Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '20

 
Kategori
Tarih
 

İSPANYOL GRİBİ İSTANBUL'DA

İspanyol gribi eylül 1918’de Türkiye’ye ulaşmıştır. Üç aşamalı seyreden salgının birinci aşaması hafif atlatılır. Ekim ayında başlayan ikinci aşama ise korkunç sonuçları beraberinde getirir. İspanyol gribi bu dönemde sadece başkent İstanbul’da değil, İzmir, Samsun, Ankara, Balıkesir, Eskişehir, Çorum ve Bigadiç gibi Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de etkili olmuştur. Öyle ki gazetelerde Çorum’da günde 30-40 kişinin hastalık yüzünden vefat ettiği yazılmaktadır. Samsun’da bu rakam 100’e çıkmaktadır. Sapanca’dan ise “Cankurtaran yok mu?” sedaları işitilir.

Anadolu’dan İstanbul gazetelerine çekilen telgraflardan hastalığın baş edilemez boyutlara ulaştığı anlaşılmakta, hükûmetin ilgili yerlere doktor ve ilâç göndermesi istenmektedir. Bu talepleri karşılamaya çalışan hükûmet taşraya doktor ve ilâç göndermiştir. İlâç olarak gönderilen malzeme arasında Aspirin ön plandadır.

Salgının üçüncü ve son aşaması ise 1919 yılının aralık ayına rastlar ve 1920 yılının nisan ayına kadar devam eder.

İşgalin öncü kuvveti: İspanyol nezlesi (gribi)      

Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan imparatorluk başkentini İtilaf devletlerinden önce İspanyol gribi işgâl etmiştir. Savaş sebebiyle zaten alt üst olan sosyal hayat İspanyol gribiyle birlikte iyiden iyiye zorlaşmıştır. İstanbul halkı büyük bir korku ve panik yaşamıştır.

Hastalığın endişe verici boyutlara ulaşması neticesinde Sıhhiye Müdürlüğü (devrin Sağlık Bakanlığı) İspanyol gribine karşı alınması gereken tedbirler konusunda gazeteler vasıtasıyla halkı bilgilendirmeye çalışmıştır. Hastalık hava yolu ile geçtiği için öksürürken mendil kullanmak, hasta ziyareti yapmamak, kapalı mekânları havalandırmak, mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmamak, kalabalıktan uzak durmak, hastalık süresince yataktan çıkmamak, ıhlamur içmek, Aspirin almak bu beyannamelerde zikredilen öneriler arasındadır.

Okullar tatil, sinema ve tiyatrolar kapalı

İspanyol gribiyle mücadele konusunda hükûmet tarafından alınan tedbirlerden birisi de okulları tatil etmek, sinema ve tiyatroları kapatmak olmuştur. Ekim ayının üçüncü haftasından itibaren bu tedbirler uygulamaya konulmuştur. Haftalık ölüm oranlarının düşmesi neticesinde 10 Ocak 1919’dan itibaren okulların, sinema ve tiyatro gibi mekanların açılmasına izin verilmiştir. Yani salgının ikinci aşamasında İstanbul’da yaklaşık iki ay eğitim öğretim yapılamamıştır.

Salgının üçüncü aşamasında ise okullar aralık 1919’un son haftası ile ocak 1920’nin ilk haftasında on gün süreyle tatil edilmiştir. Grip işgal kuvvetlerini de etkilemiş, İngilizlerin meşhur Agamemnon zırhlısında görev yapan 400 personelin bu hastalığa yakalandığı gazetelerde haber olarak yer almıştır.

Hastalık devletin zirvesinde: Mustafa Kemal’den Vahideddin’e telgraf

İspanyol gribi devletin işleyişine de sekte vurmuştur. Hastalığa yakalanan devlet memurlarının çoğu hastalık süresince işlerine devam edememişlerdir. İspanyol gribi üst düzey devlet mensuplarını da etkilemiştir. Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı, İttihatçı liderlerin yurt dışına kaçtığı günlerde Sadrazam Ahmet İzzet Paşa İspanyol gribine yakalanmıştır. Padişah Vahideddin de İspanyol gribine yakalananlar arasındadır.

Anadolu’ya geçmeden önce bu hastalığa yakalanan ve atlatan Mustafa Kemal Paşa Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri Reisi olarak Ankara’dan padişaha geçmiş olsun telgrafı çekmiştir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Hakk'a Sığındık , Halit Refiğin Sakın Aldanma ,İnanma romanlarında tema olarak işlenmiştir. Cahit Uçuk ''Bir imparatorluk Çökerken'' isimli eserinde,Yakup Kadri Karaosmanoğlu ise ''Gençlik Yıllarım ve Edebiyat hatıralarım'' isimli eserlerinde İspanyol gribinden bahsetmişlerdir.

 
Toplam blog
: 119
: 225
Kayıt tarihi
: 04.12.17
 
 

İlgi duyduğum alan tarih. Milli mücadele ve Osmanlı tarihine  odaklandım. Gözden kaçan tarihi şah..