İstanbul sevdası!

Hepi topu iki elin parmaklarının sayısını geçmez hasret gidermişliğim.

Ancak sanki hep orada yaşayan bir ailenin çocuğuyum gibi hissederim kendimi.

Hatta, birçok İstanbulludan daha İstanbullu olduğum söylenebilir.

Çünkü İstanbul, benim çocukluk dünyam, gençlik dünyamdır.

Trafik karmaşasından nefret edenler bu övgü dolu sözlerime kızacaklardır belki ama..

O karmakarışık yolların eninde sonunda bana bambaşka bir dünyanın kapısını açabileceğini bilerek her şeyine katlanırım.

Çünkü daha ilk dönemeçten sonra karşınıza çıkar güzellikler.

Bunlar, çarşılarıdır, Camileridir, tarihi surlarıdır. egzotik köşeleridir, kokularıdır, denizidir, martılarıdır, balıkçı tekneleridir.

Tüm bunlar sadece ama sadece İstanbul'da yaşıyor olmanın ayrıcalıklarıdır.

O nedenledir ki, İstanbul yönüne doğrudur tüm evlerden kaçışlar.

Bana göre İstanbulda herkes kendine göre bir köşe bulabilir, herkes kendine göre bir İstanbul yaşayabilir.

Çünkü İstanbul'un tüm insanlığı kucaklayan ortak bir dili vardır.

Bilmeyenler var ise de o dilleri keşfetmeye çalışırlar.

Tıpkı benim gibi!!!

Önce Taksim'e çıkılır.Taksim'den Beşiktaş'a Beşiktaş'tan da Ortaköy'e taban tepilir.

Çünkü her türlü ulaşım aracından daha hızlıdır tabanvay!!!