Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '08

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul'a 3. köprü gerek mi?

İstanbul Boğazı’na üçüncü köprü yapılması için hükümet alttan alttan çalışmalarını sürdürüyor. Çocuk doğdu doğacak, sancıları başladı bile. Ama çocuğu isteyen var, istemeyen var. Belli ki faydası kadar zararı da olacak.

Köprünün zararı neden olsun diye düşünenler var, zararın nasıl olacağını anlatanlar var, yarardan ve zarardan kar etmeyi umut edenler var.

Hükümetin de elbetteki bir düşündüğü var. Boğaza bir inci gerdanlık daha takılacak.
Önümüzde yerel seçim var, Boğaza yapılacak köprünün temelini atmak çok havalı olur, seçim öncesi.

Hele köprünün geçeceği güzergahta arsası, tarlası, bağı bahçesi olanlar yaşadı. İstimlak bedelleri dünya bir para tutar. Hele o güzergah üzerinde yapılacak imar düzenlemesi ile öyle binalar yapılır ki, paraya para demez sahipleri.

Zaten hükümet yetkilileri nereye yapılacağını tam adres olarak belirtmese de herkes biliyor bunu. Gazeteler krokisini bile çizdi, kendileri yapacakmış gibi…

Eeeee! Şimdi köprü yapılır da bunun uygun olmayacağını, ormana, suya, havaya, toprağa, sosyal yaşama, şehir ve nüfus planlamasına vereceği zararı görüp de, ses çıkarmamak olur mu?

Ses çıkarmayanların mutlaka bir beklentisi vardır elbet. Ses çıkaran aynı zamanda karşı çıkan demektir. Neye karşı çıkan, köprüye mi? Hayır elbet, yukarıda saydığım doğal değerler ile ülkedeki yaşamın kalitesini belirleyen unsurların bozulmasına karşı çıkanlar.

Yani orman talan edilmesin, suyumuz kirlenmesin, havamız karbon monoksit kokmasın, yeşil alanlar betonla dolmasın, nereden geldiği, ne idüğü belli olmayan insanlar, plansız, projesiz binalar yapmasın, caddelerinde yürüyecek yer kalmayan İstanbul’un derdine dert eklenmesin diyenler, bu köprüye ‘hayır’ diyor.

Bunun için de ‘3’ncü Köprü Karşıtları Platformu’ oluşturuldu. Onlarca sivil toplum kuruluşunun temsilcisi bir araya gelip, bu köprünün yapılmaması için eylem planı hazırladı.

İstanbul’da durum böyle. Ama İstanbul bu ülkenin bir parçası. Tıpkı insanın vücudundaki organlardan biri gibi. Ayak parmağımız ağrısa, verdiği acı hayattan zevk almamızı engeller, bir yerimizde bir yara çıksa, elimiz kesilse, bir yerimizi bir yere vursak yaşam düzenimiz bozulur aniden.

İşte İstanbul da Türkiye için böyle bir konuma sahip.

3’ncü köprü yapılsın diyen, yapılmasın diyen var. Nedenleri belli? Ama zararı olacaksa bunun zararını halk görecek. Faturasını halk ödeyecek. O köprüyü sadece ne sivil toplum kuruluşlarının temsilci ve üyeleri, ne de sadece yaptıranlar kullanacak. Halk da kullanacak.

Ama deniliyor ki köprü İstanbul’un başta trafik olmak üzere hiç bir derdine ilaç olmayacak, dahası yeni dertler açacak. O zaman bu köprünün yapımına sadece ‘entel’ denen aydın kesim, ‘her şeye maydanoz oluyorlar’ diye eleştirilen sivil toplum kuruluşları değil, halkın kendisi karşı çıkmalıdır.

Çünkü fatura bir gün mutlaka kendi önüne gelecektir.

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..