Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '09

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

İşsizliğin çüzümü

İşsizliğin çüzümü
 

İŞSİZLİK Mİ GÜVENSİZLİK Mİ?


Yıllardır işsizlik sorununu çözmek yerine; “işsizlik sorunu yanlış politikalarla artırılıyor; gençlere hazır iş veriliyor; gençler amele olarak yetiştiriliyor, usta olarak değil; işçi olarak yetiştiriliyor, patron olarak değil, müteşebbis olarak değil; balık tutmayı öğretme yerine hazır balık veriliyor, …” denilegelmiştir.

Okumak başka bir olay, geçimi sağlamak için para kazanmak başka. Bizim ülkemizde bir kültür gelişmiş hep; okuyan ya devlet kapısında iş bulmalı ya da başka birinin yanında. Hep birilerinin eline bakmak zorunda bırakılmışlar.

İnsan okur ve yüksek tahsilini de yapar, önce kendini yetiştirir. Bilgi olarak kendini doldurur; ama iş hayatına atılmak sonra gelir. Gönlü ne isterse onu yapar. Eğitimli insan daha iyi iş yaratır ve daha çok kazanır. Hem kendine hem ülkesine ve hem de geleceğine daha iyi hizmetler yapar. Eğitim-öğretim bunun için vardır. Hiç, eğitimli insan ile eğitimsiz insan bir olur mu?

Eğitimde bir de önemli bir eksiklik var ki, eğitim aldıktan sonra da iş yapamayan bir yığın genç yetiştiriliyor. Hep şunun bunun eline bakan ve kapı kapı gezip her gün iş sınavlarını takip eden gençlik yetiştiriliyor.

KTÜ İİBF’ de bir konferansa gittim. Konferans gençlerin iş bulma olanakları üzerine idi. Ankara’dan gelmiş bir yetkili bir saat konuştu ve tüm konuşması “nasıl amele olunur, amele olabilmek başkalarına çalışabilmek için hangi yollar izlenmeli ve bu yollar nasıl aşılmalıdır” ın üzerine idi. Çok üzüldüm. “Nasıl kendi başınıza iş yaparsınız” demiyordu. “Nasıl müteşebbis olunur” bu işlenmiyordu.

En büyük sorun ise ÖZGÜVEN. Gençlerin özgüvenleri yok, iş cesaretleri yok ve hep kaybetmekten korkuyorlar; çünkü onlara hep korku ve güvensizlik aşılanmış. Amelecilik öğretilmiş.

Bu öğeleri şöyle sıralayabiliriz:


1.TEORİSYEN Olma: Bilgiler hep kâğıt üzerinde. Uygulama yok. Pratik yok. Teknik okullarda bile, belli süre staj yapılması gerekirken, bu staj süresi sadece göstermelik. Hem kısa ve hem de gerektiği gibi uygulanmıyor; yetersiz. Ben buna “reel eğitim” diyorum.

Dahi Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU’nun harika tespitlerinden biri de “Bizim evren kentlerimiz (üniversiteler) hep teorisyen yetiştiriyorlar, teknisyen yetiştiremiyor. Bu yüzden yüksek tahsilini bitiren gençler işsiz kalıyorlar” şeklindedir.

Neden iktisat ve ekonomi eğitimi almış ve hatta bu alanda kariyer yapmış insanlar şirketlere danışmanlık yaparken, daha iyi para kazanmak için kendi başlarına ticaret yapamıyorlar?

Üniversitede iktisatçı Doç. hocamıza sordum: “Hocam, siz bu iktisat ve ekonominin ilmini biliyorsunuz da neden sizin gibiler ticaret yapamıyorlar? Daha çok geliriniz olurdu.” Bana: “Teori ile pratik aynı değil” dedi. Düşünün şimdi bu eğiticilerin yetiştirdiği gençliğin halini siz!

2. ÖZGÜVEN sorunu: Bu ilk önce ailede başlar. Sonra okulda gelişir ve devam eder; ama maalesef bu hiç yok. Gençliğin öncelikli sorunu özgüven sorunudur. Gençliğin kendine güveni yok. İş yapabilme, başarabilme cesareti yok. Hep korku ve cesaretsizlik aşılanmış. Birinci öncelik budur.

Okullarda, bu, öncelikli eğitim olmalıdır... Maalesef bu destekler sadece müfredatta ve yazılı metinlerde kalıyor.

3. AHLAK ve DÜRÜSTLÜK: Kim, ne iş yaparsa yapsın dürüst olmadıkça başarılı olamaz. “Para, para ile kazanılır” derler hep. Böyle bir slogan vardır. Oysa ben buna katılmıyorum. Ben, en büyük sermaye “dürüstlük” tür diyorum.

Paranız olsa bile, eğer bu tür donanımlarla donatılmazsanız bırakın para kazanmayı o hazır paranızı bile kaybedersiniz; ama dürüst olursanız herkes size güvenerek iş verir. İş kurmak için desteğini verir. Düşseniz herkes elinizden tutar ve ticaret yapsanız müşterileriniz de sizden güvenerek alış-veriş yaparlar. Sırtınız yere gelmez.

Evet, bu temel üç sorun olan öz güven, reel eğitim ve ahlak sorunu aşılmadıkça işsizlik hiçbir zaman çözülemez. Teknolojik alanda ileri seviyelerdeki ülkelerde bile sorun budur. Bu öğeler de eksik olduğu sürece çözülemez.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..