Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '17

 
Kategori
Güncel
 

İsrail nasıl kuruldu?

İsrail nasıl kuruldu?
 

Görsel internetten alınmıştır.


Tarihin gördüğü en kan dondurucu ve kitlesel soykırımlardan biri olan Yahudi soykırımı, neredeyse tüm Avrupa’daki Yahudi nüfusunu ve etkisini yerle bir etmişti.

Artık Yahudiler, acilen kendilerine ait bir ülkeleri olması gerektiğini (zaten çok önceden faaliyetler başlamıştı)  acı bir şekilde hissettiler.

İkinci dünya savaşının başlamasından yaklaşık kırk yıl önce 1897'de Dünya Siyonist Örgütü, Avusturyalı bir Yahudi olan Theeodor Herlz önderliğinde Basel'de toplanıyor ve bir Yahudi yurdu kurulması yönünde ilk söylemler başlıyordu.

1880'li yıllarda Rus ve Doğu Avrupa Yahudileri Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Filistin topraklarında yaşıyordu. Yüzyıllardır dile getirilen Yahudiler için kutsal topraklara dönüş düşüncesi, yurt olarak en uygun coğrafyanın Arap toprakları olması fikrini besliyordu, gerek Avrupa da artmaya başlayan milliyetçilikle tedirgin olmaları, gerek Rusya'nın uyguladığı Yahudi katliamı ile başta Polonya ve Ukrayna olmak üzere batıya kaymaları, vatan arayışlarını hızlandırmıştı.

Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın yenilmesiyle Filistin 1917’de İngilizlerin kontrolüne geçti. Filistin’de bir Yahudi Devleti kurulmasına sıcak bakan İngiltere, bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını ayrıca Filistin'de Yahudi olmayan toplulukların haklarının korunacağını açıklıyordu! Bu açıklamanın Yahudiler tarafından bir davet olarak algılanmasıyla Avrupa'dan Filistin'e doğru inanılmaz bir yoğunlukta Yahudi göçü başladı.

Halklar arasında ki çatışmalar 1920'lerde patlak verdi ve bir daha bitmemek üzere(günümüzde hala deva etmekte)başladı.

1930'larda Hitler önderliğindeki NAZİ Almanya’sının Avrupa'yı esir almasıyla, Yahudiler üzerinde zulmün artması, Yahudilerin Filistin konusunda daha da kararlı olmasına neden oldu. Arap nüfusunun yer değiştirmesi başladı. Bu gelişmelerden ciddi anlamda rahatsız olan Filistinli Araplar 1936 yılında İngilizlere karşı ayaklandılar. Organize olmada sıkıntı yaşayan ve İngilizlerin üstün askeri gücüne karşı koyamayan Arapların ayaklanmasını İngilizler ezdi geçti. Arapların bu ayaklanması İngilizleri rahatsız etmeye yetti ve Yahudi devleti kurulması fikrinden vazgeçirdi, ardından da Filistin'e Yahudi göçünü yasakladı.

Öfkelenme ve intikam alma sırası Yahudilere geçmişti. Araplara kıyasla iyi eğitim almış ve organize olan, sahip oldukları silahlı direniş örgütleri ve radikal gruplar sayesinde Yahudiler, İngilizlerin huzurunu iyice bozmak ve bölgeden kaçırmak için hem Araplara hem İngilizlere yönelik terör eylemlerine başladı.1945'ten sonra sınırsız göçün tekrar başlatılması ve devlet kurma sürecinin hızlanması için Yahudiler eylemlerini yoğunlaştırdı. İkinci Dünya Savaşı sonrası yıpranan İngilizlerin ne Filistinli kontrol etmeye ne de Yahudi-Arap arabuluculuğu rolünü üstlenmeye takati kalmıştı. Yahudilere en büyük destek A.B.D.'den geldi.

İngilizler sorunu Birleşmiş Milletlere taşıdı.1947'de B.M. Filistin'in Yahudi ve Arap olarak ikiye ayrılmasını onaya sundu. İnanılmaz bir Arap muhalefetine karşı yine inanılmaz bir Yahudi lobisi vardı. Bu olayın ardından artık her şeyi göze alan Yahudiler, Daha İngiliz manda yönetimi sona ermeden Araplar için ayrılan bölgelere saldırdılar ve özellikle Yahudi bölgelerindeki Arap nüfusunu azaltmak için katliamlara başladılar.9 Nisan 1948'de Deir Yasin Köyünde çocuk, kadın, yaşlı demeden 200 insanı katlettiler. Bu olay Filistinli Araplar için domino etkisinin ilk başlangıcı olacaktı.

İsrail 15 Mayıs 1948'de Tel Aviv'de kuruluş bildirgesini okuyarak devlet olduğunu ilan etti ve aynı gün A.B.D. ve RUSYA tarafından tanındı. İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke de Türkiye oldu.

İngiliz kuvvetlerinin Filistin'i terk etmesiyle, Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan'dan oluşan Arap kuvvetleri Filistin'i işgal etmeyi denediler fakat İsrail Kuvvetleri zayıf ve tecrübesiz Arap kuvvetlerini yenilgiye uğrattı. 1949 yılının ortalarına doğru 1 milyona yakın Filistinli Arap, İsrail zulmü, savaş, terör, panik, organize olamama(lider eksikliği),ve bazı toprak sahiplerinin topraklarını Yahudilere satması nedeniyle bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar.

Araplar birçok defa güçlerini birleştirip İsrail'i yok etmeye çalışsa da batının desteklediği ve teknolojik bir güç haline gelen İsrail'e yenildiler.

Filistinliler kendi vatanlarında mülteci durumuna düştüler, bir çoğu Batı Şeria'daki mülteci kamplarına hapsoldu ve bir daha topraklarına dönemediler. İsrail topraklarında(aslında işgal altındaki kendi vatanları) az sayıda kalanlar ise hala dayanılmaz acılar yaşıyor ve İsrail zulmüne direnmeye çalışıyor.

Her şey bitti mi? Hayır, bir daha o topraklara barış gelmedi, kan ve barut kokusu eksik olmadı.

Ne Yahudiler döndükleri atalarının topraklarında güvendeler, ne de 3,5 milyona yakın sayılarıyla vatanlarından kovulan, ülkeleri işgal altındaki Filistinliler.

Saygı ve sevgi ile... 25 Temmuz 2017 / Denizli - Özkan SARI

 

 
Toplam blog
: 102
: 4394
Kayıt tarihi
: 05.09.15
 
 

Kalın Sağlıcakla... ..