Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

İşsiz kaldım annem

İşsiz kaldım annem
 

Fabrikam nerde annem, işssiz kaldım!


Yıllardır çalıştığınız ve alın terinizle emeğini verdiğiniz fabrikanızın, tütmeyen bacaları, dönmeyen çarkları, sönen ışıkları ve kilit vurulmuş kapısının önünde, cebinizden hiç 1 TL’yi çıkartıp; “ Bununla evime ekmek mi, yoksa çocuğuma okul harçlığı mı versem?” diye gözyaşı döktüğünüz oldu mu?”


İsterseniz, gözlerinizi kapatın ve bu soruyu soran kişinin yerine birkaç saniye kendinizi onun yerine koyun. Adana, Mersin, Bursa, Kahramanmaraş ve Türkiye’nin bir çok ilindeki fabrikalar, patronların da gözyaşları arasında bir bir kapanıp, işçileri umutsuzca sokağa bırakılıyor…


Çocuklar ağlamaklı…

Eşler bitik…

“Bir çift çorabım yok! Ayakkabım su alıyor!” “ Okuluma gitmek istiyorum. Arkadaşlarım kantinden bir şeyler alınca ben bakıyorum!” diyen gözyaşı içindeki haykırışlar kulaklarımı tırmalıyor. İçim ürperiyor, göz yaşlarımı bende tutamıyorum umutsuz bakışlara…


Hadise, “ Güm-tek” le kıvırıyor…

Siyasilerde meydanlarda…

Altın işlemeli gelinlik ise haberlerde binlerce dolara alıcı bekliyor…

Ve “Yemekteyiz” programları açlığa nazire yaparcasına televizyon kanallarında boy boy…

Umutsuz insanlar, şans oyunları ve televizyonlardaki yarışmalara kuyruk olmuş, kimin umurunda!…

Bir köşeye sessizce çömelmiş, elleri başındaki umutsuz baba, titreyen dudaklarından bir türkü mırıldanıyor;

“ İşsiz kaldım annem,

Hani benim fabrikam nerde?

Çocuğuma ekmek alamıyorum,

Bu ne yaman çelişki annem…”


Hani derler ya, “Tok açın halinden anlamaz” , Refah içinde olup da sesi çıkmayanlara da; “ Tabii senin tuzun kuru” deriz. İşsizlik yangını ülkemizin her yanını sarmış, kimin umurunda?


Ey! Şirket ve Bankaların değerli sahipleri; Şimdi fedakarlık sırası sizde!!!!

Köşe başlarında, bir şemsiye ve çantayla keklik gördüğünüz bilinçsiz tüketicileri kandırarak verdiğiniz kart ve kredilerin faizleriyle, “kar patlaması” yaptınız. Şimdi onların bir bölümünü, çıkartılan işçilere geri verme zamanı!...

Boşuna söylememişler, “ Birilerinin veya ülkelerin zenginliği, diğerlerinin fakirliği” diye…

Bakın insanlara öğüt diye Peygamber Efendimizin hayatından bir kesit vereyim; “ Peygamber efendimiz, bütün ömrü boyunca doyuncaya kadar hiç yemediğini, sıkıntı içinde olduğunu, bir günde iki öğün yediğini, ekmek yediği zaman hurma yemediğini, sürekli başkalarını kendine tercih ettiği için hep böyle yaşadığını ve ömrü boyunca da kızartılmış bir koyunu hiç görmediğini” biliyor muydunuz?

Şimdi?

İnsanlarımız, yediklerini eritmek için “Madensuyu” içip, çöpe gönderdikleri tonlarca yiyecek ve teknolojinin israfında, aç insanları düşünmeden, duyarsızca yaşamaya devam ediyorlar…


Bu ne yaman çelişki?


Şimdi, Cumhurbaşkanı’nından durumu iyi olan en alt kesime kadar, herkesin elini cebine atıp fedakarlık yapma zamanıdır…

Aşsız ve işsiz kalan evlere, birkaç oy gelecek diye kömür, çek, beyaz eşya vererek değil, onlara yeniden iş alanları kazandırmak için ciddi önlemler alıp, evlerini şenlendirelim. Yoksa yarın çok geç olmadan ve olumsuzlukları yine bize geri dönmeden…


Öyleyse haydi hep birlikte “ Pamuk Eller Cebe” Veya etkin çözümlere… Bu da hükümetin asli görevi olsa gerek…


Komşumuz açken, tok yatılamayacağını bilen Türk Milletinin karakterinde bu birlik, beraberlik ve duyarlılık zaten var!

Sevgilerimle…


01 Mart 2009/Bursa

Ertuğrul ERDOĞAN

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..