Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İsraftan sakınmalı

İsraftan sakınmalı
 

Her türlü israftan sakınmalıyız. ( Sabahattin Gencal)


Gereksiz harcama yapmak, yararsız çalışma yapmak israftır. İsraf kişiye olduğu kadar topluma ve insanlığa da zararlıdır. Biz böyle gördük, böyle okuduk. 

 

Çocukken soframızda ekmek kırıntıları bırakmamamız öğütlenirdi. Kırıntıları ya yerdik ya da kuşlara verirdik. Meyveleri çürütmemiz tembihlenirdi, onları ya yerdik, ya da sirke küpüne atardık. Örnekleri çoğaltabiliriz: Lastik ayakkabılarımız, pantolonlarımız, diğer giysilerimiz yıpranırsa tamir edilirdi. Büyüklerimiz Kuran-ı Kerimden ayetler ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’den (sav) hadisler okuyarak israfın haram olduğunu söylerlerdi. Böyle böyle israf etmemeyi alışkanlık haline getirdik. Okullarda da bu konu üzerinde uygulamalı olarak durduk. Bütün öğretmenlerimiz aydınlatıcı oldu. Bir öğretmenimizin verdiği örnekleri yazmakta yarar görürüm: 

 

1964 yılında Bursa Eğitim Enstitüsünde yatılı öğrenciyiz. Prof. Dr. Ferruh Sanır Bey okulumuza müdür olarak atandı. İlk icraatlarından biri ekmeklerin küçük küçük dilimlenmesiydi. Dikkatimizi çekti. Ne güzel bir uygulama. Daha önce ekmek artırıyorduk. Artıklar çöpe gidiyordu. Bu kez ekmekleri de artan yemekleri de çöpe atmadı. Bazıları hayvanlarına yedirmek için çöpten artıkları alırlardı. Hocamız “Onlar hayvanlarına mı yediriyor sanırsınız.” derdi. Artanları çöpe atmadan temiz kaplar içinde onlara verdi. Gözümüzde büyüyen öğretmenimiz sınıfta da ilginç örnekler veriyordu. Çöpe atılan bir kâğıt parçasını çıkarıyor. Sınıfta şu kadar öğrenci var, okulda bu kadar, Bursa’da şu kadar derken Türkiye’de bir buçuk milyon öğrenci var, , . Çöpe atılan kağıdın tutarını bir buçuk milyonla çarpıyordu. Aynı şekilde tebeşir parçalarını da çarparak göz önüne getirtiyordu. En önemlisi de sınıfa geç giren öğrencilerle ilgili yaptığı hesaplama oluyordu: Bir dakikayı da çarpıyor ve o bir an için ne kadar geri kaldığımızı göz önüne seriyordu. 

 

Öğretmenlik hayatım boyunca değerli hocamızın verdiği dersleri de örnekleri de günün şartlarına uyarlayarak öğrencilerime aktarmayı bir borç bildim. Çocuklara çantasını kaça aldığını sorardım. Sonra diğer eşyalarını fiyatlarını sorar ve eklerdim. “Bir arabayı şu fiyata, bir evi bu fiyata alabilirsiniz; ama bir saniyeyi dünyanın bütün hazinelerini verseniz geri alamazsınız.”derdim. Öğrencilerim de az çok zamanı, malı israf etmemeyi öğrendiler. 

 

İnanıyorum ki bu anda görev başında olan öğretmenler de mal israfı, zaman israfı üzerinde duruyorlardır. İhracat ve ithalattan örnekler vererek tüketim toplumu olmamızın bizi nerelere götüreceği konusunda öğrencilerini ve çevrelerini aydınlatıyorlardır. 

 

“Nasılsa aydınlanma devam ediyor, biz emeklilere söz düşmez.” diyemiyor insan. İllâ bir şeyler söylemek ihtiyacını duyuyorum. Zamanınızı israf etmeden söylemeye çalışayım: 

 

Bu seçim döneminde yapılan mali israfları bilmem; ama zaman israf ediliyor gibime geliyor. Birlikte düşünelim, söylenenleri not edecek olsak 30-40 sene sonra da okuyacak, ya da okutturacak olsak, bu sözlerin kaçta kaçı o zaman da geçerli olur. Bazılarınız değil 30-40 sene sonra 30-40 gün sonra bile bu sözlerin bir faydası kalmayacağını düşünebilirler. Eğer böyleyse bir zaman israfı olmuyor mu? Üstelik bu sözler tüm medyada tekrarlanıyor. Harcanan zamanı 72 milyonla çarpın. Ooo, ona varıncaya kadar ne kadar israflar olduğunu da söyleyenler de çıkabilir. 

Seçim konuşmaları yapanlar bu konuyu bizlerden çok daha iyi bilir. Bilir de konuları soyutlayarak anlatmak yerine kendi usullerine göre anlatırlar. Başka türlüsünü yurttaşımızın anlamayacağını düşünürler. Bu teşhisleri de doğru olabilir. 

 

Biz soyut kavramlar üzerinde düşünemiyoruz. İnşallah düşünürüz. İnşallah yurttaşlık görevlerimizi düşünce aydınlığında yerine getiririz. 

Düşünmeden yaptıklarımız büyük israflara sebep olacak. İsrafa düşenlerin kalkınma çabaları sonuç veremeyeceği gibi özgürlükleri de kısılır, gelecekleri de kararır

 

Her türlü israftan sakınmalıyız. 

 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 11. 05. 2011 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..