Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '18

 
Kategori
Siyaset
 

İstanbul'da Seçim Yarışı

AK Parti, 31 Mart seçimleri için İstanbul'daki belediye başkan adaylarını açıklarken, CHP'nin de çok yakın zamanda açıklaması bekleniyor.

Sosyal medya üzerinden yapılan eleştirilere baktığımızda AK Parti seçmenin birçok ilçede Belediye Başkan Adayları konusunda hayal kırıklığı yaşadığını görüyoruz. Bu ilçelerdeki isimlerin nasıl belirlendiği hususu elbette çok önemli bir detay. Zira pek çok AK Parti seçmenine göre hiç belirlenmemesi gereken isimlerin mevcut listede yer almış olması bazı çıkar ilişkilerinden kaynaklanıyor. Doğrudur veya değildir ancak mevcut durum bu!..

AK Parti İstanbul Belediye Başkan Adayları'nın geçen yerel seçimlere göre çok daha geç açıklanmasının temel nedenlerinden birincisi isimler üzerinde mutabakata varılamamış olmasından kaynaklanıyor. Aldığımız duyumlara göre bu isimlerin belirlenmesinde en önemli üçlünün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomi ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım olduğu yönünde... Bazı isimler üzerinde Binali Yıldırım'ın çekinceleri olduğu, hatta bu isimleri karşı çıktığı da sıkça konuşuluyor. Ancak sonuç olarak adaylar belirlendi ve AK Parti Belediye Başkan Adayları seçim çalışmalarına başladılar bile..

Öncelikle mutlaka vurgulanması gereken bir konu var:

Yerel seçimler öncesi yaşanan ekonomik kriz ve hayat pahalılığının yerel seçimlerde AK Parti'ye büyük bedeller ödeteceğini söylemek için dahi olmaya gerek yok. Bilhassa elektrik ve doğalgaz faturalarının yüksekliği, faturalara yansıtılan "okuma bedeli ve dağıtım bedeli " giibi kalemlerin tepki çekmesi, kriz döneminde market raflarındaki ürünlere pervasızca yapılan zamlar ve bu zamlara karşı devletin önlem almaması AK Parti seçmeninin oylarında büyük etki yapacak. 

Şüphesiz bunu AK Parti kurmayları ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da biliyor. Bunun için de seçimlerden önce elektrik ve doğalgaz faturalarında yüzde 10 indirim yapılması kararı alındı. Sorun şu ki vatandaşlar artık bu indirimlerin seçimlere yönelik bir propaganda aracı olduğunu düşünüyor ve Nisan ayında zamların yeniden geleceği konusunda bir fikir birliği var. Yani hükumete güven algısı tamamen ortadan kalkmış durumda. AK Parti ve Erdoğan'ın en büyük sorunu da bu zaten..

Ve çok önemli başka bir sorun daha var AK Parti açısından: Özellikle sosyal medyadaki kapalı gruplara üye olduğunuzda, gerek Cumhurbaşkanımız Erdoğan, gerekse AK Parti politikalarını eleştirdiğinizde hemen ya Fetöcü olmakla ya da vatan haini olmakla suçlanıyorsunuz.

İşte bu durum, AK Parti ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın bilerek veya bilmeyerek uyguladığı yanlış politikaları eleştiren ve doğruya yönlendirmeye çalışan yürekten AK Partili seçmeni de yaralıyor ve partiden uzaklaştırıyor. 

Bu konuda araştırma yapan anket şirketleri ne sonuç çıkarıyor bilmiyorum ama benim şahsi görüşüm AK Parti'ye ve Erdoğan'a küskün en az yüzde 5'lik bir seçmen kitlesinin olduğu yönünde. 

Yukarıda saymış olduğum nedenlerden dolayı yine benim düşünceme göre 31 Mart'ta en az yüzde 3-5'lik bir AK Parti seçmen kitlesi sandık başına gitmeyecek. AK Parti seçmeni, Erdoğan veya hükumete ne kadar kızarsa kızsın, ne kadar gönül koyarsa koysun CHP veya bir başka partiye tepki oyu vermez. İşte bu nedenledir ki küskün AK Parti seçmeninin ben sandığa gitmeyeceğini düşünüyorum. 

Eğer bu kitlenin oranı yüzde 5'lere varırsa İstanbul'da AK Parti için çok karanlık bir fotoğraf ortaya çıkacaktır. Şöyle ki;

Bir önceki yerel seçimlerde İstanbul'daki oy oranlarını inceledim. Gerek CHP'nin gerekse AK Parti'nin aldıkları oy oranlarını ve ortalamaları araştırdım. Gördüğüm kadarıyla 9-10 ilçede AK Parti çok küçük oy oranı farkıyla seçimleri kazanmış. 

Eğer AK Parti'nin küskün seçmeni sandığa gitmezse bu 9-10 ilçenin en az 5-6 tanesi 31 Mart 2019 seçimlerinde CHP'ye geçecektir düşüncesindeyim. Hatta AK Parti açısından belki biraz kötümser düşünceyle yaklaşırsak bu seçimlerde CHP'nin kazanacağı ilçe belediyelerinin sayısı AK Parti'yi geçebilir bile! AK Parti'nin MHP ile seçimlere yönelik işbirliği yapması bile bu durumu değiştiremeyebilir. Diğer yandan birçok ilçeyi kaybetse bile ben AK Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanacağına inanıyorum. Zira bana göre CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım ile başedebilecek bir isim değil. CHP, İmamoğlu yerine belki Muharrem İnce veya Mustafa Sarıgül gibi isimlerden birini aday yapsaydı İstanbul'da çok büyük bir seçim yarışı yaşanabilirdi. 

Geçen yerel seçimlerden bugüne kadar ülkede gerek ekonomik gerekse politik açıdan değişen çok şey var. Bunlardan bence en önemlisi ise siyasi ayrılık düşüncelerinin düşmanlık noktasına gelmesi. Önceden hangi partiye oy verirseniz verin tartışma konusu olmakla birlikte insanlar saygı duymayı biliyorlardı. Artık durum çok farklı.

Her seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de teşkilatlar öyle görünüyor ki parti üst yönetimini tatmin etmek adına göstermelik toplantılar yapıp yine kendi parti mensuplarına yönelik toplantılar yapacaklar. Yeni oy kazanmak adına değil parti üst yönetimini "bakın biz çalışıyoruz" şeklinde inandırarak kendi yerlerini korumak adına bir takım çalışmalar gerçekleştirecekler. Şunu da belirtmeliyim ki seçimlerde İstanbul ilçe teşkilatlarının büyük çoğunluğu sokağa çıkacak teşkilat mensubu bulamıyorlar. Zira teşkilat mensupları sokağa çıktıklarında başlarına ne geleceğini kestiremiyorlar. Yaşananlar bunu gösteriyor zaten. 

Sonuç olarak AK Parti'yi İstanbul'da geçen seçimlerden çok daha zor bir seçim yarışı bekliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesini AK Parti mutlaka kazanacaktır ancak ilçeler konusunda bu fikri taşımıyorum. Yine de CHP'nin İlçe Belediye Başkan adaylarının açıklanmasını beklemek daha doğru olur diye düşünüyorum. 

Bir sonraki köşemde İstanbul'un bazı kritik ilçelerindeki durumu esas alacağım.

 

 
Toplam blog
: 74
: 2756
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

On yıldan fazla süredir reklam ve halkla ilişkiler sektörü ile internet ortamında medya sektöründe h..