Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '07

 
Kategori
Eğitim
 

İşsiz öğretmenlerin çağrısı...

İşsiz öğretmenlerin çağrısı...
 

Ülkemizin büyük yaralarından birisi eğitim sistemi. Bu sistem içinde işsiz öğretmenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Ben de işsiz bir tarih öğretmeni adayıyım. Ücretli veya vekil öğretmenlikle geçici süreyle hayatımı sürdürmeye çalışıyorum. Benim gibi yüz bini aşan işsiz öğretmen adayı var.

Bugünlerde lise branşlarındaki alımlar gün geçtikçe azalıyor. Bu konuda işsiz öğretmen arkadaşlarımızın hazırladığı bir bilgilendirmeyi sizlerle paylaşmak isterim :

Ülkemizdeki “işsiz lise branş öğretmeni” sayısı resmî verilere göre yüz bini geçti, ancak hiç kimse bu yaraya dikkat çekmiyor.

Lise branşlarından son dört yılda yapılan atama sayısı sekiz bin civarındadır.

Haftalık ders saati en az ders olan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisinden son dört yılda 6300 atama yapılırken “Edebiyat+Matematik+Fizik+Kimya+Biyoloji+Tarih+Coğrafya+Felsefe Grubu” öğretmenliklerinden son dört yılda yapılan toplam atama sayısı sadece 7700’dür. Yani sekiz lise branşı, bir Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi branşını güç bela geçmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığı, sanki Türk eğitim sistemi sadece ilköğretimden oluşuyormuş gibi davranmakta, her atama döneminde ilköğretim branşlarına 1000’in üzerinde kadro sayısı ayırırken lise branşlarına ayrılan kadro sayısı 15, 30, 20 gibi komik sayılardan oluşmaktadır. Ağustos-2007’de yapılan atamada Türkçe’ye 2410, İngilizce’ye 1990, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi’ne 1300 öğretmen atanırken Türk Dili ve Edebiyatı’na 400 (son yılların en yüksek sayısı), Matematik’e 30, Fizik’e 15, Kimya’ya 30, Biyoloji’ye de 40 öğretmen atanmıştır. İlköğretim branşlarıyla lise branşları arasındaki farkı, sayılar açıkça göstermektedir. Aslında lise branşlarına pek çok atama dönemlerinde atama yapılmamakta, iki yılda bir de olsa böyle komik sayılarla atama yapılmaktadır. Yeni liseler açtıklarını her fırsatta söyleyen Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz: “Peki bu yeni liselerde hiç öğretmen açığı oluşmuyor mu?” Sayın Bakan; kullanılmayan teknoloji sınıflarıyla ve fakirlerden alınan vergilerle zengin çocuklarına da dağıtılan bedava ders kitaplarıyla övünmekten vakit bulamayacağı için cevabı biz verelim:

“Ücretli öğretmenlik” uygulaması ile bu ihtiyaç kapatılmaya çalışılmaktadır. Eğitim camiasında “ücretli kölelik” olarak da anılan bu sisteme göre, il/ilçe Millî Eğitim Müdürlükleri ihtiyaç bulunan branşlarda “ücretli öğretmen” görevlendirmektedir “Ücretli öğretmen” kimdir: Tıpkı kadrolu öğretmenler gibi eğitim fakültesinden mezun olan, ancak kadro yetersizliğinden dolayı atanamayan öğretmenlerdir. Ders saati 5 YTL’den derse girmekte, aylık yaklaşık 300 YTL para kazanmaktadır. “Yevmiyeci” olarak da nitelendirilebilir. Eğer eğitim fakültesi mezunları “ücretli köleliğe” başvurmazsa diğer fakülte mezunları veya önlisans mezunları bu sisteme dâhil edilmektedir. Her il ve ilçede azımsanmayacak kadar “ücretli öğretmen”e rastlamak mümkündür. Millî Eğitim Bakanlığı’ndaki zihniyet, öyle ya da böyle ders saatinin boş geçmemesidir. Kadrolu öğretmen atayarak 930 YTL maaş vermektense aynı öğretmeni “ücretli” olarak görevlendirip yaklaşık 300 YTL ile bu sorunu halletmektedirler. “Hortumu kesmek” dedikleri bu olsa gerek.

Bir de “sözleşmeli öğretmen” aldatmacası var. Ağustos atamasında 10 bin kadrolu, 10 bin de sözleşmeli öğretmen olmak üzere toplam 20 bin öğretmen atandı. Ancak Ağustosta sözleşmeli atanan öğretmenler, şubatta karolu öğretmen olarak atanmakta ve Millî Eğitim Bakanlığı aynı kişiyi iki defa atanmış gibi göstererek “40 bin öğretmen” atadık diye kamuoyunu yanıltmaktadır.

Ekonomik krizin patlak verdiği ve bütçeden aslan payının Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılmadığı 2001 yılında bile 40 bin kadrolu öğretmen atanırken krizin olmadığı, bütçeden en büyük payın Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrıldığı 2007 yılında 20 bin kadrolu öğretmen atanmıştır? Bu ne yaman çelişkidir?

Artık gazetelerde, haber bültenlerinde “Müjde! 20 bin öğretmen atanıyor” gibi gülünç haber görmek, duygularımızla dalga geçilmesini istemiyoruz. Resmî verilere göre 200 bin işsiz öğretmenin olduğu bir ülkede 20 bin öğretmen atanmasının neresi müjdedir?

Başta Başbakanımız olmak üzere hükümet yetkilileri “devleti iş kapısı olarak görmeyin” diyor. Bizler, Anadolu Öğretmen Lisesi ve Eğitim Fakültesi mezunları olarak öğretmenlik dışında ne gibi bir iş yapabiliriz? Özel dershaneler de piyasada 200 bin işsiz öğretmen olduğunu bildiği için aylık 300 YTL’ye sigortasız öğretmen çalıştırma yolunu seçiyor. Öğretmenlik dışında herhangi bir vasfımız olmadığı için çalışacak yer bulamıyoruz.

Üniversitedeki öğrencilik yıllarımızda aldığımız öğrenim kredisi borcunu da ödeyemediğimiz için haciz gelme korkusuyla yaşıyoruz.

—Lise branş öğretmenlerinin pek çoğu Anadolu Öğretmen Lisesi mezunudur ve ÖSS’de çok yüksek puanlar alarak bu bölümlere girmiş, ülkenin zeki kişileridir.

—Lise branş öğretmenlerinin hepsi “yüksek lisans derecesiyle” mezundur.

—KPSS’ye girenlere ait verilerine göre yüz binin üzerinde lise branş öğretmeni işsizdir.

—Liseler dört yıla çıkmasına rağmen hâlâ bir iş bulamayan lise branş öğretmenleri “dışlanmışlık, ezilmişlik, değersizlik” gibi duyguları her daim hissetmekte ve psikolojik sorunlar yaşamaktadır. İstihdam politikaları böyle sürerse çok yakında “işsiz öğretmen intiharları”na sıkça rastlayacağız.

ÖSS’de binlerce öğrencinin sıfır aldığı, liselerde disiplinsizliğin kol gezdiği günümüzde, işinin ehli ve hepsi birer yüksek lisans mezunu olan lise branş öğretmenlerine daha fazla istihdam sağlanmasını ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarında ayırdığı kadro sayılarının “siyasî kriterlere” göre değil, gerçek ihtiyaçlara göre olmasını istiyoruz.

Seçimden birkaç gün önce 200 binden fazla geçici işçiye kadro verilebilirken işsiz 200 bin öğretmen için, bu ülkenin aydın insanları için hiçbir şey yapılmamakta, üniversiteyi bitirmiş genç beyinler yalnızlığa, psikolojik bunalıma terk edilmektedir.

Peki, okullarımızda kaç çeşit öğretmen olduğunu biliyor musunuz? İşte “Öğretmenlik Kariyer Basamakları”

-Başöğretmen

-Uzman öğretmen

-Öğretmen

-Aday öğretmen

-Sözleşmeli öğretmen (4/b’li)

-Mevsimlik öğretmen (4/c’li. Bu uygulama, Danıştay tarafından iki defa iptal edilmiştir.)

-Vekil öğretmen

-Ücretli öğretmen

-Öğrenci öğretmen (Eğitim fakültesi öğrencileri, staj amaçlı olarak okullarda öğretmenlik yapar.)

Halk dâhil herkes bizi görmezden gelmekte, “Sen daha atanamadın mı?”, “Bir adam olamayacaktın da niye okudun?” gibi sorularla rencide olmaktayız. Okulumuzu bitireli 3–4 yıl olmasına rağmen işsiz olduğumuz için geleceğimize dair herhangi bir plan yapamamaktayız.

Hayatımızdan 3–4 yıl boşu boşuna akıp gitmekte. Sorunumuz o kadar had safhaya ulaştı ki artık öğretmen olduğumuzu söylemekten utanır hâle geldik.

“Devleti iş kapısı olarak görmememiz” gerektiğini söyleyenler ve ülkeye hükmedenler, bizlere istihdam olanakları oluşturmak durumundadır. Kesinlen hortumlara, satılan şirketlere, alınan borçlara rağmen “üniversiteli işsiz” sayısı hiç azalmamaktadır. Rakamlarla büyüyen Türkiye, “yüksek lisans mezunu işsizleriyle” küçülmektedir.

Lise branş öğretmenleri olarak kalkınmanın yanında “birazcık adalet” istiyoruz.

“İşsiz öğretmen intiharları”nın patlak vermesine ramak kaldı. Lütfen sesimizi duyun ve duyurun.

Derdimize tercüman olmanız dileğiyle…

Saygılar sunarım…

NOT: Eğer konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız lütfen aşağıdaki adresi ziyaret ediniz.

http://issizogretmenler.bravehost.com/html/durum_analizi.html

( ARKADAŞLAR SESİMİZİ DUYURDUKÇA BAŞARILI OLUYORUZ...
MİLLİYET GAZETESİ YAZARI "Derya Sazak" DÜN İŞSSİZ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINI İÇEREN BİR YAZI YAYINLADI. ( http://www.milliyet.com/2007/09/07/yazar/sazak.html )
DEMEK Kİ DİRENİNCE OLUYOR. HAYDİ ARKADAŞLAR E-MAİL YAĞMURUNA DEVAM...! Mail Yağmuru için gerekli e-mail adresleri yukarıdaki sitede.)


 
Toplam blog
: 92
: 11527
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Dokuz Eylül Üniversitesi "Tarih Öğretmenliği" bölümü mezunu. Eğitim sektöründe çalışıyor. Yazmak ..