Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

İşsizlik fonu...

İşsizlik fonu...
 

İşsizlik fonu kuruluş amacı işten çıkarılan işçilere işsizlik döneminde işe girene kadar bir dönem maaş ödemek. Bu fona işçi ve işverenlerden kesilen paralardan kaynak aktarılmaktadır. Devlette bu fona belli bir kaynak aktarıyor… 

1999-2010 dönemlerinde devlet bu fona teşvik amaçlı 6, 5 milyar TL kaynak aktardı. Baktığımızda devlet burada asıl görevini yerine getirmiş durumdadır. Bu kaynak aktarımı ile övünen devlet yetkilileri gerçekleri kalem oynatmaları ile vatandaştan gizlemektedir. 

Bir yarışma için öğretmenlerim benden konu ile ilgili bir makale hazırlamamı istediklerinde, kendi gücümün yettiği kadar araştırmaya başladım. Sonuca ulaştığımda makaleyi yazmaktan vazgeçtim. 

Niye diye soracaksınız doğal olarak, ulaştıklarıma göre makale yazsam zaten ilk elemede diskalifiye olurum. Yok onların istediğine göre yazsam buda beni rahatsız ederdi. 

Gelelim konunun özüne devlet resmiyete göre 6, 5 milyar TL kaynak aktarmıştı aktarmasına… 

Ama… 

2008 yılında çıkardığı yasa ile önce bu fonda toplanan paranın ¼ ünü yatırımlara kaynak yaratmak bahanesi ile devlet bütçesine aktarmaya başladı. 2009 yılında bu oran ¼ ten 1/3 e çıkarıldı. Hızını alamayan devlet bu beleş kaynağı daha güzel sömürmek için 2010 yılında bu oranı ¾ e yükseltti. 

Yani kısacası bu fona toplanan her 100 liranın 75 lirası devletin kasasına gidiyor. 

Peki bu fondan bu 12 yıllık dönem içerisinde gerçekten kullanılması gereken yer olan işsiz kalmış vatandaşlara aktarılan meblağ ne kadardır. Bunu bir kıyaslayalım isterseniz 1999 yılından bu yana işsizlere dağıtılan meblağ 3, 7 milyar TL… devlet 1999 yılından beri sağladığı katkı 6, 5 milyar TL, 2008 yılından beri bu fondan devlet bütçesine aktarılan para ise 12 milyar TL dir. 

İşte işsizlere çeşitli zorluklar çıkartılarak ödenmemek için direnme sebebi budur. İşsizlik sigortası adı altında toplanan para asıl amacında kullanılmadığından dolayı günden güne devlet tarafından sömürülerek bitirilmektedir. 

Peki, bu kadar açık veren devlet ne amaç güderek şirketlere belli yardım kurumlarına yapılan bağışları vergiden düşmelerini sağlayan yasa çıkarmıştır. Bu yasa ile yardım kuruluşlarına aktarılan paralar vergilerden düşürülmektedir. Bu yardım kuruluşları sakın yanlış anlaşılmasın Kızılay, silahlı kuvvetler, eğitim yardım kuruluşları değildir. Bu tür sosyal kuruluşlar bunlardan yararlanamamaktadır. 

Deniz feneri tarzı yardım kuruluşları bu yasa ile ihya edilmektedir. Açığı kapatmak ise yine vatandaşa kalmıştır. 

Sosyal devlet anlayışı bumudur? İşçiden sömürülenlerle yardım kuruluşlarına kaynak yaratmak sonrasında amili kart yakınımdır, bizdendir denilerek bu kaynakları belli kişilere pay etmek hangi inanca uygun düşmektedir. 

Sosyal devlet anlayışı ve kanunları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanan bu yapılanmanın diktatörlükten tek farkı nedir? 

Düşünmeyin, yormayın kendinizi ben söyleyeyim tek fark yaptıkları kanunsuzlukları vatandaştan aldıkları oylarla bir kanun kılıfına uydurmalarıdır. 

Şimdi ben bu bilgiler doğrultusunda makalemi hazırlayıp yarışmaya göndersem ne olur? 

Çok basit yazdığım makale süperde olsa onu dereceye sokup bir üst tura taşıyacak bir yetkili çıkmaz. 

Neden mi? 

Çünkü doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarda ondan… 

Saygılarımla… 

Burçak YAZICI 

 
Toplam blog
: 168
: 1098
Kayıt tarihi
: 02.07.10
 
 

4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..