Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '12

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul Boğazı'nın altından geçen su borusu...

İstanbul Boğazı'nın altından geçen su borusu...
 

Bugün bütün gazetlerde haberi var. Düzce'nin Melen nehrinden İstanbul'a su taşıyacak Melen Projesi'nde İstanbul Boğazı'nın altındaki su borusu geçişi tamamlanmış. 5.5 kilometrelik hattın 70 metresi denizin altından gidiyormuş. İstanbul'un şu andaki günlük ihtiyacının 1.5 katı kadar suyu iletecek kapasitedeki Boğaz tüneli tamamlandığında günde yaklaşık 3 milyon metreküp su Avrupa yakasına taşınacakmış. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, 2 kıtanın birleştiği eksi 135 metre derinlikte yaptığı açıklamada 2070 yılına kadar su sıkıntısı olmadığını söylemiş. Başkan Kadir Topbaş iki kıtayı birbirine bağlayan tüneli araçla geçmiş. Borunun çapı 4 metreymiş. İstanbul boğazının 135 metre altından Sarıyer-Beykoz arasında Asya ile Avrupayı birbirine bağlıyormuş. Proje Temmuz'da devreye alınacakmış.

İstanbul Büyükşehir Belediyesini kutluyorum. Önemli olan ihtiyacı önceden tespit edip gereken önlemleri almak. Bazen belediyeler mesailerinin çoğunu altyapı çalışmalarına verirler ama yapılanlar pek gözükmez. Ama asıl şehir için önemli olan da bu alt yapı çalışmalarıdır. İstanbul devasa bir kentimiz. Bir dünya kenti. Bu kadar büyük bir şehrin alt yapısını bile planlamak büyük bir iş.

Örneğin İstanbul hakkında bir kaç veri vermek gerekirse;

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) hazırlamış olduğu 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre İstanbul'un (İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bağlı belediyelerin sınırları içindeki nüfus) toplam nüfusu 13.483.052 kişidir.

Türkiye nüfusu 2011'de 74 milyon 724 bin 269 kişi. Yani İstanbul, Türkiye'nin %18'i.

İstanbul geçen yıl 59 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bu rakam Türkiye ihracatının %44'üne denk geliyor.

İstanbul Türkiye'de en çok vergi veren şehir. Vergi geliri 100 milyar TL'yi geçiyor.

İşte böyle devlet gibi bir şehrin su ihtiyacı da devasa oluyor ve düşünülmesi, planlanması gerekiyor. Sadece su da değil, elektrik, akaryakıt, gıda gibi tüm şehrin yaşamsal konularında da bu planlamaların yapılması hayati önem taşıyor. İnsanların da bu kaynakların değerini bilerek yaşaması, israf etmeden tutumlu ve sorumlu bir şekilde bu kaynakları değerlendirmesi gerekir. Şimdi yeni yapılan binalar, çevreye duyarlı akıllı bina teknolojisini kullanıyor. Yağmur suları toplanıyor, ısı pompası ile doğal ısıtma sistemleri kuruluyor, fotovoltaik panellerden ve güneş enerji sistemlerinden apartmanların ortak ihtiyaçları karşılanıyor. Artık çevresel kaynaklara karşı çok hassas olmak gerekiyor. Bunların en başında da su geliyor.

Susuz hiç bir şey olmuyor. 

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..