Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '12

 
Kategori
Dünya
 

Istanbul-Bağdat Demiryolu Belgeseli

Istanbul-Bağdat Demiryolu Belgeseli
 

DIE BAGDAD-BAHN_148b_II. Abdülhamit ve Kaiser Wilhelm II


1. BELGESELiN KISA HiKAYESi

Birkac yil önce Alman TV'sinde yayımlanan ve kaydettiğim bir Belgesel Filmi dün tekrar seyrettim. Uzun bir DOKU (Belgesel), 105 dakika.

Almanların finanse attiği ve milyarlarca Marka malolan bu demiryolunun hikayesi taa 1890’lı yillarda başlamış. 1900 yılı başlarında yapımına başlanmış ve zaman zaman ara verilerek 1914-1918 Büyük Savaşı yıllarında da yapımına devam edilmiş. Demiryolunun uzunlugu 1600 km. Bu demiryolu Ingilizlerin ''Korku Yolu“ haline gelmiş. Üsküdar Tren Garı o zamanlar yapılmış.

Yol tam bitirilmek üzereyken savaş da sona ermiş. Toroslarda 150 kilometrelik bir kısım tamamlanamamış. Atatürk 1936 yılında son parçayı da yaptırıp ISTANBUL-Konya-Adana-BAĞDAT Demiryolunu kesintisiz isler hale getirmiş. YOLUN hikayesi kısaca böyle.

Bu Belgesel oldukça TARAFSIZ (objektif), hatta Türkler yer yer övülüyor bile.

2. BELGESELDEN ESiNLENMELER

DiĞER yandan bu Istanbul-Bağdat Demiryolu Belgeselinden gördüğüm orijinal çekimler beni kısmen şoke etti. Nedeni? Istanbul’da tantana, Padişahlık halen sanki Roma İmparatorluğu gibi gösteriş yapıyor, ama Anadolu halkı Başkent'ten tamamen kopuk, Istanbul’lun Padişah etrafındaki zenginlikle hiç mi hiç ilgisi yok. Halk dokülüyor, fakirlik, pislik, gerilik. 1900’lü yılların bir Almanya resmine bakıyorum bir de Anadolu…  

Inanın aradaki fark tam anlamıyla GECE ile GÜNDÜZ arasındaki fark gibi. Biri Ortaçağ Arap Dünyası diğeri ileri çağdaş Batı Dünyası.

Demiryolu yapımında kullanılan bütün malzeme, çivisine kadar Almanya'dan Istanbul’a vapurlarla getirilmiş. Bütün mühendisler, teknikerler teknik elemanlar Alman. Türkler yalniz basit işlerde çalışıyor. Birşeyden anlayan yok.  Hatirlarsınız KURTULUŞ Filmini görenler, Istanbul’dan Eskişehir-Ankara yolunda giden treni sürecek Tren Sürücüsü bir Türk yoktu. Bu filmi görünce Kurtuluş filminde söylenenlere %100 inanıyorum.

Osmanlının en iyi zamanı 14-16. Yüzyıllardır. O zamanlar Avrupa’dan gelen sanat dünyasından insanlara rahatça serbestçe çalısabilme imkanı veren liberal ve çağdas bir yapıya sahipti. Ama 17., 18., 19. YYlar Osmanlının icine dönük Köktendinci çağıdır. Işte bu son 300 yılda uyudular. Neticeyi bu tek bir filmde bile görmek mümmkün.

Işte büyük ATATÜRK, böyle fanatikliği yüzünden Avrupa'dan 300 yıl geri kalmış bir Ülkeyi bir Milleti 1919-1938 gibi 20 yılda cüretkar Reformları (Inkilapları) ile kapatmayı nerdeyse başarmıştır.

Işte ben bunun için ATATÜRK’çüyüm.

Şu an maalesef büyük bir geri dönüşün içindeyiz. Gerçi  son 10 yıldaki ekonomik gelişme görmezlikten gelinemez.  Kişi başı milli gelir 3 katı arttı. Ama kafalardaki birikim 3 katı azaldı. Bu geri dönüş, anti-çağdaş gelişme demokratik imkanlarla durdurulamaz ise Türkiye’nin ve Türk Milletinin Geleceğini KARA görüyorum. Kusura bakmayın kötümserim malesef.

Tek bir ümidim var. O da, belki 10-20 sene sonra, halkın gelir düzeyi Avrupayla eşitlenirse Halk bilim ve teknigin ve çağdaş yaşamın Köktendinci Şeriat yaşamına göre daha iyi olduğunu anlayıp tercihini yapabilir.

Hepinize iyi pazarlar sevgili Cagdas arkadaşlarım, sevgiler.

Ahmet Yilmaz, Frankfurt, 15.01.2012

 
Toplam blog
: 19
: 1226
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

Ben, yüksek tahsilimi Frankfurt Üniversitesinde bitirdim. Uzun yıllardır Almanya’ da yaşıyorum, evli..