- Kategori
- Deneme
İstanbul İstanbul Olalı
Bizim evde kahvaltıların hatırı sayılır bir yeri vardır. Hafta içi de özenle hazırlar anneciğim, bizi yüreğinden, aklı bizde kalmadan uğurlayıversin diye evin korunaksız duvarlarının dışına... Anneme göre öyledir, onun olmadığı her yer bizim için korunaksız.. O yüzden özeni daha sabah başlar.. Hepimiz uyurken kalkıp, elinin değdiği her yerde anne lezzetini bırakıp, hazırlar sofrasını... Annemin hazırladığı herşey gibi sofra da kişiliğe bürünmüştür sanki.. Çok renkli, sevecen, şefkatli, yılların tecrübesi, eskimeyen aşkı olan bir kişiliktir sofrası... Benim için öyledir annemin sofraları.......
Babam her sabah masaya ilk gelendir; annemin davet ettiği. Çok düşkündür babama annem.. Baş köşeye oturtur, hiçbir şey sormaz yılların alışkanlığı....Bilir herşeyi nasıl sevdiğini. Çayına kaç şekeri, ekmeği ne kadar kızarmış sevdiğini.... Konuşmadan anlaşır onlar.... Konuşmak zaten nedir ki? Bilmemek, hala keşfetmemiş olmak, hala biraz yabancı.....
Babam radyo dinlemeyi sever.... Eski şarkıları; ama onun gönlünün eskitemediği... Kibardır babam. Sofra yı hazırlamak ustalık işidir ona göre ama gerisini o halleder. Çayı doldurur mesela, eksik bişey olursa yormaz kimseyi o getirir.
O masada annem, babam, ben, sabahın telaşı sonra annemle babamın hareketlerin de görünmeyen ama derinler de hiç bırakmadıkları birbirlerine olan alışkanlıkları, aşkları... Her sabah aynı....
Benim de bugünler de kalbime düşmüş olan bir İstanbul'a gitme sevdası... Babam için ertelediğim.
Tam da böyle duygularla iken ben; radyo da çalan ; '' Ah İstanbul İstanbul Olalı........'' şarkısı...
Babamın gözyaşları...
Annemin durup babama acıyla bakan derin, sessiz bakışları....
Benim içimi kavuran onların hasreti, özlemi daha şimdiden...
Radyo da SEzen; Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti........
..........Ah İstanbul İstanbul Olalı.......
http://www.youtube.com/watch?v=3h9bSIIBJTQ