İsraili kim durduracak?..

İslam dünyasının ortasına bir "ur" gibi yerleştirilmiş İsrail, geçen yüzyılda başlattığı acımasız ve pervasız kıyımını bu yüzyılda da sürdürüyor.

Onlarca kere başlatılan barış çabaları, bir şekilde İsrail tarafından akamete uğratılıyor; hiç bir barış girişimi gerçek bir sonuç doğurmuyor. Çünkü İsrail "barış" istemiyor!...

Terör ve tedhişle Filistine yerleşen bu kanserli hücre, sürekli yayılma eğiliminde. Bu onun varlık nedeni!..

Emperyalizm'in özellikle getirip İslam dünyasının göbeğine yerleştirdiği bu "habis ur" Amerika tarafından sürekli besleniyor.

Üstelik bununla mücadele edebilecek bütün savunma mekanizmaları işlemez hale getirilmiş; taşlar bağlanmış, köpek serbest geziyor.

Dünyanın süper gücü Amerika'nın finans sistemi, Basın-Yayın ve Medyası İsrail diasporasının elinde. Amerika'nın İsrail'e "hayır" demesi mümkün değil. Daha doğrusu, "evet" dememesi mümkün değil!..

Avrupa, zaten şahsiyeti tekemmül etmemiş "prematüre çocuk" gibi, dünya siyasetinde ABD'ye kuyruk olmaktan başka bir şey yapamıyor..

Birleşmiş Milletler Teşkilatı desen, İsrail için kurulmuş; kuruluş amacının dışında bir şey yapması eşyanın tabiatına ters düşer.

İslam memleketleri ve Arap alemi yüzyıllık derin bir uykuda.. Elleri, ayakları bağlı, kalpleri mefluç!..

Şu halde, günümüz dünyasında İsrail'i "dur" diyebilecek güç var mı? İsrail"e ve hamisi Amerikaya!...

İran mı?

İranda böyle bir niyet bulunsa bile, gelişmesini henüz tamamlamamış; ekonomisi sağlam temellere oturmamış; silahlarını kendileri üretemeyen (bu konuda bizden üstün olduğu bir gerçek olmakla beraber) bu ülkenin, silah gücü bakımından dünyanın birinci ve beşinci ülkelerine karşı koyması mümkün müdür?

İsrail ancak ve ancak silah zoruyla durdurulabilir çünkü!...

Aslında görülen o ki, müteveffa Hangtington'un "Medeniyetler Çatışması" tezi, Hristiyan ve Müslüman Medeniyetleri değil, İsrail ve Müslümanlar arasında olacak gibi. En azından tetikçisi İsrail olacak belli ki..

İsrail, bugünkü tutumuyla, yaşamayı hak etmiyor. Sürekli kavgacı, sürekli kan akıtarak yaşayan bir ülkenin, döktüğü kanlarda boğulması mukadderdir.

Ama, sorumuza dönersek İsrail'in sonunu kim getirecek?

Geleceğe yönelik "kehanet"te bulunmak için, yapılması gereken dönüp "geçmiş"e bakmaktır. Geçmişte zalimlerin sonunu kim getirdi; mazlumların acısını kim dindirdi; dünya'ya adalet ve hoşgörüyü kim hakim kıldı?

Bu sorunun doğru cevabı şudur: En azından son yedi asır biz..Yani kelimenin Batı zihninde çağrıştırdığı tüm anlamlarıyla biz Türkler!..

İsrail, Filistin'i bizden çalmıştı; yine bize iade edecek..Bunu onlar da çok iyi biliyor!...

Ancak henüz biz bilmiyoruz!..