Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '09

 
Kategori
Sinema
 

İstanbul Film Festivali'ne neler oluyor?

İstanbul Film Festivali'ne neler oluyor?
 

Yılın en önemli iki filmi olan Issız Adam ve Güz Sancısı İstanbul Film Festivali'nde yarışamayacak. İKSV Değerlendirme Kurulu her iki filmi de yarışma dışı gösterime layık gördü. Kurulun yaptığı açıklamaya göre Güz Sancısı “sinemasal biçem” olarak bu yılın yarışma filmlerinden farklıymış. “Sinemasal biçem” de ne demekse? İKSV Danışma Kurulu Üyesi Atilla Dorsay’ın açıklaması ise iyice garip: “Popüler bir film olarak ödüle ihtiyacı olmadığı için yarışma dışı gösterilmesine karar verdik”. Nasıl yaniJ? Yarışmak için özellikle popüler olmayan film mi yapmak gerekiyor? Bir filmin sinemasal kalitesi o filmin popülerliği ile mi ölçülür? Bu nasıl bir mantıktır? İyi o zaman, popüler olan herşeye “tü kaka” diyelim, aptal saptal sanatsal kisve altında yapılmış yüzlerce filmi göğe çıkaralım. Bu mudur yani? Atilla Dorsay incilerini dökmeye devam ediyor. Aşağıdaki her bir cümle sizce de birbirinden felaket değil mi?

- Yönetmenlerin daha önce çok ödül almış olması, yeni bir ödüle ihtiyacı olmaması bu yönetmenin filmlerini yarışma dışı bırakmak için sebeptir.

- Güz Sancısı hepimizin çok önemli bulduğu bir konuyu ne yazık ki o ölçüde başarılı bir sinemayla perdeye aktaramadı ( Hadi bu görüşe saygı gösterelim diyeceğim ama neyse…)

- Issız Adam ise son derece popüler bir film, o yüzden ödüle ihtiyaç duyan bir film olarak görülmedi.

- Bu filmleri reddetme hakkımız var.

O zaman sevgili yönetmenlerimiz ne yapacak, popüler olmayan işler yapacak, yoksa meyve veren ağacı işte böyle bir güzel taşlarlar ve memleketin en saygın film festivalinde kapı dışarı bırakıp üvey evlat muamelesi gösterirler.

Ayrıca şu mantığı da anlamış değilim. Yarışmaların ana amacı en iyi olanı seçmek ise, gerçekten en iyi olan seçilmeli .Yok efendim “gençlerin yolu kapanmasın, onları motive etmek için en iyi yapımları bırakıp gençlere ödül verelim”, yok efendim “bu yönetmenin zaten 500 tane ödülü var, bir tane daha alsa ne olacak ki?” gibi saçma sapan bir savunma şekli olabilir mi?

EN İYİ OLANA HAKKINI LÜTFEN VERELİM!!!

Bence jüri de artık kendine bir çeki düzen versin ve taraflı seçimler yapmasın. Popüler olana ödül vermek entelektüel duruşlarından bir şey kaybettirmez, monşer jüri üyelerimiz (!) bundan korkmasınlar lütfen.

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 102
: 1607
Kayıt tarihi
: 26.08.08
 
 

1980 İzmir doğumluyum. Kendimi bildim bileli gözlem ve yorum yapmayı çok seviyorum. Genelde hayatı h..