Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '09

 
Kategori
İnançlar
 

İstanbul da misyoner faaliyetleri

İstanbul da misyoner faaliyetleri
 

Misyoner faaliyetleri


Şimdi bu kanuna itiraz edipte anayasaya muhalefetten yargılanmanın alemi yok tabi fakat birde sivil toplumun alışkanlığı ve temayülleri var bu da göz ardı edilemez. Nedir o Misyonerlik faaliyeti kınusunda aşırı duyarlı önemli bir kesim var (eski tarihlerde yek vücut derdik tarihe karıştı) Bizde bu kesimde kendimizi gördüğümüzden olsa gerek olayı birde gözlerimizle müşahade edelim diyerek 5 arkadaş yola çıktık yanımızda da on adet Kur’anı Kerim alarak Taksim’e geldik bir arkadaş meydanda bir arkadaş istiklal caddesinde biz üç kişi bir kafede zaman geçiriyoruz. Olayı çok önemsemişiz ve tartışıyoruz. Bu arada Galatasaraydan ses geldi evet misyonerler oradaydı. Hemen Taksimdeki arkadaşı da telefonla yönlendirerek galatasaraya doğru ilerledik evet birde ne görelim icraat başlamış bile. Bir kişi geri planda erketelik yapıyor bir diğeri bir sütun arkasında sözde gözlerden uzak tuttukları kolinin başında nöbet tutuyor. Yani bittikçe takviye !..

Kitabi dağıtan bir bayandı, İncil uzatıldı yine bir bayana ve o bayan sorgusuz sualsiz alıverdi incili!.. öyle ya her köşe başında market ilanları dağıtılmıyor mu? Belki de bir tüketim maddesinin tanıtım ya da promosyonu düşüncesiyle aldı. Üç beş adımdan sonra hemen yanına yanaştı arkadaş bende yanında sorgulamak bize düşmesede birşekilde yoluyla yordamıyla sormalıydık ve sorduk.

- Bir dakika bayan

- Buyrun

- Elinizdekinin ne olduğunu biliyormusunuz

- Evet İncil

- Niçin aldınız ( deme hakkımız olmasa da bunun için çıkmıştık artık yola)

Etrafındaki üç kişiden rahatsız olan ve kendini baskı altında hisseden bayanın size ne der gibi çatılmış kaşları biraz gevşemişti!..

- Hiç dedi öylesine aldım işte

- Afedersiniz müslümanmısınız

- Evet

- Müslümanlığı tam yaşadığınızı söyleyebilirmisiniz

İyice rahatsız olduğunu anladığız bayan; Söylenemez tabi fakat işim acele gitmem gerek diyerek ilerlemeye başladı.

O kadar nazik bir dille soruyorduk ki bizi de kırmak istemediği belliydi. Kuranı hiç okuyup incelediniz mi en azından mealini okudunuz mu gibi sorulara olumsuz yanıt almıştık. Anladık ki o meşhur söz tarihe karışmıştı bile.’’ Müslüman mahallesinde salyangoz satmıyorlardı’’ duyarsız ilgisiz sadece TC nüfus cüzdanında dini İslam yazan boşluktaki milyonlarca kişi öyle ya hiçte %99 değil.

Rahtsız ettik deyip özür diledik ve oradan uzaklaşmaya durum muhasebesi yapmaya karar verdik bu sadece bir örnekti dört kişiyle daha buna benzer diyaloğumuz oldu.

Kafeye gittiğimizde kendimize sorduğumuz soru bunun önüne nasıl geçilebilinir oldu.. Zira yaptıkları kanun nezdinde suç sayılmıyordu artık kimler tarafından bu kanun çıkarılmıştı? AB normları çerçevesinde ayak uyduracağız diye ayakları birbirine dolaşan, bu uğurda papaz elbisesi bile giyen ılıman islamı bizlere bir şekilde dayatmaya çalışan bugün kü AKP iktidarından başkası değildi tabi ki..

Sonra düşündük ki böyle bir misynerlik faaliyeti haberlerde çıktığında vay canına gavurun yaptığına bak diyenler gündüz farkında olmadan bu tuzağın içine düşüyorlardı!.. Belki bu onları tabi ki Hıristiyan yapmıyordu , öğrenmenin okumanın kötü olmadığını bile düşünenleriniz olabilir. Oysa işte tam bu nokta da zafiyet yatmakta. Uzanan incili uzanıp almak bu kadar basit bir hareketle misyonerlerin amaçlarına ulaşmalarına çanak tutmak.

O halde ne yapılabilirdi? Kısasa Kısas, seyyarsa seyyar, tezgahsa tezgah kişilere zarar vermeden birkaç metre yakınında kur’anı kerim dağıtmak .. İncil alanlarla küçük bir göz teması sağlamak, bir çift sözle İncilleri iade etmelerini istemek. Evet uyguladık mahçup oldular, hele bir sakallı amca vardı ki sormayın ağlayıp, tövbe edip özür bile diledi ne gerek varsa?

Sonra Kur’anı Kerimi kendisine uzattığımızda ağlamaya devam ediyordu. Abdestli değilim kur’anı elime alama dedi ve uzaklaştı.

Enteresandır. Gözlemlerimizde bedavacılık zaafı yüzünden insanların biranlık rafleksle incili uzanıp aldıklarını hareketleri ve sonraki söylemlerinden anladık. Toplumdaki rehaveti birileri çok iyi değerlendiriyordu bunu da anlamış olduk.

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..