan kalmadı." diye seviniyoruz.

Ama şöyle bir düşünün! Başbakanımız aylar önce randevu alınarak ABD'ye gidiyor. Bir ön hazırlık çalışması filân. Umutlanıyoruz tabii, görüşecekler de tezkere, mezkere konularını halledecekler diye.

Bu tür görüşmeler, bazen 20-30 dakika ile sınırlı olsa da, ilişkilere faydası oluyordur. 15-20 dakika, selam sabah, hâl hatır, bacak bacak üstüne atma müsabakaları, çoluk çocuk, eş meş muhabbetinden sonra geriye kalan 5-10 dakika memleket meseleleri için yetiyordur her halde!:)

" - N'aber Corç, versene biraz borç!"

" - Valla yok be Tayy-Yeep, olsa dükkân senin. Bak biz de Afganistan, Irak mırak derken epey masrafa girdik. Şimdi de İran'a saldırma plânları yapıyoruz. Hepsi para. Allah seni inandırsın Tayy- Yeep koskoca Amerikan Hükümeti'nin kasası boş. Birader oraya saldır, buraya daldır, para mı dayanır? Dünyanın her köşesinde parmağımız var, yani askerlerimizin parmağı.
Ama İran konusunda bize yardımcı olursanız düşünürüz. Örtülü ödenekten filân bi şeyler yaparız."

Bu görüşmelerin çoğunda tutanak filân tutmuyorlarmış. Madem tutmayacaksınız adı niye TUTANAK? TUTMAYANAK desenize. O zaman kimsenin söyleyeceği olmaz.

Gerçekten bu dış geziler ülkemizin ve bizi yönetenlerin tanıtımı konusunda faydalı oluyor mu? Olmuyorsa niye dış geziler yapılıp büyük masraflara katlanılıyor?

Messengerle filân halledemezler mi bu işleri?:) Ya da Milliyet Blog'da yazışsınlar. Bakın biz burada düşüncelerimizi yazıyoruz işte.
Sayın Erdoğan ve hükümet üyeleri, sayın Corç dabulyu Buş, gelin sizleri de üye yapalım buraya! Blog yazın, yorum yapın! Devir BLOG devri. Artık dış geziler filân masraflı oluyor. Burası bedava. Vallahi Milliyet Blog en iyisi. Biz memnunuz. Sizler de memnun olursunuz. Hem sizler politikacı olduğunuz için editörlerimiz torpil yaparlar, hemen "güvenli üye" olursunuz. Yazılarınız anında yayına girer. Benim gibi beklemezsiniz.

Diyelim ki yüz yüze görüşmeler faydalı oluyor. İyi o zaman Halk Bankası'nın satın alınmasıyla ilgili olarak görüşürken dışişleri bakanımızı tanıyan İspanyollar 2 gün önce Ali Babacan'ı niye tanımadılar?

Erdoğan, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile hem ikili görüşme yapıyor hem de birlikte Türk - İspanyol İş Konseyi toplantısına katılıyor. Avrupa ülkelerine Türkiye’nin AB süreci ile ilgili uyarıda bulunuyor.

Erdoğan ile İspanya Kralı Juan Carlos’un görüşmesi öncesinde basına fotoğraf verilirken, Carlos Erdoğan'a

" - Ne zaman geldiniz?" diye soruyor. Sayın Başbakanımız Türkçe dışında başka bir lisan bilmiyor ya, Kasımpaşa lehçesi de burada işe yaramıyor. Dışişleri Bakanı Ali Babacan'dan yardım istiyor. Babacan da,

" - Dün" diyor, krala.

Aslında başbakanımız iyi niyetli. "Bir de simultane tercümana para kaptırmayalım" düşüncesinde. Bu tercümanlara verilecek para ile bir geminin ilk taksidi ödenebilir mi, bilmiyorum.

Kral, bizim Dışişleri Bakanı'na gülümsüyor. Onu başbakanın tercümanı zannediyor. Babacan da,

" - Ben tercüman değilim!" diyor. Helal olsun Dışişleri Bakanı'mıza, bu sayede Kral da tanıdı kendisini.

Allah Allah ya! Gel de krala kızma şimdi. Kraldan fazla kralcı olmaya ne gerek var? Kralsın anladık ama bu âlemin kralı sen değilsin, Mahzun Kırmızıgül. "Âlem buysa kral benim" atasözü de Mahzun abimize aittir ayrıcana. Sen sadece İspanya Kralısın. Madem bizim Dışişleri Bakanımız Ali Babacan'ı tanımıyorsun, başbakanımıza sorsana,

" - Kim bu babacan?" diye. Başbakanımız, BM Genel Sekreteri Güney Kore'nin eski Dışişleri Bakanı Ban Ki Moon ile de tercümansız konuşuyor. İngilizce bilmediğine göre Korece konuşuyordur. Kralla da İspanyolca konuşabilirdi belki. İspanyolca

" - Bu babacan'ın ismi Ali Babacan olup, kendisi böyle tosun tosuncuk durmasına rağmen çok akıllı bir dışişleri bakanıdır." diyebilirdi.

Çok kızdım valla krala ya. Ayıp etmiş yani.

Bu arada Başbakan Erdoğan'ın korumalarıyla İspanya'daki güvenlik güçleri arasında arbede yaşanıyor. Başbakan ve dışişleri bakanımız toplantı salonuna girerken Türk güvenlik görevlileri ve başbakanın tercümanı da aynı kapıdan içeri girmek istiyorlar. Bu normal davranış, İspanyol güvenlik görevlileri tarafından engelleniyor. Bizim görevlilere yan kapı gösterilince bir çatışma çıkıyor. "Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'nda" medeniyetsizce davranışlar oluyor.

İspanya Kralı'na, Dışişleri Bakanımızı tanıtamamışız ama güvenlik görevlilerimiz, İspanyollara ne kadar kavgacı millet olduğumuzu tanıtıyor. Tabii kötü bir tanıtma bu. Başbakanımız paldır küldür dalmamalı, beraberindeki görevlilerine de sahip çıkmalı.

Politikacılarımız, ülkemizin dış dünyaya tanıtımında daha dikkatli ve bilinçli olmalılar. Dışişleri Bakanımız da hep gülümseyeceğim diye gayret göstermemeli, biraz da ciddi devlet adamı görüntüsü vererek kendisini dünyaya tanıtmalıdır. Haksız mıyım?

Saygı ve sevgiler.

Mustafa Mumcu, 16 Ocak 2008 / 19:16

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..