İstanbul'da Yaşamak

Haziran ayı ile birlikte İstanbul’da sanatsal faaliyetler hız kazanır. İstanbul’da aslında sanatsal faaliyetler hiç bitmez, yaz kış, bahar demeden devam eder. İstanbul doğumlu olup 44 senesi bu şehirde geçmiş biri olarak şimdi düşünüyorum. Ve kendi kendime soruyorum. “Biz ne kadar İstanbulluyuz veya İstanbul’da yaşamanın hakkını verebiliyor muyuz ?”

Dünyanın sayılı güzel şehirlerinden biri olan İstanbul da yaşamak bir ayrıcalıktır. Ama yaşanabiliniyorsa. Şimdi kendi kendimize 10 soru sorup, cevap arayalım.

1-Yılda kaç kez klasik müzik konserine gidiyorsunuz?

2-Yılda kaç kez pop veya rock konserine gidiyorsunuz?

3-Yılda kaç kez tiyatroya gidiyorsunuz?

4-Yılda kaç kez sinemaya gidiyorsunuz?

5-Yılda kaç kez sergiye gittiniz?

6-Yılda kaç kez boğazda yemek yediniz?

7-Yılda kaç kez müzeye gittiniz?

8-Yılda kaç kez Adalara gidip yürüyüş yaptınız?

9-Yılda kaç kez Sultanahmet’ gidip gezdiniz?

10-Yılda kaç kez Taksim’e gidip İstiklal Caddesinden Tünel’e yürüdünüz?

Sevgili okurlar, her soru için en az bir kez diyemiyorsak, biz İstanbul’da yaşamıyor, sadece yaşadığımızı düşünüyoruz demektir. Bu size abartılı gelebilir, ama benim için gerçektir.

Bakın yukarıdaki soruları sorarken, şu tip soruları sormadım.

1-Yılda kaç kez oturduğumuz yere en yakın ağaçlık bir yere piknik yapmaya gittiniz?

2-Yılda kaç kez deniz kenarında mangal yaptınız?

3-Yılda kaç kez plaja gidip denize girdiniz?

4-Yılda kaç kez Ada vapurunda balık istifi gibi yolculuk yaptınız?

5-Yılda kaç kez çay eşliğinde simit yediniz?

Sormadım, çünkü bu tür faaliyetler ne yazık ki İstanbul yaşantısını yansıtmıyor. Kızmaca, alınmaca yok birçoğumuz bu konumdayız. Sesimizi çıkarmadan bunun farkında olmalı ve en az “bir kez” cevap sayısını arttırmaya çalışmalıyız. Kuru kuru İstanbulluyum demek ağrıma gidiyor….