Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul için güzel bir adım

İstanbul için güzel bir adım
 

Yollar, evet yollar veya sadece yol denildiğinde herkesin aklında değişik düşünceler oluşturur. Kimine yol deyince uzak yerler gelir, kimine ise iş gezileri hatta zorunlu ve bazen sıkıcı da olsa gitmemenin çaresinin olmadığı seyahatlerdir. Tabii ki birçoğumuzun aklına ise tatili ve tatile gitmeyi getirir. Hele tatile gidiş hazırlıkları tamamlanmıştır ve yola çıkılmıştır. O andan daha güzel bir şey var mıdır? Ben tatilin en çok başladığı anlarını severim. Tatile gidişte yol muhteşemdir, ya dönüş yolu, işte en kötüsü budur. Ağlayanlar mı ararsın, yol boyunca konuşmayan mı? Sözün kısası tatil dönüşü yol hüzündür. Kültürümüzde yer etmiş sözlerde vardır yol ile ilgili; Asker yolu beklemek, gibi. TDK’ye göre yol; is. 1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, şeklinde tanımlanmakta.

İstanbul’da yol dediğimizde, diğer illerde yaşayanların aksine, bitmeyen keşmekeş, kaybolan saatler ve sonu gelmeyen koşturmaca. Anakentlerde sabah ve akşam iş saatleri daima yaşanan sıkışıklık, son zamanlarda İstanbul’da tüm güne ve tüm haftaya yayılmaya başladı. Hele günümüzün moda yapıları AVM’ler mantar gibi tüm ana yol arterleri yakınlarında türemeye başlayınca eziyet katmerli olarak yaşanmaya başladı. İstanbullu sabah 2:00 sıralarında köprüde saatler kaybettiğinde şaşırmıyor artık. En ilginç olanı da tepkisizliğimiz. Kimse yapılan veya yapılmayanları eleştirmiyor ve en kısa sürede kabulleniyoruz. Çarpık örnekler oldukça fazla; Fatih Sultan Mehmet köprüsü İstanbul’un göbeğine Atatürk caddesi ile bağlanıyor ve bu cadde sahra-ı cedit’te sokak aralarında eriyor. İstanbul Anadolu yakasının ilk yer altı treni de eski adı E5 olan O2 otoyolunun altından geçecek şekilde inşa ediliyor. Bu düzenlemeler bizim trafik çilemizi ne yönde etkiliyor acaba. Maalesef pek rahatlattığını gözlemleyemiyoruz. Toplu taşımanın merkez ağırlıklı önceliklendirilmesinin öneminin yanı sıra, merkezinde rahatlatılması bence önceliklidir.

İstanbul’un özellikle Anadolu yakasında trafiğin güney kuzey yönünde akışını engelleyen doğal olmayan setler var. Bunlar O2 yolu, tren yolu ve bağdat caddesi. Bu engelleri aşamayan trafik, sıkışıklıklara ve içinden çıkılmaz problemlere neden oluyor. Özellikle tren yolunu geçmek oldukça zor. Belirli noktalardan zorlukla yapılan geçişler ve tren yolu tarafından bölünen sokak ve caddeler. Ne büyük bir açmaz, 10m karşında duran bir yere ulaşabilmek için yüzlerce metre yürümek veya arabayla çile çelmek. Bence böyle büyük bir şehirde tren yolu şehrin en kalabalık yerleşim yerlerinin tam ortasından şehri bölerek geçmemeli. Belediyelerin veya ilgili kuruluşların uzun vadeli de olsa bir çözümü var mıdır? Bilemiyorum ama Anadolu yakasının en kalabalık ve hareketli semtleri tren yolu sayesinde, aşağı-yukarı veya kuzey-güney semtler halinde yaşıyor. Berlin duvarı gibi bu yol şehri bölüyor(!). Şehir planlamacısı değilim ama İstanbul’u çok seven ve trafik sıkışıklığından, her istanbullu gibi dertli olan ve İstanbul için güzel şeyler yapılmasını isteyen biriyim. Bu yönde çözümler üretmek bizim görevimiz tabii ki değil ama yine de düşünmeden de edemiyorum.

Dünyanın hiçbir büyük şehrinde şehir merkezinde yaşamı bu ölçüde engelleyen bir sisteme rastlayamazsınız. Komşu ilimiz İzmit’te bile şehrin içindeki tren yoluna bir şekilde çözüm bulunup, tren yolu şehrin dışına atıldı. İstanbul’da ise henüz bir girişim yok. Oysa O2 altına yapılmakta ilk yer altı treni yerine ilk etapta, Haydarpaşa-Pendik tren yolu kısmen ya da tamamen, aç-kapa yöntemiyle yer altına alınabilirdi. Böylelikle, kuzey-güney doğrultusunda geçiş problemleri yok olacak, kesilmiş cadde ve sokaklar birbirine kavuşacak ve en önemlisi aç-kapa yöntemiyle şehrin Anadolu yakasının en yoğun bölgeleri yeraltı trenine kavuşacaktı. Şimdi ise ona başka bir toplu taşıma aracıyla ulaşabilecekler. Çünkü O2 yoğun nüfusun yaşadığı alanlara yürüme mesafesinde değil. Bu düzenlemenin bir artısı da, şu an var olan yolun üzerine AVM yapılamayacağına göre, bu alanları yeşil bir kuşağa dönüştürerek değerlendirme şansını yakalayacaktık. Böylece Erenköy’üm, Göztepe’m, Maltepe’m daha bir yaşanası yerler olacaktı.

Ama bu tip çalışmalar oldukça fazla çalışma gerektiren ve bir battı-çıktı kadar kısa sürede ve popülerlikte olmadığından şimdilik, tercihli yollarla ve kavşak çalışmalarıyla günümüzü kurtaracağız. Ve yol deyince aklımıza hep keşmekeş, kaybolan saatler ve o sonu gelmez koşuşturmaca gelecek.

Bu konunun uzmanı olmadığım için yapılabilirliği konusunda hiç bir fikrim yok, yine de İstanbul’a yeni bir nefes getirebileceğine inandığım bu düşüncemi paylaşarak, yetkililerin kafasında ufacık bir ışık zerresi yakabilmiş olmayı umuyorum.

 
Toplam blog
: 14
: 1022
Kayıt tarihi
: 17.12.08
 
 

İTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümünü 1986 yılında bitirdim. Bu yıldan beri Mühendislik çalışmalarım..