Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '12

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul'lu olabilmenin özellikleri ve İstanbul'da yaşamanın ince çizgileri,

İstanbul'lu olabilmenin özellikleri ve İstanbul'da yaşamanın ince çizgileri,
 

İstanbul'lu olmanın kendine has özelliklerinin başında, İstanbul terbiyesi ve kültürü gelir. Eski İstanbul'luyu tarif ederken, ''İstanbul hanımefendisi veya beyefendisi'' sözcüğü kullanılır. 

500 Yıllık bir kültürün, bir birikimin ortaya çıkardığı İstanbul'luluk bir yaşam biçimi bir hayat görüşüdür. İstanbul'lu, bilgili, görgülü,  şık giyimli, konuşması ve nezaketiyle anılıp değer kazanmıştır. İstanbul'lu kadında öncelikle nezaket, zerafet, letafet ve kabiliyet aranır, birde konuşmasına özen göstermsi önem arzeder. 

İstanbul'lu hanımefendi, ölçülüdür, yerli yerinde, sesini yükseltmeden, etrafında ki insanları rahatsız etmeden fikrini nezaket çerçevesinde beyan eder. İstanbul hanımefendisi her sınıftan insana karşı saygılıdır.

İstanbul beyefendisi ona keza, terbiyeli görgülü, kültürlüdür. Naziktir, nezaket kuralları vazgeçilmezidir.

İstanbullu'yum demek için birtakım kurallara riayet etmek gerekmektedir. İstanbul'luluk bir yaşam biçimidir derken şunlara dikkat edilmesi şarttır: Medeni, terbiyeli kibar bir İstanbul'lu ''ben'' kelimesini çok kullanmaz. bendeniz der. Eski İstanbul kültüründe sıkca ben demek ayıp karşılanır. Kibar bir İstanbul'lu ''efendim'' ve ''Teşekkür ederim'' kelimelerini sıkca kullanır.

M.Şevki Eygi'nin İstanbul'luyu anlattığı bir yazısından kısa bir özet,

''İstanbul'lu kibardır dedik, ne kadar aç olursa olsun, sofraya sakince oturur, yemeğini aç değilmiş gibi ağır ağır yer. Gözlerini faltaşı, ağzını faraş gibi açıp, diğer insanları rahatsız edecek şekilde yemek yemez. Hakiki ve görgülü İstanbul'lu evinde çarşıda yediği yemekleri başkalarına anlatmaz.Yakın gördüğü eş ve dostlarına, lezzetli yemek ve tatlıların yapıldığı restorana, birlikte gidebileceklerini söyler. İstanbul terbiyesi ve görgüsü olan insan, telefonla konuşma adabını bilmelidir. Telefonla bir yeri aradığı zaman, önce kendini tanıtmalıdır. Sonra şu beyfendiyle ve ya hanımefendiyle gürüşmek istemiştim der.  Bir yere randevusuz gidilmiyeceğini bilmelidir. İstanbul'lu asla zevzevklik  ve gevezelik yapmaz. Boş ve faydasız konuşmaz. Argo konuşmak hoş karşılanmaz. Bir erkekte ve kadında İstanbul terbiyesi ve kültürü  olup olmadığı konuşmasından anlaşılır.''

İstanbul'lu küçüğüne ve büyüğüne karşı saygılıdır. Toplu taşıma araçlarında, yaşlı, engelli, hamile ve çocuklu kadına  öncelik tanır ve yer verir.  

İstanbul'luyum demeklede İstanbul'lu olunmuyor. Her şeyden önce ilişkili olduğun insanların haklarına, hukukuna saygılı olacaksın, malına, mülküne yaşamına müdahaleden imtina edeceksin.

Kendine yapılmasını istemediğin hiçbirşeyi, başkası için düşünmeyeceksin ve yapmıyacaksın.

Dünya'nın en güzel şehirlerinin başında yer alan İstanbul aynı zamanda en fazla göçüde alan bir şehirdir. Yapılan bir ankette deneklerin %48'i İstanbul'u '' Kimsenin vazgecemiyeceği bir şehir olarak tanımlarken, %52'si ''Zorunlu olarak yaşanılan bir şehir'' olarak tanımlamıştır. Bu anket göstermiştir ki İstanbul'a uyum sağlayamıyanlar, sağlıyanlardan fazladır.

Buda  şunu gösteriyor, İstanbul'a göçün zorunlu ekonomik şartlardan kaynaklandığıdır. Uyum sağlıyamıyanların  nedenleri ise, ulaşım sorunu, kalabalık bir kent oluşu, gürültü, stres, pislik, yoksulluk ve eziyet  yaşam kalitesini düşürmesinden kaynaklanıyor.

  Mahallemizden bir örnek; Yıllar önce Rize'nin Hemşin kazasından İstanbul'a gelen rahmetli Fırıncı Hakkı bey, 40 yıl aradan geçmiş karadeniz şivesini hiç bozmamıştı. Mahallenin büyükleriyle sohbet ederken,  Hakkı beye takılırlardı. Dilini eşek arısı soksun, şu dilini bir türlü düzeltmedin diye. Fırıncı Hakkı'nın cevabı şöyle olurdu, ''Ben İstanbul'a iş yapmak için geldim, İstanbul'lu olmak için değil''. Rahmetli İstanbul'lu olmadı ama çocukları burada doğdu büyüdü ve İstanbul'lu oldular. 

İşte 500 yılda meydana gelmiş eski İstanbul, tarihi, kültürü, giyim kuşamı, edebiyatı musikisi,dili ve mutfagı ile bugün bunların birçoğunu kaybetmiş durumdadır. veya çok azı muhafaza edilmektedir. Eski mahalleler komşuluğun, eş, dost ve akrabalığın pekiştiği bu yerler, yok olmuş değişime uğramış  durumdadır.

İstanbul'luluk ruhunu simgeliyen bu yerlerin yok olmasıyla eski İstanbul'un yeşermeside güç görünüyor. 

 

 
Toplam blog
: 465
: 1550
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Çevreye saygı, insanlık görevi olarak algılanmalıdır. Bankacılık ve finans yöneticiliği  uğraşım ..