Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '18

 
Kategori
Güncel
 

İsrail'i Boykot!

İsrail'i Boykot!
 

Bundan yaklaşık on gün evvel, katil İsrail binlerce silahsız Müslüman’ı,  ‘kara gün’ adını verdikleri günü boykot ederlerken katletmişti.

Kara gün;  Yetmiş sene evvel sözde İsrail devletinin İslam coğrafyasını kan dökerek zülüm ederek yurt edinmesiydi. Paslı bir hançer gibi saplandılar.

Yetmiş yıl önce bunlar olurken neler olmuştu? Yine tüm dünya ayaklandı. Boykotlar yapıldı konsolosluklar önünde gariban halk kendilerince din kardeşlerinin dökülen kanlarının hesabını sordu. Sorduk, sormaya da devam ediyoruz. Mitingler, kınamalar, tepkiler en önemlisi de boykotlar!

    Yalnız sözü geçen tabloda, İslami devlet olduğunu iddia eden yöneticilerden, elle tutulur en ufak bir ses çıkmamaktadır. "Lanetliyorum! Kınıyorum!" En güzel laneti yapıştırana sanki ödül veriliyor. İslami devlet diye bir ifadenin şu sıralar çok kullanıldığını görüyorum. Lakin dünya yüzeyinde bana bir tane faize bulaşmamış topluluk gösteren var mı? Kuran'ın apaçık hükümlerini dünya menfaati uğruna arkalarına atanlar mıdır İslam devleti? Yalnızca görselliğe indirgenmiş, İslami anlayış ile o devletler İslami demek anlamına gelmemektedir!

   Zaten ne zaman ki, Müslümanlar Allah’ın kitabını arkalarına attılar. İşte o zaman başlarına gelmeyen kalmadı kalmaz da... Yetmiş yıl önce ne idiysek hala aynıyız. Her yıl mübarek Ramazan ayına girerken Müslüman kanı oluk gibi akmaktadır. Yahudi’nin zihniyeti, ‘Reklâmın iyisi kötüsü olmaz!’ diye mi çalışıyor bilinmez. Her ramazanda şiddet vahşet felaket ardından, lanet- kınama- miting ve ortaya kol kadar bir boykot listesi çıkartılır. Elimizin altında ne varsa kullandığımız her şeyin İsrail malı olduğunu unutmuşken yeniden hatırlıyoruz.  Yalnız ilginç olay şu ki, bu boykot çağrıları yapılırken ters tepercesine o listedeki ürünler tam da Ramazan alışverişinde büyük patlama yaşar !!!

   —Uyanın Ey Müslümanlar! Uyumayın ey Müslümanlar diye haykırılırken, çaktırmadan yeni bir uykuya geçilir.

     Aklıma babamın başına gelen bir iş geldi.;

“Babam biz küçükken çöplerden şikâyet eden bir komşuya yardım olur işe yarar ümidi ile çöp atılan duvarına yağlı boyayla, " lütfen buraya çöp atmayın" yazdı. Kısa sürede komşu imdat dermişçe kapımıza dayandı. Daha evvel bir poşetle atılan çöp, şimdi on poşet olmuştu. Babam gülümsedi. Hemen gidip yazıyı sildi ve şöyle yazdı; "Lütfen buraya çöp atın."Bir süre sonra çöp atan filan kalmadı. Şaştık kaldık bu işe...

      Benim anladığım, insan bünyesinde yasaklar ters tepiyor. Onun için Rabbimiz Kitabında, asla yasak demez sınırlar der... Çünkü Âdem as misalinde,  yasağın insan bünyesinde nasıl tepki yaptığı bilinmişti... Müslüman toplumlar maalesef bunu da unuttular! Bir hafta boyunca çeşitli videolar internet üzerinden sayısı milyarları bulan Müslümanlara ulaştırıldı.

Sonuç?

  Ölenlerin şehit olanların toprağı kurumadan yine, UNUTTUK! 
     Videoda ağabeyler diyorlar ki, boykot edip Yahudilerin ağaçlarını keselim ki ticaret edecek bir şeyleri kalmasın. Bir kere boykot, alakalı insanlarla devletle her türlü ilişkiyi kesmektir. Bu mümkün olabilir mi? İstesek de istemesek de politik siyasal açıdan görüşmek durumundayız. İsrail denilen vahşet toplumunun en büyük destekçisi, palazlanması için her türlü yardımı yapmaktan kaçınmayan ABD ile müttefikiz. Alışverişimiz var. Onun için kendimizi kandırmayalım!

 Mescidi Aksa'ya postallarla giren insanlarla ( ağlama duvarında) Burak duvarında Müslümanlara zorla kipa taktırmaya çalışanlarla anlaşmalarımız hala sürerken, lanet etmek kınamak, boykot etmek onları sadece güldürüyor. Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek, gerçekten gülünesi bir durumdur.

Bu güne kadar epeyce boykot ettik. Ne değişti?

         Rabbimiz, 'Çalışan kazanacak' diye buyuruyor. Hem de din iman ayırt edilmeksizin. O yüzden çalışmalı çabalamalıyız. İşimizi güzel yapmalıyız. O sayılan ürünleri alan insanlara sorduğumuzda verilen cevap yerli ürünler çok kalitesiz, bu ürünler çok kaliteli diyorlar. Yahudiler de, işlerini iyi yaparak tüm dünyaya kalite satarken, ettikleri zulümler resmen görmezden geliniyor. Bir bakıyoruz ki sanki tüm Müslümanların elleri ayakları kesilmiş öylece bakıyorlar.

       Ama şunu unutmamalıyız ki, ne düşüneceğimize kendimiz karar verebiliyor ve hala düşünebiliyoruz.  Düşünen birinin uzuvlara ihtiyacı yoktur. Düşünen biri düşüncelerini bir şekilde harekete geçirmeyi başarır.

  İşte on gün geçmeden yaşananlar unutuldu. Bunun tek sebebi,  birkaç milyon insan arı gibi, "Bunları nasıl birbirine düşürürüz nasıl böleriz "diye çalışırken, milyarlarca insanın düşünmeden hareket etmeleri ve bir türlü birlik olamamasıdır. Ayrılmak, ayrışmak için o kadar çok bahane var ki birleşmek mi?

Başka bahara kaldı... 

 Selam ve dua ile...

Meryem Kadıoğlu

 
Toplam blog
: 42
: 672
Kayıt tarihi
: 07.02.17
 
 

İstanbul'da doğdu. İstanbul'da yaşıyor. Evli, ev hanımı ve çocuklarının annesi. Aklına estikçe yaza..